20 Nisan 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

20 Nisan 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nın kapısında Yeni Gün yazılı yeni bir binaya girip çıktığını gördüler. Hür. p. ileri gelenleri ne zamandan- beri tasarladıkları bur günluk gazete hayalinin gerçekleştiğini — görmeni telâş ve heyecanı ıçındeydıler Zıra Perşembe günü Teni Gün'ün ilk sayı- sı okuyucularının eline ulaştırılacak- tı. Yeni Gün'ün başyazarı Cihad Sa- ban ile gazetenin diğer mensupları ilk nüshayı çıkaı'manın, emeklerinin neticesini gormenın sabırsızlıgı için- deydiler. Bütün ce bu alı- şıldı ve günün ılk ışıklarıyla beraber Yeni Gün çıktı ür P. nin sadece gazetenin çıkmasıyla — uğraştığını zannetmek hatalı olurdu. Ölçülü, seviyeli ve fa- kat son derece müessir bir muhalefet yapma fırsatını cömertçe heder eden C.H.P. kendisini rehavetle "bahar uy- kusu'nun ağuşuna terkederken, Hür. P. muhalefet vazifesini şevkle ve her gün genişleyen bir alâka hâlesini ka- şanarak ifa ediyordu. Hür. P. nin Yıldırım ekipleri ba- harın ılık nefesi duyulur duyulmaz, yurdun dört bucağına dağılmıştı. Yer yer yapılan ilçe ve il kongrelerinde Hür P. ileri gelenlerinin tok sesleri duyuluyordu. Hemen hergün bir gazetecının hap- se gitmesi veya yeni bir basın dâva- sı açılması haberi Hür. P. nin bayra- ğı olan İspat Hakkı etrafındaki alâ- kaya kuvvet kazandırıyordu. Müuhlis Bayramoğlunun İstanbulda ve Turan Güneş ile Cihad Babanın Konya kong- resinde İspat Hakkı ve basın mevzu- undaki sözleri bütün yurtta büyük akisler uyandırdı. Bilhassa Cihad Ba- banın İspat Hakkına dair şu sözleri son günlerde vatandaşın zihnini bir hayli meşgul edecekti: "Eğer bugün İspat Hakkı olsaydı hapishanede bu- lunan birçokları serbest olurlar, ser- best olanların birçokları da hapisha- nede olurlardı. Işte İspat Hakkı bu- dur, arkadaşlar" Basın Sürat asrı G eçen Perşembe sabahı, İstanbul- da çıkan Siyasi Halk Gazetesinin Nuruosmaniyedeki mütevazi idare- hanesınde hararetli bir faaliyet var- dı. odada gazetenin sahibi Ratip Tahır Bıırak bir taraftan Cumartesi günü çıkacak olan nüshanın son ha- zırlıklarını yaparken, diğer taraftan kendine has coşkun neşesiyle kendi- ni ziyaret gelen Şahap Balcıoğlu ile Ayhan Yetkinere bazı hoş hatırala- rını naklediyordu. İdarehanenin hava- sına hakım olan sadece nükte ve neş'e idi. Fakat bu sırada Siyasi Halk'ın idarehanesine giren iki yabancı, orta- da ne neş'eden eser bıraktı, ne de nükte! . Zira ziyaretçiler sivil po- lıstıler ve Ratı Tahiri cezaevine gö- türmek için gelmışlerd İstanbul Toplu Basın Mahkemesin- AKİS, 20 NİSAN 1957 Kapaktaki gazeteci YURTTA OLUP BİTENLER Ratıp Tahir Burak Bundan 34 yıl önce, 1_923 senesi yolcu gemisi Gül cemal, Karadeni- zin oynak suları ıle mucadele ede- rek Köstenceden İstanbula geliyer- du. Bu , Gulc emal'in tarihi bir sefe- rıydı Türk milleti- nin şereflı istiklâl — mücadelesinin bir hücceti olan Lozan Sulh Mua- hedesini imzalayan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti murah- has heyeti vardı. İsmet Paşanın ri- yasetindeki heyet, Locanda çetin müzakerelerin sonunda "bütün me- deni milletler gibi hürriyet ve is- tiklâl” içinde yaşama hakkımızı dünyaya kabul ettirmişti. Gülcemal'in o tarihi seferinde, Lozan zaferi yaratıcılarını Anayur- da götürme şerefi ve sevinci her şe- ye hâkimdi. Vapurda tam bir bay- ram havası hissediliyor ve alâka- nın mihrakım İsmet Paşa teşkil e- diyordu. Gülcemal'in yemek salonunda- ki bir sohbet sırasında, uzun boylu ve muzip bakışlı genç bir gemi zabitinin elindeki kâğıda, kendisi- ne baka baka bir şeyler karalama- sı, İsmet Paşanın dikkat ve alâ- kasını çekti. Gülcemal'in bu genç zabitine ne yaptığını sordu. Genç gemicinin adı Ratıp Tabirdi ve Lo- zan kahramanının resmini çizme- ye uğraşıyordu. Resimler İsmet Paşa da dahil herkesin takdirini kazanmıştı. Heyet İstanbula var- dıktan az sonra Ratıp Tahir çok sevdıgı denızcılıkten ayrılıyor ve hükümet tarafından resim tahsil etmek uzere Parise gönderiliyor- du. Bundan 54 sene önce Üsküdarda doğan Ratıp Tahir, kendisine bir meslek seçme çağına gelince, ba- bası Mehmet Tabir Bey gibi "Bah- riyeli" olmaktan başka bir şey dü- şünmemişti. Bu aşkla Heybeli De- niz Okuluna girmiş ve Güverte su- bayı olarak mezun olmuştu.. Fakat az sonra askerlikten ayrılmış ve ticaret filomuzda — vazife almıştı. Lozandan dönen murahhas heyeti- mize rastlaması, onun hayat sey- rini değiştirmiş ve "Bahriyeli" Ba- tıp Tahir, ressam Batıp Tahir ol- muşta. Pariste üç sene resim tahsil e- den Ratıp Tahir, mizacının da te- siriyle resimden çok karikatüre he- ves duyuyor, çalışmalarını bu tarz de Ratip Tahir aleyhıne açılmış dava— lara ait yığınla dosya vardı. yalardan bir tanesi, Basın Kan unun— da son yapılan meşhur tadilât yürür- üzerinde teksif ediyordu, ilk kari- katürleri Aydede'de çıktı. Sonra Akbaba'da çizmeye başladı. Bu a- rada nükte ve çizgileriyle şöhret ve sevgi topladı. Bu sevginin ver- diği cesaretle kendisi Zeybek adın- da bir mizah mecmuası çıkardı. Bu sırada artık Ulus adını alan Hakimiyeti Milliyeden cazip bir teklif alarak Ankaraya geldi. U- lus gazetesi tesislerine el konula- rak, malüm şekilde kapanıncaya ka da bu gazetenin ressamı ve ka- rikatüristi olarak çalıştı Ra Tahir Burak, basınımıza renkli resimlerle taı'ıhı roman tef- rikaları yeniliği getıren gazete ressamı olarak da şöhret kazandı. Yeni Sabahın Pazar ilâ- velerine çizdiği bu resimli roman- lar, gazetenin tirajının artmasın- da çok mühim rol oynamıştı Ratıp Tahir bir taraftan karika- türist ve gazete ressamı olarak ça- hşırken, diğer taraftan da siyasi sahada faaliyet gosterıyordu Sa- imi ve gayretli bir C.H.P. liydi. Partisi içindeki çalışmalarıyla da sevgi kazanıyordu. Nitekim C.H.P. Meclisi üyeliğine kadar yükselmiş- ti. Ama Batıp Tabirin bir tek vetli arzusu - ihtirası da denilebi- lir - vardı: Kendisinin sahip olduğu bir gazete çıkarmak ve düşüncele- rini serbestçe yaymak.. Bu kuvvetli arzunun bir netice- si olan Siyasi Halk Gazetesi, niha- yet geçen sene neşredilebildi. Haf- tada iki defa çıkan Siyasi Halk Gazetesi, kısa zamanda oldukça bü okuyucu — topluluğunu kendisine bağladı; sevilen ve ara- nan bir gazete haline geldi. Siyasi Halk, siyasi tenkitteki cesareti ve basın hürriyeti dâvasına candan bağlılığı ile tanınıyordu. Bunun unun Basın Kanunundaki son tadillerle, hapisi boylamak ve ga- zetenin kapanman demek olduğu tatbikatla anlaşılmıştı. Ama Ratıp Tahir de “"bak bellediği yoldan" dönecek adanı değildi. Adı, Toplu Basın Mahkemesi mübaşiri fından en çok okunan isimler ara- sına girdi; fakat Siyasi Halk'ın çehresi bir nebze olsun değişmedi. Bugün, 54 yaşında, evli ve iki çocuk babası olan Ratıp Tahir hapiste- Sı ı Halk da artık çıkmıyor Am irin 1 fikir- ler dımdık ayaktadır İhtımal Üs- üdar Cezaevindeki basın sııçlıısu mahkümun tek tesellisi de budur. lüğe girdiği gün Siyasi Halk'ta inti- şar eden "Oldu da Bitti Maşallah" le- landlı karikatür yüzünden açılmıştı. Dâva mahkümiyetle neticelenmiş, İs- 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: