5 Nisan 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

5 Nisan 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇALIŞMA İşçiler Geç olsun da eçen haftanın ortasında İstanbul Tekstil ve Örme Sanayii İsçileri Sendikası, işçilere hitaben bir sirkü- ler yayınlıyordu. Bu sirkülerde. Sen- dikanın yıllardan beri üzerinde dur- uğu bir mevzuda "kısmen de olsa" kazanılan bir başarı işçilere duyuru- luyor ve bu vesile ile sendikalara ti- ye olmanın, alaka göstermenin işçi- lere saglayacagı menfaatler bir ke- re daha anlatılmağa çalışılıyordu. * Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikasının, işçi arkadaşlarına du- kabul edilip 1 Mart 1958 de yürürlüğe giren Gelir Vergisi indirimlerine dair kanun, iş- çilere aklıkları ücretlerde devede ku- lak kabilinden de olsa bir — fazlalık sağlayacaktı. Gerçi bu kanun bütün ış kollarındakı işçileri alakalandırıyor il Sendikası, yayın- ladıgı sirkülerde yalnızca ken i bün- yesinde, bulundurduğu işçilere hitap ederek arada kendi reklâmını — da yapmaktan geri kalmıyordu. Sendi- kaçlığımızın ilerlemesi bakımından bu dikkate değer, bir nokta idi. Umulan değil bulunan “elir Vergisinde yapılan değişik- klere göre, tarihinden itibaren işçilerden' vergi şu esaslara göre kesilecekti. — Brüt * ücretten si- gorta primleri çıkarıldıktan — sonra, kalan paradan bekâr isçiler — ayda, 67.5 çocuksuz evli isçiler 112.5, bir Veya iki çocuklu evliler 135. üç veya dört çocuklu evli işçiler 157.5, dört- ten fazla çocuklu evli isçiler ise — 180 lira için vergi vermiyecekler, bu ka- demelerin üstündeki para için ise 26 15 vergi ödeyeceklerdi. Ayni nisbetler haftalık olarak ödenen ücretler için de varitti. Ana ve babasını kaybet- miş torun sahibi işçiler için de, -to- runların geliri yoksa- torunlar Öz ev- lât gibi sayılacaktı. Şayet işçi parasını net olarak alı- orsa -yani gelır sigorta primlerini, işveren Ödüyorsa- b de 1 Marttan itibaren işveren— vergisini tirde ler, işçi adına eksik ödeyecekleri vergi tutarını işçiye ödemek Zzorun- daydılar Yıllarca çalışın çabaladıktan son- ra işçilerin kazandığı bu mini minna- cık hak, hiç olmazsa bir müddet i- çin grev, kollektif iş akti gibi büyük idealler peşinde koşan isçilerin ağ- zına sürülmüş bir parmak baldı ve bir hayli .zaman İktidarın ağzından., temcit pilâvı gibi ısıtılıp ısıtılıp "bak size ne haklar tanıdık" diye isçilerin önüne konacaktı. Ama, Tekstil ve ii — İşçileri Sendikası gi- bi, diğer sendikalar da ağza çalınan bu bir parmak balla pek de kazana- cağa benzemiyorlardı Zira artık, geç de olsa, güç, de olsa yavaştan ya- AKİS, 5 NİSAN 1958 Kalkınma ve İş Gücü Bir milletin yaşayabilmesi için istihsâlde bulunması şarttır. Bu sebeple istihsâl her milletin ha- yatında en Önemli yeri işgal eder. Hele kalkınmak, hayat sevıyelerı— ni yükseltmek ısteyen milletler i- çin istihsâli arttırmaktan başka çare yoktur. Bugün dünya üzerin- deki mücadelelerle, tartışmaların ve hattâ ideolojik ayrılıkların is- tihsâlin artmasının nasıl mümkün olabileceği münakaşasından doğdu- ğunu söylemek mümkündür Bununla beraber, şurası muhak- kaktır ki, istihsâlini arttırmak ve kalkınmak isteyen bir millet için yapılacak ilk iş istihsâl kuvvetleri- ni — teksif Petmekten ibarettir'; Madde veya insan kaynaklarını su veya bu şekilde' düzenleyip teksif edemeyen milletler İstihsâllerini ar- tırmak söyle dursun, onu eski se- viyesinde bile tutamazlar Türkiyenin. istihsâlini — arttır- mak ve kalkınmak yolunda — sar- fettiği gayretlerin beklenen — mey- larıı vermediği — meydandadır. Bunun da sebebi elde — edilmesi beklenen sonuçlarla, bunların elde edilmesi için tutulan yolun birbi- rine zıt olmasıdır. Bununla bera- berlide edilmek istenen sonuç- ların da belirlii. bir — şekilde tesbit edilememesinin ekonomi- mizin ilerlemesinde büyük pa- Bugün — kalkınmayı hedef — ittihaz e- kalkınmadan — ne yı — vardır. kendilerine denlerin — bile beklediklerini açık — olarak diklerini kabul etmek — zordur. Kalkınma ile kastedilen sonuçların neler olduğunun Önceden bilinip tesbit edilmemiş olması da şüphe- siz, sonuçların İstihsâli için elve- rişlii metodların ve yolların kulla- nılmasına engel olmaktadır Kal- kınmamızın bir tü ger- çekleşmemesinin çeşıtlı sebeplerı meyanında — yatırımlarla İş gücü arasında ölçülü bir bağ — kurula- mış olması da başarı imkân- larını bir kat daha azaltmış bu- lunmaktadır. Gerçekten memleketimizde iş gücü her yıl artmaktadır. Bu, bir yandan nüfus artışından, — diğer yandan da köylerden şehirlere doğru olan nüfus akınının normal seyrinden ileri gelmektedir. İstan- bul İktisat Fakültesine bağlı İçti- maiyat Enstitüsü araştırmalarının verdiği sonuçlardan anlaşıldığı ü- zere, bu normal akının yanında göçmenler ve tarımdan boşalan el emeğinin gittikçe artması yılda a- şağı yukarı 200.000 kişilik yeni bir iş gücünün ekonomi üzerinde baş- vaştan gözleri açılıyor ve asıl hakla- rın neler olduğunu görmeğe başlıyor- lardı. İstanbul Tekstil. ve Örme Sa- Adil AŞÇIOĞLU kısmı duyurmasına sebep olmak- ır. Kalkınma faaliyetleri 1çınde bu- lunan memleketlerin çoğunda iş gücünün ihtiyacı karşılamadığı ve dış memleketlerden isçi — celbine çalışıldığı bir gerçektir. Bizde ise urum, her bakımdan aksine bir manzara arzetmektedir. Bir yan- dan iş gücüne ihtiyacımız vardır, öbür yandan da istihdam edileme- yen iş gücümüz vardır. Bunun se- — B a ebi, son yapdan bayındırlık mü- dürleri toplantısında — Bayındır- lık Bakam tarafından açıklan- mış — bulunmaktadır. Bakana gö- re, kalkınma faaliyetimiz bunu idare edenler tarafından önce en — kestirilmeyen bir — ölçüde genişlediği için kalkınmanın ge- rektirdiği — sayıda kalifiye İSÇİ ve teknisyen — yetiştirilmesi — ih- malden düşünülmemiştir. Kalkınma faalıyetlerımız aslın- da normal bir gelişmenin larını hiçbir zaman aşmamış ol- makla, beraber, kalifiye işçi — ve teknısyen yetıştırılmesıne gerek- tiği gibi hattâ hiç önem verilme- diği de bir gerçektir Halbuki bi- lindiği gibi, - günümüzde içbir memleket ekonomisini normal ge- seyrine bırakmayın bunun nde bir seviyeye çıkarmak için çalışmaktadır. İktisaden geri kalmış diğer birçok memleketler gribi bizim de bu nevi faaliyetlere katılmak ıstedıgımız muhakkaktır. Fakat iş gücü hakkında — doğru bilgisi olmayan veya bilgiye ve bu işin ilmine önem vermeden — bir lişme üstü memleketin,k alkmama kıçınyap— tığı yatırmaların hacmi ne olur. olsun, bu kalkınmanın gerektırdıgı iş gücunu yetiştirmek- hususunda planlı bir şekilde hareket etme- mesi halinde kalkınmasına imkân olmadığı meydandadır. Bundan bir müddet önce Sa- met Ağaoğlu da, Sanayi Bakanlı- ğı şurasında memleketimizin harp- ten sonra kalkınan memleketler- den geri kalmasının sebebını Ba- yındırlık Bakanı gibi hf'ıye iş gücü ile teknisyen azlığı — olarak göstermişti. Hükümet etmenin bir- takım ihtiyaçları önceden hesap- lamayı gerektırmesıne ragmen kalkınmanın kalifiye teknisyenlerle gerçekleşebılecegı— nin geç olsa da anlaşılmışı bu- lunması bundan sonra bu — yolda kaybedılecek zamanın sorumlulu- ğu hususunda mazeret ileri sürül- mesini tamamen imkânsız — hale sokmuştur. nayii İşçileri Sendikası metninde yer alan "kısmen de tabiri bunun işaretiydi. sirkülerinin olsa" 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: