23 Haziran 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

23 Haziran 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Sosyal Hayat Nişanlılık vlilikte mutluluğa erişmek için bugün çeşitli yayınlarla — çeşitli nasihatlar verilmekte ve bunun bir nevi eğitimle elde edılebılecegı ileri Sürülmektedir. Bu üşte mühim bir hakikat payı olduğu muhakkak— tır. Ancak şunu da unutmamak ge- rekır ki "bilgi, eğitim gayret ve ar- " her evliliği iyiliğe götürmeye ka- f'ı değildir. Çok ehemmiyetli bir nok- ta, nişanlılık devresinin bir tecrübe devresi olarak ele alınmasıdır. Ni- şanlılar birbirlerine — yalnızca tatlı sozler söyleyip, bırbırlerıne hoş gö- ünmek için şahsiyetlerini bırbırlerınden gizlemek yoluna gide- cek olurlarsa bu tecrübe devresınden, icap ettiği şekilde faydalanamıyacak- lardır. Nişanlı gençler, mizaç ve ka- rakter bakımından birbirlerine uygun değillerse evliliğin icap ettirdiği u- zun arkadaşlık ve anlaşma yıllarını mesut bir şekılde beraber geçiremi- yecekleri aşikârdır. Şu halde nişan- lılık devresi hakiki bir tanışma dev- resi olarak ele alınmalıdır ve bu dev- rede iki genç bir çok hayat problem- leri hakkında düşündüklerini, seler karşısında hissettiklerini, lerini ve itiyatlarını birbirlerinden gizlememeli, şahsiyetlerini çıkarmalıdırlar. Cinsi bir arzunun, bir fiziki hoşlanma hâdisesinin me- sut bir evlilik için yeter olmadığını bilmek gerekir. Aşkın gözü kördür Aşk evliliklerinin umumiyetle me- sut netice — vermediğini ileri sü- renlerin aklandıkları nokta şudur: Zannedilir ki aşk evliliğin makul ve normal gidişini bozar, eşleri lâuba- götürür ve bu yüzden netice- bedbaht olurlar. Halbuki aşk kadar güzelleştiren bir şey tasavvur edilemez. Mesele şudur ki bazı kadın ve erkekler basit bir cinsi arzuya, bir hoşlanmaya aşk is- mini verirler. İlk yaklaşma devresin- de ise, aşkın gözü kördür. Böylece birbirlerini tanımadan — sevdiklerini sanan gençler evlendikleri Zzaman gözleri nihayet açılır, birbirlerini ol- dukları gibi görmeye başlarlar. Üs- telik fazla talepkâr olmaya kendile- rini — alıştırmış — bulunmaktadırlar. Halbuki tatmin edilmiş cinsi arzular, kısa müddet sonunda artık bırşey ifade etmez hale gelmiştir. Cinsi arzunun ehemmiyeti Herhangı bir değeri ele alırken di- ğerini ihmal etmek doğru değil- dir. Yukarıdaki sözlerden sevgılıler ve nişanlılar arasındaki cinsi uzu- nun ehemmiyeti olmadığı mânası çı- karılmamalıdır. Aksine — eşlerin vü- cut bakımından birbirlerini çekmele- ri evliliktte belki en mühim bir un- surdur. Hatta evliliğin, aslında, bu uzvı temele dayandığını da soylemek 26 mümkündür. Fakat bu yalnız başı- na yeter değildir. Cinsi arzu manevi değerlerle, şefkat .saygı ve müşte- rek gayelerle, üşterek — zevklerle balon gibi zenginleştirilmezse bir söner. Evlenmenin şartları S u halde müşterek bir hayat kur- S maya karar veren kadınla erke- ğin dikkat edecekleri mesele tanış- ma ve nişanlılık devresinde birbir- lerini oldukları gibi gormeye ve bir- birlerine oldukları gibi çalışmaktır. Aşk mühimdir ve eVlılıgı mutluluğa goturecek ilk un- ncak cinsi arzunun yeter olmadıgını da unutmamak ve aşkın, ruhi unsurlarla da beslenmesi gerek- tiğini akıldan çıkarmamak İlâzımdır. lunan gençler aralarındaki münase- betleri ahekü bir şekilde devam et- tirebiliyorlarsa yeter derecede şıyorlar demektir. Evliliğin lıklı fedakârlık" prensibini kabul et- meden mükemmele erişmek hemen men imkânsızdır. Ancak öyle ya- radılışlar vardır ki birbirlerini âdeta iterler, birbirlerinden o derece baş- kadırlar ki birbirlerine uymak için katlanacakları fedakârlık normal hu- dutları aşar ve azap şeklini alır. Bu insanların evlenmeden ayrılmaları hem kendileri hem de doğacak ço- cukları için iyidir. Mizaçta uygunluk azı eşler — birbirlerinden şikâyet ederken — anlaşmazlıklarının hep ufak hâdiselerden çıktığını, bunların aslında incir çekirdeği dolduramıya— cağını söylerler ve böylece de bunun aslında pek mühim olmadıgını sa- arlar. Halbuki mizaç hep teferruat üzerınde meydana çıkar ve evlilikte İki genç nişanlı İyi Aşkın ruhi unsurlarla beslenmesi için eşlerin mizaç ve karakter ba- kımından birbirlerine uygun olmala- rı, bunun bir neticesi olarak da alâ- arzular ve itiyat- enkle hareket etmeleri lâzımdır. Mutlak bir uygun- luk tasavvur edilemez yani tıpatıp birbirleriyle eş yaratılan sevgililere her zaman rastlamak mümkün değil- dir. Birbirlerini seven gençler ufak tefek mizaç ayrılıkları yüzünden el bette birbirlerini terk edecek değil- lerdir. Bahis mevzuu olan uygunluk biraz gayret, biraz sevgi ve biraz da iyi niyetle, bilgi ile, — eğitimle elde edilebilecek bır UY; unluktur Zekâ- larını kullanan bırbırlerıne sempa- ti duyan, anlaşma gayreti içinde bu- denemeli!.. büyük hâdiselerden fazla tahrip ya- par. Bu küçücük hâdiseler evde hu- zur diye bir şey bırakmıyacaktır. Ni- şanlılık devresinde — başgösteren bu gibi devamlı küçük hâdiseler aslın- da ciddi bir ihtardır. Evlenecek olan gençlerin bu hâdiseler üzerinde cid- diyetle durmaları gerekır İlk sevgi anlarınd bir cükle geçıştırılen bu dırıltılar, eVlılıgı ölüme götü küçük dozda zehir gibidir. Bu alarm işaretlerini gözden kaçırmamak ve evlenmekte israr etmemek daha iyi olacaktır. Mizaçta — yüzde yüz uy- gunluk gene de bahis mevzuu değil- dir. Fakat daha ilk günden mütema- diyen didişen bir çiftin evliliğin güç realitesi karşısında daha anlayışlı ve sabırlı olabileceğini sanmak bir AKİS, 23 HAZİRAN 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: