20 Nisan 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

20 Nisan 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Urdün Çöküntüye doğru Geçen — haftanın sonunda Amman'- da, daha bir hayli süreceğe ben- zeyen bir oyunun ilk perdesı kapan- dı: Ürdün Kralı Hüseyin" ile kitlele- rin sevgilisi — Başbakan Süleyman Nablusi arasındaki amansız mücade- lenin ilk safhası — Başbakanın istifa- sıyla sona erdi. İkinci perde, Batı taraftarı Kral ile Mısır taraftarları arasındaki mü- cadeleyle açılıyordu Bin güçlükle te- şekkül eden yeni Abdülhalim Nimr hükümeti ancak 4 saat yaşıyabildi. Bu kabine de Nablusi hükümetinden pek farklı bir manzara arzetmiyordu. Mısır ve Suriye ile dost kalmak, Ei- senhower doktrinini Treddetmek Ab- dülhalim Nimr'in hükümeti kurmak başına bir yeni peygamber olarak göndermişti, Fakat Ürdünün peygam- bere ihtiyacı yoktu... Süleyman Nablusi'nin nutkunu bin- lerce dinleyici, coşkun tezahüratla karşılamıştı. Bilhassa Filistinliler ve mülteciler, eski başbakanın en hara- retli taraftarları idi. Nablusi'nin genç Kralı devirmek ve Cumhuriyeti ilah etmek kararında olduğu biliniyordu. Bunu yapmak için gereken imkânla- ra da sahipti. Bu sebeble Nablusi ile Kral arasındaki mücadele bitmiş ol- mak şöyle dursun, yeni başlıyordu. Bu haftanın başında Amman'ın bü- tün caddeleri Nablusi taraftarlarının nümayişlerini Öönlemek — maksadıyla askeri kuvvetlerin kontrolü altına a- lınmıştı. Ama Ürdün Ordusunun Ge- nel Kurmay Başkanı Abdülnevvar'ın da Nasırın hararetli bir taraftarı oldu- ğu biliniyordu. Ana Kraliçenin bir Kral Hüseyin - Albay Nasır "Lütfen vazifesini kabul etmeden önce öne sürdüğü şartlar arasındaydı. Sokak, nümayişçilerini cezbetmesini çok iyi bilen Süleyman Nablusi'nin de istedi- ği esasen buydu. Nitekim Nablusi is- tifasından birkaç gün evvel Ürdünlü- lere hitap eden bir nutkunda aynı fi- kirleri daha süslü bir şekilde ifade etmişti: Ürdünün istiklâlini ve dost- larını muhafazaya muktedir ola- bilmesi, ancak müsbet bir nötralist siyaset takibiyle mümkündü. İktisadi yardım hiç bir şarta tabi olmamalıy- dı. Ürdün komünizme karşı cephe al- mayı şart koşan Eisenhower doktri- nini kabul etmiyecekti. Başkan Eisen- hower, Ürdünün işlerine müdahale e- diyordu. Allah onu sanki ÜUrdünün 12 önce siz oturun!” manevrada bir bölüğü bile sevkü ida- re etmekten âciz olduğunu söylediği Abdülnevvar, ilk tedbir olarak Kral Hüseyin tarafından ordunun başın- dan alınmış ve hudut dışı edilmişti. A- ma mesele bununla halledilmiş olmu- yordu. Zira Ürdün ordusunda Kurmay Başkanı gibi düşünen daha birçok u- fak rütbeli subay vardı. Ordunun Kral taraftarı ve aleyhtarı diye ikiye bölünmesinden endişe ediliyordu. Ur- dün topraklarında bulunan 3 bin ki- şilik Suriye kuvvetlerinin yeni tak- viyeler aldığı söyleniyordu. Ürdün hududunda bulunan Irak kuvvetlerine "hazır ol" emri verilmişti. Nablusi taraftarlarının nümayişleri ve azgın- lıkları gün geçtikçe artıyordu. Kabi- nenin teşkiline Krala taraftar Ayan Meclisi reisi Said el Müfti memur e- dilmişti. Fakat karışıklıkların arka- sının kesilmesini ÜUmit etmek için va- kit erkendi. Nitekim Said el Müfti de kabineyi kuramadı. Nihayet Halidi bir hükü- met kurdu ama yeni kabinede Nablu- si'ye de yer verilmiş olması, hükümet buhranının sona ermedıgını gösteren kuvvetli bir emareydi. Suriye ve Irakın müdahalesi karşı- sında İsrailin de Ürdünün taksimine katılmak istemesi imkânsız değildi. Kısacası, Ürdündeki karışıklıklar Or- ta Doğuyu yeni bir buhrana doğru sürüklüyordu. Bir takım huyları Mı- sırın sabık kralı Faruku andıran genç Kral Hüseyinin tahtı, bir takım mu- vakkat galibiyetler elde etse bile, cid- di şekilde tehlikedey Derdin başı: Fıhstın Genç Kralın başındaki derdin başı, aslında büyük babası Kral Abdul- lahın eseriydi. Doğu Filistinin İlhakıy- la Kral Abdullah âdeta hanedanının idam nı imzalamıştı. Bizzat kendisı 1951 yı nda, Ömer camiinde namaz kılarken bir Filistinli Aarabın kurşunları altında can vermişti. Bu- gün Kral Hüseyine karşı beslenen düşmanlığın en köklüsü Filistinliler- den geliyordu. Düne kadar Urdünün perde arkasındaki hâkimi olan Glubb Paşanın kovulması da Filistinlilerin bir eseriydi. Çoğu Birleşmiş Milletle- rin verdiği ekmekle beslenen ve böy- lece de siyaset yapmak için bol bol vakit bulan Filistinli Arapların Kral hanedanına karşı en ufak bir sempa- tileri yoktu. Cumhuriyet fikri zihin- lerine yerleşmişti. İtimat ettikleri tek siyaset adamı Nablusi idi. Sayıları 500 bini bulan Ürdünün nüfusunun üçte biri - bu Filistinliler Ürdünde tehlike- li bir siyasi kuvvet teşkıl ediyorlardı. Kral Hüseyinin gunun irinde Kra Farukun akıbetine uğraması hiç de hayret edilecek bir şey değildi. Daha şimdiden, hemen hemen Ürdündeki bütün dükkânlarda Nasırın portresi, Kral Hüseyinin yerini almıştı. Süveyş Yerinde sayan mesele Geçen hafta Süveyş Kanalından yolcu gemileri de geçmeye baş- lamış, fakat ihtilâfların hallinde bir arpa boyu olsun yol kat'edilmemişti. Kısacası Kanal temizlenmiş, ama me- seleler temizlenememişti, Albay Nasır ay önceki ağzını değiştirmemişti. "Kanal benimdir, benim kalacaktır; Kanalı ben işleteceğim demekte ısrar ediyordu. Hammarskjoeld'üh Kahireli dıktatoru ikna etme yolunda- ki gayretleri boşa çıkmıştı. Şimdi, Mr. H'ın nasihatçilik vazifesini Ame- rikanın Kahiredeki elçisi Hare omuz- larına yüklenmişti. Amerika, Kanala milletlerarası bir statü verilmesi, ge- çiş ücretlerinin Kanaldan faydalanan- AKİS, 20 NİSAN 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: