17 Kasım 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

17 Kasım 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER S. Lloyd, C. Pineau ve A. Eden çocuklar İhtiyar mişti. Yüksek rütbeli iki Mısırlı ko- utan ve 18 bin asker esir edılmıştı İsrailliler taarruzun ikinci gu keri hedeflere eriştikleri"ni ilân et— mişlerdi. Nasırın etrafında toplan- dıkları sanılan diğer Arap devletleri harbe girişmeye cesaret edememişler- di. Nasır efsanesi, iskambilden şato— lar gibi bir anda yıkılıv rmıştı Sava şa nazır 150 Mısır uçağından 1051 müşterek İngiliz - Fransız hava kuv- vetleri tarafından havalanmaya bile fırsat bulamadan meydanlarında im- ha edilmişlerdi. Geçen haftanın başında, pazartesi günü gazeteler İsmailiyeye asker çıka rıldığını ve Port-Said'in düştüğünü yazıyorlardı. Hatta kulaktan kulağa Nasırın kayıtsız şartsız teslim okluğu bile fısıldanıyordu. Ama bunun henüz aslı yoktu. Küfür — edebiyatında ve kindarlıkta bir şahika teşkil eden "Arapların Sesi" radyosu Royal Air Force un bombalarıyla susturulmuş- Fransız parlâmentosu zafer sarhoş- luğu içindeydi. Fransız halkı da mu- vaffakiyetten iftihar duymaktaydı. Hükümet nihayet uykudan uyanmış, harekete geçmişti. Mısırdan Cezayi- re silâh taşıyan bir korsan gemisi ele geçirilmişi Cezayirli milliyetçi lider- ler i a dü- şurulmuşlerdı Nıhayet Kanalın mu- kim noktaları da ele geçiriliyordu. İs- rail - Mısır kavgasını ayırmak baha- nesine aldıran bile yoktu. Fransa ye- niden dünyaya gelmişti. Girişilen ha- reketin bir çılgınlık olduğunu söyle- meye cesaret edenler sertçe susturu- luyorlardı. Fransız balkı, geçen haf- tanın başında Londranın Trafalgar meydanında Eden'e savrulan küfürle- rin ve yuhaların manasını anlamıyor- du. Şu İngilizler, galiba iyice soysuz- laşmalardı! 12 Fakat Bulganin'in mesa_ıından ve Londra ile Paris'e verilen Rus larından sonra zihinlerde tereddudler uyanmıştı. İngiltere ve Fran kendilerinden daha kuvvetli letin güdümlü silâhlarla taarruza ge- çivermeleri ihtimalinin hatırlatılması adeta bir duş tesiri yapmış, sinirleri yatıştırarak daha salim fikirlerin u- yanmasına yol açmıştı. Paris'teki Amerikan — elçisinin, — Eisenhower'e gönderilen başka bir Rus notasını a- çıklaması tereddudlerı daha da kuv— vetlendirdi. Zira R birlikte hareket ederek Ingılızlerle Fransızlan Mısırdan çıkarmayı teklif edıyordu urum Lon ve Paris i- çin hiç te hoş degıldı Amerıka ve Rusyanın, bu ihtiyar çocukların ku- laklarını çekmek için birleşmesi ihti- mali bile, Eden ile Mollet'nin uykusu- nu kaçırmaya kâfiydi. El değiştiren dizginler ereket versin, Macaristandaki Rus barbarlığı karşısında son derece heyecanlanan ve o wer imdada yeti notasına sert bir şekilde cevap verdi. Düne ka- dar İngiliz ve Fransızlara ateş püs- küren Amerika Atlantik Paktı dost- larını; muvakkaten bile olsa himaye etmeye başlamıştı. Fakat Amerikanın işe elini uzatması, onun dizginleri ele alması demekti. Amerika daha şimdi- den Londra ve Paris'i tazyik etmeye başlamıştı. Washington, İngiltere ve Fransanın hemen ateş kesmesini isti- yordu. Fakat Fransız Başbakanı A- merikanın zorlamalarına kulak as- mak arzusunda değildi. Eden ise mü- tereddid idi, Süveyş meselesinin pat- lak verdiği günden beri İngiltere te- reddüdlerden kurtulamamıştı. Halbu- ki Ingılterenın harp gayeleri belliy- i. Bu gayenin dışında olup bitenler vız gelmeliydi. Eden, İngiliz dostu I- rakı Orta Doğuda bugünkü Mısırın mevkiinde görmek istiyordu. — Ayrıca Yahudilerin kuvvetlenmesi de İngiliz hükümetinin hiç işine gelmiyordu. İsrailin yardımına koşar gibi görün- mesi, bu tarzın şimdilik işine uygun düşmesinden ileri geliyord muvakkat — yakınla bıle Bağdat Paktının lider devletını muşkul duru- ma sokuyordu. Rusların tehdidi, Amerikanın taz- yiki ve İngilterenin tereddüdleri yet- miyormuş gibi bu arada cepheden ge- len ilk haberlerin biraz mübalâğalı olduğu anlaşıldı. Durum parlaktı, fa- kat zannedildiği kadar değil.. İsmai- liye henüz ele geçmemişti; Port-Said civarındaki alanında Fransız paraşütçülerinin bekledikleri takviye kuvvetleri hâlâ oraya ulaşa Kapaktaki başbakan DAVID İçinde bulunduğumuz ayın ilk gün- lerinde, Telaviv'de üç odalı, küçük bir evin mütevazı bir odasında uzun beyaz saçları kulaklarının üzerine dökülen, yetmişlik bir ihtiyar hasta yatağında yatıyordu. Yatağın etra- fında heyecan ve endişe içinde bu- lundukları yüzlerinden okunan bir takım adamlar toplanmıştı. Banlar konsültasyon yapan doktorlar değil- di. Hasta yatağının etrafında, bir kabine toplantısı yapılıyordu. Zira yetmişlik ak saçlı hasta israil Baş- bakanı David Ben-Gurion'du ve çok mühim bir mesele hakkında karar vermek için bakanlarını etrafına toplamıştı Nazarlar, sık sık bir gö- zü kör ve her halınden asker oldugu anlaşılan asık suratlı bir adam üze- rinde toplanıyordu. Bu İsrail ordu- toplantısında, müzakerelerin esasını teşkil etme- mesele, İsrail için hayati bir ehemmiyet taşıyordu. Zi- ra o anda İsrail ordularının Mısır hududunu asarak Sina yarımadasını işgal etmesi kararlaştırılıyordu. Ge- neral Dayan, Süveyş Kanalının Do- ğu kesiminin işgalinin ve bu mıntı- kadaki Mısır kuvvetlerinin imhası- nın kendisi için bir çocuk oyuncağı olduğunu ifade ediyordu. Hakikaten General Dayan'a, bu vaadlarını ta- hakkuk ettırmek için 48 saatlik bir i. Mısır kuvvetlerı israil ordusu arzu edilen askeri he- defleri ele geçirmişti. Arap - İsrail ihtilâfı başı dertte dünyanın sonu gelmez gailelerinden biriydi. Araplarla Yahudiler arasın- da sulh, bir türlü tahakkuk etmiyor- AKİS, 17 KASIM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: