23 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

23 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Amerika Eisenhower İşbirliği — zarureti Kaplumbağa hızlanıyor us sputniklerinin fezaya fırlatıl- masından sonra Amerikan halk efkârında beliren heyecanı yatıştır- mak için yetkililer tarafından yapı- lan beyanlar, geçen hafta da Ameri- kan gazetelerinin manşetlerini teş— kil ediyordu. Manşetlerin en büyüğ Başkan — Eisenhower'in yaptığı bır konuşmaya ayrılmıştı. Eisenhower, bu konuşmasında, hemen hemen bir hafta önce söylediklerini aynen tek- rarlıyordu, (AKİS, sayı: 184). Baş- göre, Rusların feza yarışında Amerikalılardan ileri gittikleri inkar edilemez bir hakikattir ama bu, Ba- tılıların savunma gücünde bir azal— ma yaratmış değildi. Bilâkis hür dün- ya, a her zamankinden daha kuvvetlı bulunuyordu Ancak hür dünya bundan sonra da komünistlerden daha kuvvetli ol- mak istiyorsa, mutlaka işbirliği yap- mak zorundaydı. Bundan başka, Ba- tılılar savunma gayretlerini daha ço- ğaltmak durumundaydılar. Nitekim Birleşik Amerika İdaresi Savunma bütçesinde bazı artışlar yapmayı dü- şünüyordu. Bir sözcünün Başkan Eisenhower'in konuşmasından sonra açıkladığına göre, bu artış 4 milyon doları bulacaktı Başkan Eısenhower içinde yaptığı konuşmada lılara pek yakında kendi peyklerini de gökyüzünde göreceklerine dair teminat da yeriyordu. Bu "pek ya- 18 geçen hafta Amerika- kın", ne zamandı? Bu mevzuda söy- lenenler birbirini tutmuyordu. Önce- leri ilk Amerikan sun'i peykinin 1958 Martında atılacagına dair söylentiler dolaşmıştı. Şimdi bu peyki havaya fırlatacak dört safhalı füzeyi imal e- den fabrikanın bir sözcüsü Amerikan sputnikinin atılış tarihini 1 Aralık o- larak açıklıyor Başkan Eısenhower in geçen hafta yaptığı konuşmada temas ettiği en önemli mevzulardan biri de dış y dımlar meselesiydi. — Siyasi alandaki teşebbüs üstünlüğünün Rusların eli- ne geçmesinden sonra bu —mesele büsbütün büyük bir önem kazanmış- tı, Eisenhower dış yardımlarda her- hangi bir kısıntının düşünülemeyece- ğini söylüyordu. Başkan yardımcısı ixon aynı gün yaptığı bir konuş- mada daha da İleri gidiyor ve geri kalmış memleketlere yapılan yar- dımların arttırılması hususu üzerinde duruyordu. Nixon'a göre bu memle- ketler iktisadi kalkınmalarım sağla- mak için mutlak bir taraftan yar- dım görmek zorundaydılar ve Ame- rika için bu işi komünistlerden daha iyi yapabileceğini göstermek zamanı gelmişti. Tunus Anlaşmazlık yaratan silâhlar G eçen Cuma günü, havanın ka- rarmaya yüz tuttuğu saatlerde, C umhurıyet Hükümeti, Orta Do- ğu meseleleriyle altı yıldır aktif bir şekılde ilgilenmektedir. — Gizli dıplomasıye sıkı sıkıya bağlı — kal- mamıza rağmen, ikide bir memle- ketimize gelip gıden Arap sultanla- rı ve devlet adamları sayesinde bu ilginin müşahhas delillerine sık sık şahit olmaktayız. Binbir gece hikâ- yelerinin diyarından gelen güzide misafirleri, şöhretlerine lâyık bir şekilde ağırlamaktayız. Gazeteler, meşhur “hafızai beşer" kanununa boyan eğerek son dakikada keşfe- dilen büyük Türk dostlarına kasi- deler yazmakta kusur etmemekte- dirler. Çok güzel.. Fakat acaba altı yıl- lık gayretin semeresi ne oldu? 1951 sonbaharında Mısıra verilen notay- la başlıyan bu Orta Dogu sıyasetı acaba ne netice verdi? ualin cevabı hiç te parlak degıldır Arap devlet adamlarına ve rallarına gösterilen aşırı iltifata rağmen, ap dünyasında Türk — düşmanlığı gıttıkçe gelişmektedir. Kral Hüse- yinin memleketinde. bomba patlat- mak heveslilerinin ilk aklına gelen hedef Türk sefaretidir. Kıbrıs pro- Tunus hava alanına Amerikan Hava Kuvvetlerıne mensup bir taşıt uça- indi. Uçak, çok kıymetlı bir yuk taşıyor olmalıydı Zira yere inmesin- den landa çok sıkı emniyet tedbirleri alınmış, hiç kimsenin piste yaklaşmasına müsaade edılmemıştı Hatta gazeteciler bile uçağı u tan seyretmek zorunda bırakılmışlar— dı. Aslında, devirde ö le uçağın taşıdığı yük bu pe kıymetli — sayılan yüklerden degıldı Uçaktan çıkan bir kaç yüz hafif piyade silâhı bugün hiç kimse ıçın büyük bir şey ifade etmezdi. ak ne var ki bu silah- lar Amerıka Birleşik Devletleri tara- fından Tunusa gönde rılmıştı ve bü- tün mesele de buradan" çıkıyordu. Silâhlanan Tunus unus daha çok kısa bir zaman bağımsızlığını kazanmış bir Bağımsızlığına, kavuşmadan asını Fransız Fakat şimdi çekilmişlerdi ve devletti. önce, Tunusun müdafaa: kuvvetlerı sağlıyordu. nsız kuvvetleri Tunusun güvenliğini koruyabılmek için silâha ihtiyacı vardı. nus, baş- langıçta, bu silâhları Fransadan is- temişti. Ancak Fransa Tunusa iste- diği kadar silâh vermekte tereddüt gösteriyordu. Fransız iddialarına gö- re, Tunus kendine verilen silâhları Cezayır milliyetçilerine — geçiriyor ve bu yüzden, Cezayirdeki ayaklanma- ARAPLAR pagandasını körüklemek için Ati- nada toplanan Yunan Mustemleke Aleyhtarları Bırlıgının en teşli müşterileri ap me ketlerıdır Birkaç ay evvel spor ve ticaret sa- hasında flört ettiğimiz Mısır, Türk- Suriye hududunda karakol tutmak- tadır. İran petrollerinin İskenderu- na akıtılmasını önlemek için, Arap memleketleri entrika ve şantaj ya- rışına girişmişlerdir. aydi diyelim bu memleketler- le ara mızda, sebepten herhangi bir. dostluk anlaşması yok— tur. Fakat Orta Doğudaki yegane resmi dostumuz İraka ne y lar? Bağdat Paktı üyesi Irakın Tur— kıyeye karşı Surıyenın hımayesını üzerine almasına ne mânâ vermeli? Türkiyenin Suriy hücum edece- ği dedikoduları ortalıkta dolaşırken, resmi dostun Suriyenin yanında çar- pışacağını ilân etmesine ne demeli? Müttefik olmıyan bir memleketi ko- rumak için, müttefikiyle — çarpış- maya hazır olduğunu söyliyen "nev'i — şahs münhasır" — bir müttefik acaba nerede görülmüş- tür ki? Petrol borularının Türki- yeden geçmesine aleyhtar mem- AKİS, 23 KASIM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: