28 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

28 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 AKİS'in Yazı Müsabakası "Milletlerin İktisadi Kalkınması- Niçin Hürriyet içinde Olmalıdır" erçek demokrasinin gayesi, fer- din ve cemiyetin Trefah ve sa- adetidir. Cemiyetin refah Ve saade- ti, fertlerinin bir takım hak ve hür- riyetlere sahip olmalarıyla, hükü- met edenlerin bu hak ve hürriyetle- re saygı göstermeleri, bunları her türlü anti-liberai hareketlerden ma- sun tutmalarıyla gerçekleşir. Tarihten, mukayeseli bir etüd- den ve nihayet günlük hayatımız- dan umumi olarak çıkardığımız bir müşahade ile, ferdi hak ve hürriyet- lere gelecek en büyük tehlike hükü- met edenlerdendir. İktidarın ferdi hak ve hürriyetlere vaki tecavüz- leri bilhassa tam manasıyla huku- ka bağlı olmayan memleketler için önem taşır. Böyle bir devrin ahlâki ve fikri — tezahürlerinden dahili ve harici huzursuzluğundan, bu hu- zursuzluğu yaratan büyük tehlike sefaletinden bir mes'uliyet doğarsa kat'iyetle ifade edilebilir ki bu, o devrin hükümetine aittir. Mucıp sebep olarak da, hükümetin siyasi tutumunu kendi yarattığım bunun içinde bir hukuk siyaseti, bir içti- mai siyaseti, gene bir iktisadi siya- seti olduğunu zikredebiliriz. Çün- ü hükümet heyeti milli menfaati en selâhiyetle düşünen, tasavvur eden, pla ve program hazırlayan bunları icra eden heyett Hükümetin bu y faaliyetlerinin murakabesini Meclis yapar. Dolayı- siyle hükümet Meclise tabidir. Mec- a lis ise milletin temsilcilerinden te- rekküp eden bir temsilciler heyeti ol- duğundan millete tabidir. Yani suje millettir. Hak ve hürriyetler onun- ur. Hâkimiyet onundur. Hükümet edenler ne dereceye kadar kendile- rine verilen kudretle itimat, sevgi ve hürmet yaratırlarsa seçenlerin aynası olur ve haki mu- miyeye uygun hareket ederlerse cemiyetin teminatı olan hukuka' sayen ve bağlılık yaratılmış olur. Bu statü cemiyette huzur, te- sanüd, anlayış ve bunların yanında; demokratık fikir tartışması hayatı yaratır.' Cemiyetin bu suretle var- lığı ve tekâmülü temin edilecek, ce- miyet için zararlı — faaliyetler ya- pılmıyacaktı. Devlet, milletin hukuki organi- zasyonu olarak bütün faaliyetlerini hürriyetin ışığı altında yapacak, her davranış, davranış sahibinin - XXVII gorunuşune göre değil, hürriyetle- re göre hükme tabi tutulacaktır. Bütün bunların ışığı altında ce— miyetin fikir ve tartışm hayat bunun — müeyyidesi —teşkılatlı bır mertebe sılsılesı içinde- muayyen grupların etrafında tezahür ve te- merküz e u grupların bir kıs- , belirli siyasi görüş ve program- 1 rı ile millete hizmet için kurul- muş siyasi partiler, diğerleri basın ve muhtar ihtisas müesseseleridir. Muayyen usül ve şartlar altın- da iktidara gelen parti, kendi gö- rüş ve programını millete benımset— mekle, taahhütlerini gerçekleştır— mekle kuvvet kaza una' de millet hadıseler karşısında tep— kisini gösterir. Hürriyet içinde bu tepki seçim ile olur. Seçim fikir ve tartışma hayatının, millet tarafın- dan nasıl sonuçlandırıldığını tesbit eden, milletin müeyyide müessese- . Dolayısiyle, seçim sisteminin millet iradesini akiki manasıyla gerçekleştirecek bir sistem olması en zaruri haldir. Aksi halde, fikir tezahürlerinin, tar tışmaların ne- ticesi alınamadığı gibi, İktisadi sa- hada da bir terakki ve kalkınma bahis konusu olamaz. Millet olarak, dayanışmayı te- min eden çatı altında fertler hissi, sosyal rabıtalar yanın- da; muşterek bir tarih, müşterek bır yurt ve bu yurdun kaynakları HEHLKKES ÖOKUÜUYOÜOER İ Yılmaz KAYA içinde bırbırlerı ile sıkı sıkıya bağ- lıdırlar. Tabii olarak, her ferdin milletin kalkınması ve refahı için düşünce haklarından doğan fikirle- ri vardır. Bu haklardan doğan fi- kirler hukuki düzen içinde senteze tabi olacak, milletlerin iktisadi kal- kınması, milletin arzu ve inançları- nın ınde Hurrıyet içinde hayatı- nı temın edecekti Yukarıdan beri izah ettiğimiz fikirlerden neticede: nerede bir mil- let varsa, orada hürriyet içinde bir düzen ihtiyacının olmasıdır. Bunu iktisadi sahaya tevcih ettiğimizde daha hassas bir duzen içinde düzen ihtiyacıma — doğduğunu — görürüz. Çünkü, her beşeri davranışın bir İk- tisadi yönü, buna bağlı tatmini is- tenen bitmeyen 1ht1yaçları vardır. Bunları gidermek -bir cemiyette herkes kendi ihtiyaçlarını tamamen karşılıyamıyacağına göre- bu yol- daki faaliyetlerin muayyen 1ş bölü- mü ve ihtisaslaşma çerçevesi içinde temini ortaya çıkmıştır. Ancak, bir düzene bağlanması iktisadi faali— yetlerin iyi — şekilde — organizesine bağlıdır İş bölümü ve ihtisaslaşmanın, cemiyetteki aşikâr faydası istih- sâl hacminin ve refa seviyesinin yükselmesinde, dunden bugüne ge- len medeniyet seviyesi göstermek- de; bugün insanların tabiat üzerin- deki hayli artmış hakimiyeti de bu- na delil teşkil etmektedir Bütün bunların temini için or- taya çıkan düzen, plân ve program müessesesi milletlerin iktisadi kal- kınması ü nizamı içkide bu müesseseler temerküz — ettiğinde; istihsalden alınacak pay, iş bö- lümü ve ihtisaslaşmanın meydana getirdiği ferdi iştirakten olacağın- dan, şerefin hissediliş tarzı hürriyet içinde olacak ve topluca millete mal edilecektir. Buna baglı olarak kol- letatif şuur ve diğerkâm — hislerin kuvvetlenmesi temin' edilecek, mil- let her ileri kalkınma adımında re- fahı pahasına, huzur içinde az ve- ya çok fedakarlıklara katlanabıle— cektir.. Böylece ileri hamlelerinde baş rolü oynayan istihsal tarzının arttırılması için, müessir plânlar- la -gelişme yollarım kendisi bula- ca AKİS, 28 — MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: