5 Temmuz 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

5 Temmuz 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇALIŞMA du. Pazar ve bayram günleri de fab- rika faaliyette olup geceli gündüzlü çalışılmaktadır. Sekiz saattik mesai içinde yemek paydosu bile verilmez. Şayet kazara makinalardan biri arı- za yapar da işçi boş kalırsa o saat- lerin yevmiyesi de işçiden kesilir. El- bise ve yemek verilmediği gıbı ikra- miye de bu fabrika işçileri için bi- linmeyen bir şeydir. Yatakhane ol- 24 İşçiler G eçen hafta içinde C. H. P. A- raştırma ve — Dokümantasyon Bürosu tarafından yayınlanan bir broşür işçilere yapılan vaidler se- nisini daha ekledi. C yayınlanan bro- şürde gerçekleştirileceğine söz ve- rilen hususlar yeni değildir. Bun- ların hemen tamamı Genel seçim- lerde C. atipleri tarafın- dan yurdun her tarafında tekrar- lanmıştır. Buna rağmen C. H. P. Araştır- ma Bürosunun bu yolda bir bro- şür çıkarması elbette sebepsiz de- ğildir. Bu sebepleri üç nokta et- rafında toplamak mümkündür. Herşeyden önce unutmamak gere- kir ki işçi sigortaları konusunda yapılan bazı değişiklikler dışında, Türk İş Hukuku 1950 yılından bu yana tamamen aynı kalmıştır. Bu demektir ki Türk İşçisinin grev, kollektif akit, ücretli izin, sendika hürriyeti gibi temel haklarının gerçekleştirilmesi yolunda kanun- hareketlerine ve sendika hürriyetlerine karşı sert bir politika güdülmüştür. Halbuki 1946'dan 1950 yılına kadar D. P. nin — işçi aklarını benimseyip savunduğunu hatırlamayan yok- tur. İşte şimdi de C. H. P. işçihak- larını benimsemekte ve büyük bir anlayışla bunları gerçekleştırece— ğine İnönünün ağzı İ SÖZ ver- mektedir. Adı geçen broşiiriin yayınlan- asının birinci sebebı işçi hak ve hurrıyetlerının se yıldan beri bir adım ileriye gitmedıgını hatır- latmaksa, ikinci sebebi de seçim- ler sırasında C. H. P. tarafından verilen sözlerin unutulmadığını be- lirtmektir. Muhalefet partileri ik- tidara geçebilmek için cemiyetin çeşitli sınıfları arasında kendileri- ne müttefikler aramak zorunda- dırlar. Demokrat parti de muhale- fette iken diğer sosyal sınıflardan başka işçi sınıfının da desteğine muhtaçtı. Bu bakımdan işçilerin menfaatlarını haklı ve isteklerini kutsal buluyordu. Fakat iktidara geçen bir partiyi muhalefette iken verdiği sözleri yerine — getirmeğe c madığından 75 kuruş otel parası ö- denmektedir. Ama buna karşılık en ucuz otel 125 kuruştur. Salihli büyükçe bir işçi muhiti olmasına rağmen İşçi Sigortaları da buraya bir dispanser açmak lüzumu- nu duymamıştır. Bir tek doktor var- dır o da hastahane doktoru. Salihli- de olmadığı gibi Turgutluda da Si- gorta doktoru olmaması hastalanan zorlamak mümkünse de, bu sözle- ri yerıne getirtmek kolay değildir. Bugüne kadar memleketimizde halkın ve bu arada işçilerin edin- dikleri kanaat seçimler sırasında verilen sözlerin seçimlerden sonra tutulmadığı yolundadır Bu sebep- le işçilerin siyasi partılere olan guvenlerının kaybolduğu C. H. P. nin gözünden kaçmamıştır. İşte işçi meseleleri hakkında bir bro- şür yayınlanmasının ikinci sebe- bi kanaatımızca işçilerin siyasi partilere karşı — güvenini yenile- mekten ibarettir. Burada broşürün gayesine eri- şip erişemeyeceğini incelemek is- temiyoruz. İşçiler için asıl önemli olan nokta siyasi partilere söz dinletebilmenin yolunu bulmaktan ibarettir. Bugün için memleketi- mizde işçi vatandaşların hak ve menfaatlarını koruyacak sosyalist partiler veya işçi partileri yoktur. Esasen dünyanın birçok yerinde de işçi partilerinin kuruluşu pek kolay ve çabuk olmamıştır. Bu yüzden bizde de, hiç olmazsa şim- dilik işçiler diğer birçok sosyal sı- nıf gibi hak ve menfaatlerının ko- runup — gerçekleştirilmesini cut partilerden beklemek zo— rundadırlar. Çeşitli sosyal tabaka- ları aynı görüş etrafında toplama- ğa çalışan bizdeki gibi siyasi par- tilere sosyal tabakaların söz geçi- rebilmeleri bunların müessiriyet derecelerine bağlıdır. Siyasi parti- lere bazan köylünün, bazan tüc- car ve esnafın tesir ettikleri görül- müştür. akat bugüne —kadar Türkiyede mevcut siyasi partiler- den birine işçilerin müessir olduk- larını görmek mümkün olmamış- tır. Tabiatiyle bu arada, siyasi partiler tarafından işçiler lehine kabul edilen ufak tefek bazı taviz- leri işçilerin partiler üzerindeki müessiriyetlerine bağlamağa im- kân yoktur. Sadece grev gibi eko- nomik bir mücadele vasıtasıyla bi- le siyasi partiler üzerine müessir olmağa imkân gorulmeyen bir de- virde, işçiler için siyasi mücadele kaçınılmaz bir zorunluluk halinde- dir. Bununla beraber bugün böyle bir mücadeleye elverişli, — şartla- ra sahip bulunmayan Türk işçisi işçilerin İzmire gitmesi mecburiyeti- ni ortaya çıkarmaktadır. Ambulans olmaması ise ayrı bir derttir. O ka- dar ki Salihlide bir İşçi Sigortaları memuru bile yoktur. Tabii bütün bu yokların basına aksetmesinin ise tek sorumlusu işçi mümessilleri sayıla- cağından -zihniyet İstanbulda da ay- nıdır Salihlide de- kabak — bunların başına patlayacaktır. Yapılan Vaadler Adil AŞÇIOĞLU için ekonomik mücadele yolunun dahi kolay olmadıgı ortadadır. Şu hale in işçilerin ya- pabilecekleri birıcık hareket, mev- cut siyasi partilere müessir olma- ğa çalışmaktan ibaret kalmakta- dır. Siyasi partilere işçilerin tesir edebilmeleri için de teşkilâtlan- maktan ve toplu olarak hareket etmekten başka çıkar yol yoktur. Teşkilâtlanmış, kendi — arasın- daki uyuşmazlıkları gidermiş ye ne istediğini bilen bir sosyal sını-- fın siyasi partiler Üüzerinde varlı- ğını duyurabileceği muhakkaktır. Bununla beraber bu yolda başarı elde etmenin diğer bir şartı da si- yasi partilere karşı nasıl bir ta- vır takınılması veya nasıl bir poli- tika yürütülmesi gerektiğini iyi- ce tesbit etmektir. Kanaatımızca işçiler için kur- tuluş yolu,ister İktidarda ister Muhalefette olsun bütün siyasi partilere karşı şahsiyet ve bağım- sızlıklarını korumaktan ibarettir. İşçilerin partilerden taviz kopara- cak yerde, bazılarının yaptığı gi- bi partilere taviz verme yolunu tutmaları belki gunluk yürütülmesini mümkün kıla! kat böyle bir hareket tarzı bilhas- sa sendikaların varlığı için büyük bir tehlike doğurur ve işçileri yeni yeni hayal kırıklığına — uğratır. İşçilerde ve sendikalarda, menfa- atlerine ve bağımsızlıklarına par- tilerce yönetilen teşebbüslere kar- şı bir "direnme Tuhu'"nun — doğ- ması lâzımdır. Aksi halde işçiler ve sendikalar partılerı işçi hak ve menfaatlarının gerçekleşmesi yo- lunda kendilerine vasıta edecekle- ri yerde, partilerin siyast emelle- rinin vasıtası haline düşerler ve zayıflarlar. Halbuki işçiler ve sen - dikalar gayelerini gerçekleştirmek ve içinde bulundukları durumdan kurtulmak istiyorlarsa kuvvetlen- mek zorundadırlar. Çünkü tarih göstermiştir ki işçiler ve sendika- lar zayıf oldukları zaman kanun- daki haklarından bile faydalana- mamışlar, — kuvvetlendikleri — za- man ise kanunlardaki — yasaklara rağmen partiler ve devlet işçilere karşı müsamahalı — davranmışlar- dır. AKİS, 5 TEMMUZ 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: