17 Kasım 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

17 Kasım 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

açılan ateşle karşılaştılar. Fransız mevzilerine sığınabilirlerse kurtula- . İki gazeteci kaçmaya baş- ladılar. Fakat kurşunlar onlardan sü- ratliydi ve ecel yazısını yazmıştı. Ga- zetecilik mesleği Mısır çöllerinde iki urban daha veriyordu. İzmir Bir mahkümiyet kararı Başbakan Adnan Menderesin mu- vafakatile açılan ve birkaç aydan beri İzmir Toplu Basın Mahkemesin- e duruşması görülen Demokrat Iz— na eri İzmir'de neş- redilen "İnsaf be Paşam!" başlıkh bir fıkrada Başbakana hakaret edildiği iddiasıyla Aaçılan bu dâvada, sanık sandalyesinde üç gazeteci bulunuyor- du: Gazetenin sahibi Adnan Düvenci, fıkra muharriri Ziya Hanhan ve yazı işleri müdürü İlhan Esen İzmir Toplu Basın Mahkemesı bun- dan evvelki celselerde iddia ve mü- Aydemir BALKAN davamızda son yıllarda en fena no- tu aydınlarımız almışlardır. mevzuda geriye — gitmişsek, kovanlar ne zaman geriye 1tılmışler— e" u ınlarımızın, okumuşla- rımızın 1hanefıyle olmuştur. Bu in- sanlara aydın demenin aykırılığını görüyoruz. kü, aydın olmak i- çin tahsil ve egıtım kâfi — değildir. Aydın, herşeyden evvel hür insan, ahlâklı insandır. Türk cemiyeti- nin motörü olması icap eden aydın- larımızın son yıllardaki ataleti, ka- yıtsızlığı, hatta suç ortaklığı rejim meselemizi bu derece nazik bir saf- haya sokmuştur. Bu aydın buhra- nının Ur devir mi, yoksa bir nesil meselesi mi oldugunu sosyologlara bırakalım. akat — kanaatimizce, aydınlarımız son yıllarda buyuk kütleyi yalnız bırakmakla veya 0- yalamakla en çirkin siyasi ahlâk nü- munesini — göstermişlerdir. — Basın, üniversite, imar, — politika sayısız misallerle doludur. Evet, — rejim ve ahlâk, bunlar aynı davalardır ve bütün bunlar - tekrarlamaktan çe- kinmiyelim - bizim için bir "milli beka" meselesidir. Gerek dünya şartlarının, gerek memleket şartla- rının bu davanın uzun müddet sü- rüncemede kalmasına tahammülü yoktur. Suçlu aydınlarımıza ve pa- sif mukavemet şampiyonlarına Zo- la' nın meşhur sözünü hatırlatalım: — Milletin bir parçasını bütün bir zaman aldatmanız kabildir. Mil- letin bütününü bir zaman parçası içinde aldatmamı da kabildir. Fa- kat bütün bir milleti, bütün bir za- man aldatmanıza imkân yoktur!.." AKİS, 17 KASIM 1956 BASIN Adnan Düvenci ve Ziya Hanhan mahkemede Geçmiş olsun!. dafaaları dinlemişti. Perşembe gün- kü celimde karar verilecekti. Bu se- beple mahkeme salonunda dinleyici- lere ayrılan yerler, gecen perşembe daha kalabalıktı. Herkes dikkatle tefhim edilen kararı dinliyordu. İzmir Toplu Basın Mahkemesi, his mevzuu fıkrada suç unsuru gör- düğünü bildirdi ve muaddel Basın Kanunu gereğince gazete sahibi Ad- nan Düvenci'yi ve fıkra muharriri Ziya Hanhan'ı birer sene hapis ve 3 biner lira ağır para cezasına mahküm etti. Yazı işleri müdürü İlhan Esen fıkranın yayınlandığı — tarihte Avru- pada bulunduğunu ispat ettiğinden beraat etti. Basın Kanununa son ta- dilât sırasında ilâve edilen gazetenin kapatılmasına dair hüküm de, ilk de- fa Demokrat İzmir dâvasında tatbik edildi. Toplu Basın ahkemesinin kararına göre Demokrat İzmir 1 ay müddetle kapatılacaktı. Karar tem- yiz yolu açık olmak Üzere ittifakla verilmişti. ba- Amerika Diktatörlere boykot eçen ayın son günlerinde Pana- a'da toplanan Amerika Millet- leri Basın Birliğinde son derece şaya- nı dikkat bir fikir ortaya atıldı. Tas- vibi» karşılanan bu teklifte, diktatör- lerin amaline hizmet eden gazetecıle— rin Birlikten ihraç edilmeleri isteni- liyordu. Önerge, Genel Kurul toplantısı açı- lır açılmaz, Birlik Başkam James Stahlman tarafından başkanlık diva- nına tevdi edildi. Mr. Stahlman, Ten- nesee'de intişar eden The Nashville Banner gazetesinin neşriyat müdü- rüydü ve bu mevzu hakkında hazırla- dığı raporda şöyle diyordu "Şerefli mesleğimizi iki paralık e- den, diktatörlere uşaklık ve dalka- vuklukla veya hür bir insana yakış- mıyacak davranışlarıyla Basın Birli- ğinin prensiplerine ihanet eden her gazete ve her gazeteci üyelikten atıl- malıdır". Mr. Stahlman'ın raporu, diktatörle- re hizmet eden gazetecilerin basın mesleğine yapacağı zararlara da dik- kati çekerek şöyle devam ediyordu: "Ya evi temızleyecegız gönül açıcı e çalışma arzusu uyandıracak bir hava ıçersmde daha kuvvetle vazife- mizi yapacağız, yahut Birliğin kar- deşlik ve müsavat esasları çerçeve sinde hür gazetecilerle birleşmeye lâ— yık olmadıklarını ispat eden bazı kim- selerin aptallıgınm Birliği boğmasını bekliyec Mr. S hlman ın teklifi ehemmiye- tiyle mütenasip bir alâka gördü. Kim- se şerefli mesleklerinin kırletılmesini ve Birliğin gazetecilik mesleğine lâyık olmıyanlar tarafından — boğulmasını arzu etmiyordu. Bu sebeple, meseleyi tetkik etmekle vazifelendirilen bir komisyon, çalışmasının başlangıcın- dan itibaren bütün dikkatini Güney Amerikada basın hürriyetinin ne de- recede mevcut olduğu noktasına tev- cih etti. Bu arada Güney Amerika diktatörlerinin emrinde çalışan gaze- teciler de komisyonun dikkatli çalış- masının görüş zaviyesi dışına kaçma- ya muvaffak olamadılar. Bilhassa Bo - livya, Nikaragua ve Dominik cumhu- riyetlerindeki durum hakkın: kitler, Mr. Stahlman'ın teklifiyle ne- yin ve kinlerin kastedildiğini açıkça ortaya koydu ve uzun tartışmalara yol açtı Amerıkalı gazeteciler, dünyanın ne- resinde olursa olsun bir gazetecinin zalimler ve diktatörlere hizmet etme- sini meslek şerefine karşı ika edilmiş 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: