18 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

18 Ocak 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış Politika Bir badireden sonra Bu haftanın ilk günü pek sevdiği Hilton Otelinden içeri giren or- ta boylu, babayani tavırlı adam, ha- yatının en büyük filmini nıhayet ta- mamlayan bir rejisör kadar keyifli görünüyordu. Hazırlanan film, Bağ- dat Paktı, bu keyıfh re]ısor de meş- hur Sir Nuri Sai Irakın her sahadaki bır numarah siyaset adamı, bir türlü boy verip yeşeremi- yen eserini yaşatmak için uzun za- mandır çırpınan birkaç kişi arasın- daydı. Kurulduğundan beri onun te- davisi ile meşguldü. Hattâ bir ara talihsiz Süveyş seferi sırasında has- tadan ümidini keser gibi olmuştu. Kaihireli Diktatörü deviremiyen Pakt üyesi İngiltere, nerdeyse Bağdat Paktını yıkacaktı. Bereket versin bu tehlikeli günler, çok iyi anlaşan Men- deres ve Nuri Saidin fedakârane gayretleri sayesinde — atlatılmıştı. I- rakta evvelce İngilterenin, şimdi İn- Akis Mecmuası Yazı İşleri Müdürlüğüne Mecmuanızın 11 O- cak tarihli nüshasında "Basın"dan bahseden yazının "Göze batan Ba- kan" başlıklı — kısmında, birçok mutalaalarla birlikte, dıger vekil arkada şiarımla münasebetlerim ü- zerinde, evvelâ hakikatle hiç bir alâkası olmıyan, bir takım — farazi- yeler ileri sürülmekte ve bilâhare bunlara — dayanılarak izah ve tef- sirlere gidilmektedir. Bu y itibarla keyfiyetin tavzihine ihtiyaç duymuş bulunmaktayım. ususi ve resmi ilânlarla reklâm- lar hakkındaki kararname; Men- deres Hükümeti zamanında kabul ve neşredilmiş ve bu kararnamenin tatbiki de ötedenberi basına ait kâğıt ve ilân mevzuları ile vazifelendirilmiş bulunan Devlet Vekiline tevdi edil- miş bulunmakta idi. Vekili bulundu- ğum Basın-Yayın ve Turizm Vekâ- leti bu tarihten sonra kurulmuştur. Binaenaleyh, Ocak 1958 başından itibaren mer'ıyete gıren mezkür kararnamenin ayni merci tarafından tatbikini, bu kararnameye — muhalif oluşum veya tatbikatını üzerime al- mak istemeyişimle izaha çalışmak tamamiyle indi ve hayâl mahsulü bir tefsirden ibarettir. Bilindiği gibi bütün parlamenter rejimlerde, hükümetçe alman mu- ayyen prensip kararları, her vekilin tatbikata taallük eden hususlardakı münferid mesuliyetleri dışında, İcra Vekıllerı Heyeti asasının tümüne şa- mil bir vazife ve meşsuliyet hükmünü ve manâsını taşır. Amme —hukuku prensiplerine uygun — olduğu kadar müşterek çalışmanın da birinci şartı- ni teşkil eden bu husus, ayni zaman- da orada çalışanlar için de tesanüd ahlâkının basit bir kaidesidir. AKİS, 18 OCAK 1958 Bu prensipleri bir tarafa bıraka- rak Hükümet içinde vazife almış o- lan şahısları ayrı ayrı ele almak ve hukuki müesseselerle tatbik organla- rının şahsi düşüncelere göre vücud bulduğu veya vazife gördüğü intiba- ını uyandıracak faraziyelerde bulun- mak, yanlış bir tefsire yol açtığı ka- dar, bizzat bugünkü modern telakki- ye göre âmme vazifesi görmenin i- caplarına da aykırıdır. Demokrat Partinin kurulduğu gündenberi, onun her kademedeki organlarında ve Hükümet içinde al- dığım vazifelerde bu, müşterek çalış- ma anlayışının ve kararların tatbi- katında birlik ve devamlılık lüzumu- nun tabii icabı olan müşterek mesu- liyet duygusunun kati zaruretine şahsen de inanmış olarak hareket edenlerden biriyim. Hatta, bu anla- yışın yalnız Hükümet içinde müşte- rek mesuliyet deruhte edenlerde de- ğil, demokrasi ve hürriyet Trejimine sadakatle bağlı olan — bütün teşek- küllerin ve şahısların, herhangi bir safhada âmme hizmeti ifa ederken, mektup kanuni bir müeyyidesi bu- lunmasa bile, böyle bir müşterek va- zife ve mesuliyet duygusuyle hare- ket etmelerinin, hem hizmetlerin iyi görülmesi hem de memleket ve mil- let için gaye ittihaz ettiğimiz netice- lerin istihsali bakımından şart oldu- ğuna kaniyim. Basının da bu vazife- lilerden biri ve hatta başta gelenle- rinden bulunduğuna hiç birimizin şüphesi olmadığı muhakka Bütün bunlar dışında herhangı bir şekilde ileri sürülecek mütalâa ye tefsirlerin mesnedsiz iddialardan ileri gidemiyeceğini ve karşılıklı va- zifelerimizin ifasında zararlı olmak- tan başka hiç bir hnetice hâsıl et- miyeceğini de ilâve etmek isterim. u bakımdan bu tavzihin neşrini saygılarımla rica ederim. Basın-Yayın ve Turizm Vekili Sıtkı Yırcalı giltere ve - Amerikanın çok sadık dostu olan Sir, sevgili Paktı için çok sevdiği iktidara bile bir müddet Allahaısmarladık demekten çekin- memişti. İngiltereye de bir müddet Pakttan uzak durmasını tavsiye e- den oydu. Bu nazik günleri atlatmak hakikaten çok zor olmuştu. Nuri Sa- idden sonra gelen Irak Hükümeti, Bağdat Paktını Arap tesanüdüne fe- da etmişti. Paşanın halefi, Suriyeye saldırırsa Türkiyeye harp ilân ede- ceğini söyliyecek kadar cüret sahi- biydi. Birleşmiş Milletlerde Kıbrıs meselesı görüşülürken Yunan tezini desteklemesi; Bağdat Paktım reper- tuvarından, çıkartan bu hükümetin en son Jestıydı Sabık Başbakan en son dakikada halefini devirerek, bu tersine gidişi durdurmaya muvaffak oluyordu. Bagdatın yeni Hükümet Başkanının sarf ettiği ilk söz, Irak- ta çoktan beri işitilmeyen "Bağdat Paktına sadakat" sözü oluyordu. YURTTA OLUP BİTENLER Kurt siyaset adamı Nuri Said, bir hükümet değişikliğiyle — Paktın kurtulamıyacagını biliyordu. Pakta yem bir veçhe vermek zaruriydi. İs- raille dostluktan vaz geçen veya İs- rail meselesini halleden bir Amerika- nın Pakta iltihakı meseleyi hâl edecek ti. İşte Nuri Said Paşa bu fikri mu- zaffer etmek için Washington, Lond- ra, İstanbul ve Bağdat arasında ay- lardır mekik dokuyordu. Çok iyi an- laştığı Menderes, arkadaşına yar-, dım etmek için elınden gelen hiç bir şeyi esirgemedi. Cumhuriyet Hükü- metinin İsraile karşı takındığı tavır derhal sertleşti. NATO toplantısında uri Saidin fikirleri aksiseda buldu .Pakistan Devlet Başkanının da katıl- dığı bu üçlü hücum —Washingtonu elbetteki — hissiz — bırakamıyacaktı. Gerçi Amerikanın Bağdat ve Anka- ranın İsrail hakkındaki — görüşlerini paylaşması imkânsızdı. Asma Pakta daha büyük bir ilgi göstermesi bek- lenebılırdı Riyad, Şam ve Kaimenin nabzını yoklamaya hâlâ çok ehem- mıyet Vermesıne rağmen Amerikada Bağdat Paktına katılmak fikri git- tikçe kuvvet kazanıyordu. Ancak bu, muteber Havadis gazetesinin zannet- tirmeğe çalıştığı gibi bugünün işi de- ğildi. Bunu temin etmek için İngil- tere, Türkiye, Pakistan ve Irak son ve büyült taarruzu Ankaradaki Top- lantıda yapacaklardı İşte bin türlü badireden sonra, nihayet eski neşesini bulan Sir Nuri Said Paşa Ankara taarruzunun son hazırlıklarına girişmeden önce Hil- tondaki odasında enerjisini tazeleme- ye çalışıyordu. Görülmemiş hazırlıklar örülmemiş bir çok şeyin mucidi olan ev sahibi Hükümet, Ankara konferansını gorulmemış bir hâdise yapmak için hiç bir şeyi esirgeme- mek kararındaydı. Ankarada haki- katen görülmemiş hazırlıklar başla- mıştı. Dışişleri Bakanlığının en bece- rikli elemanlarından müteşekkil otuz kişilik bir heyet onbeş günden beri toplantının hazırlıklarıyla meşguldü. Genç hariciyecilerin işi tahmin ettik- lerinden de zor çıkmıştı. Mesailerinin daha ilk günlerinde görülmemiş güç— lüklerle karşılaşmışlardı Karşılar na il ap olarak otel meselesı gelmişti. Ankaraya gelecek delegeler ve yabancı gazeteciler için konfor lu otellerde yeter sayıda oda bulabil- mek hakikaten bir meseleydi. Ha- zırlık komitesinin bazı üyeleri An- karanın, Milletlerarası büyük top- lantılar için hiç de hazırlıklı olmadı- ğırir düşünmekten kendilerini alama- mışlardı. Sayıları bir hayli kabarık olan delegasyonlara çalışma yerleri ve imkânları temin etmek ikinci bir dertti Görülmemiş Kalkınma diya- rında, büro malzemesi, — kâğıt, yazı makinesi vesaire bulmak vatandaşlar kadar Hükümet için de meseleydi. Becerikli Hariciyeciler — yokları var etmek için hayli ter döktüler. 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: