3 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

3 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASIN Bulunacak. Giresuna 18 kilometre me- safededir. Ufak kasabanın hemen dı- şında, katran renkli taşlardan 1nşa edilen ve 1çınden sadece gökyüzü gö- rülebilen minyon bir hapishane var- dır. Tirali Bulancaka naklini geride kalan evlâdü iyali, orada ikamet et- mekte olan anne ve babasının ya- nında bırakmak maksadıyla talep et- mişti. Tirali, her yıl, yaz aylarında istirahat için Giresuna gitmeyi itiyad haline getirmiştir. Bu sonuncu yolcu- luğun hazırlıklarına da karı koca ön- celeri böyle bir hava içinde başlamış- lar, fakat cezaevine giriş - müddeti yaklaştıkça ikisinin de içinde bir e- ziklik kendini göstermiştir. ğurlama sırasında Tiralinin mes- lekdaşları, akrabaları, hemşehri ve dostları, kısacası herkes müteessir ve heyecanlıydı. i manki gibi soğukkanlı ve sessizdi. Akpınar ile birlikte uğurlayıcılar a- rasında bulunan 70 yıllık Yalman, Tiraliyi öperken göz yaşlarını tuta- madı. Akdeniz vapuru ağır ağır Ga- lata Rıhtımını terkederken, İstanbul- daki yakınları, Tirali daha o anda hapse giriyormuş gibi — üzgündüler. Hani vefa? kkatli gözler, Tiraliyi geçirmeğe Dgelenler arasında Gazeteciler Ce- miyeti ve C.H.P. temsilcilerini bey hude yere aradı. Tiralinin salı saba- hı saat 10 da hapse girmek üzere Ak- deniz vapuru ile Giresuna gideceğini Sağır Sultan hile duymuştu. Üstelik, C.H.P. yi tutan bir gazeteci, bir he- yet ve buket gönderilmesi lüzumunu İl Merkezine hatırlatmıştı. Basın Bü- rosundan Muzaffer Toktürk de, dura- mu C.H.P. İl Sekreteri Ekrem Öz- dene nakletmişti. Ama Ozden genel Basını karşısında Muhalefet Partisi olarak mahcubuz" diyen vefa pren- sibi şampiyonları Oğuz Oran ve ar- kadaşları neredeydiler? Onlar için de vefa, başarısız bir Genel Sekrete- ri sempatik göstermek — maksadıyla ortaya atılmış "Propaganda Balonu" ndan başka şey değildi. Gazeteci te- şekküllerine gelince, ihtimal onlar bir patronun burnunun kanamasını kendi kliklerinden olmayan bir ga- zetecinin tam 16 ay hapsedilmesin- den daha ehemmıyetlı gormuşlerdı Kısacası, Akpı ve Tira z kı- zartacak bir alâkasızlık ıçınde fakat bu alakasızlıktan zerrece müteessir olmadıklarını gösteren metanetle çi- lelerini doldurmaya geçen hafta için- de gittiler. Hafta sonunda ise Ankarada, hak- kında yayın yasağı bulunan bir ola- 20 yın — tafsilatını — neşrettiği — için bir ay hapse mahkum edilen Yeni Gün ga- zetesi Yazı İşleri Müdürlerinden Ce- malettin Ünlü "Ankara Hilton" daki yerini alıyordu. Ünlünün de gelme- siyle, Ankaradaki mahküm gazeteci- lerin adedi Ulusun iki genç Yazı İş- leri Müdürü Ülkü Arman ve Beyhan Cenkcıyle bırlıkte üçe yükseliyordu. Mart içeri, pire dış: kat gazetecılere kaderin hışmı bu kadarla kalmadı. Zira geçen hafta Toptaşı Cezaevine bir mah- um -Akpınar- girerken bir müdür -Yusuf Pekel- oradaki — vazifesinden alınıyor ve Antalyaya — veriliyordu. Anlaşılan, Cezaevinde dahi gazeteci- lerin insan muamelesi görmesi bazı kimseleri — sinirlendiriyor, di dudaklarında müstehzi bir tebessüm- yanlar arasında ve Toptaşı — Cezaevi çevresinde derin bir üzüntü yarattı. Pekelin ani ve tepeden inme nakli, ihtimal ki, — Balcıoğluna gösterdiği yakınlıkla — alâkalıydı. — Balcıoğluna kolaylıklar sağlamış, iyi bir — yerde kalmasını, eşi ile çocukları ve mes- lekdaşları ile rahatça görüşmesini te- min etmişti. Balcıoğlu, halen çıkar- dığı skandallarla kendisini reklâm etmeğe çalışan Sevim Çağlayanın da davet edildiği bir müsamere tertip- lemişti. İki duygu —organı, göz v kulağa hitap edebilmek sevdalısı cö- mert ses sanatkârı, kendisine hediye veren bir idam mahkümunun elini öpmüş ve hadise resimlerle gazete- lere aksetmişti. İstanbul Savcılığı da, hemen arkasından müsamereleri ya- sak etmişti. Selâmi Akpınar cezaevine girmezden önce Günaydın Hüzün!.. le çilelerini doldurmaya gitmeleri üs- tadları çileden çıkarıyordu. Hakikaten Yusuf Pekel, Toptaşı Cezaevindeki isyanın akabinde alela- cele Edirneden İstanbula getirtilmiş- ti. O günden bu yana didinmiş, çalış- mış, Uğraşmış, ayaklanmış mahkümla rın bıçaklarını, şişelerini ellerinden al- mış ve haklı takdir toplamıştı. Büyük feragat göstererek, — Toptaşı Cezae- Vınde nizam ve disiplini tesis etmiş- Şimdiye kadar vazifesinde ne bir ehliyetsizlik göstermiş, ne de şikâye- te yol açmıştı. Bütün mahkümlar kendisine sevgi ile karışık bir saygı duyuyorlar ve sözünden bir adım dı- şarı çıkmıyorlardı. — Evli, iki çocuk babası Pekelin nakli, kendısmı tanı- Pekelin tayini çok kısa zamanda duyuldu ve gazetecıler Toptaşı Ceza- evine akın e * hakkında herhangi bır bilgiye sahıp olmadığı Antalyaya tayinini yersiz bulduğunu teessürle söylüyordu. Antalyaya gi- dip gitmiyeceğini henüz kararlaştır- mamıştı. Eğer giderse, eşini ve ço- cuklarını İstanbulda bırakacaktı. Za- ten 30 yıllık hizmet süresini doldur- mak Üüzereydi ve kısa bir üddet sonra tekaüde sevkedilecekti. Pekel, mahküm gazetecılere çok iyi mua- mele yap bazı âmirlerinin ak- sine, Vazıfesı cumlesınden telâkki ediyordu. d Hiddet uyandıran da, bu olmalıy- 1. AKİS, 3 ŞUBAT 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: