2 Mart 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

2 Mart 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GENÇLİK Eyüp Yardımcı bir öğrenci yurdunda konuşuyor. Reddedilen yeğen Akrabalıklar Reddedilen yeğen Önrü yarım asra yaklaşmış, üze- rinde Avrupa kumaşından bıçak gibi ütülü şık, açık gri bir elbise bu- lunan adam "Lütfen aynen yazınız. Madde 1" dedi. Sonra durakladı, zih- nini kurcaladı, "Neydi adı?" diye mırıldandı ve karşısındaklnın yardı- mı Üzerine devam etti: "Evet, ta- mam! Eyüp Yardımcı yeğenim de- ğildir." Hadise geçen haftanın son günü Ankarada, İstiklâl Caddesindeki Va- kıflar Apartmanının mükellef bir da- iresinin neo-klâsik döşeli oturma o- dasında cereyan ediyordu. Konuşan adam, müstafi Milli Eğitim Bakanı ve bugünün gözde Demokrat hatip- lerinden Celâl Yardımcıydı. Elinde tuttuğu eski türkçenin küfi stiliyle yazılı notlardan konuşmasını önce- den itinayla hazırladığı belli oluyor- du. Kalın, kahverengi çerçeveli göz- lüğünü gözüne itina ile — yerleştire- rek ilâve etti: "— Madde 2: Adedi yüzlere varan Yardımcı (Ensarioğulları) ailesinin içinde Eyüp Yardımcının bana olan akrabalık derecesini tahkik suretiyle tesbit edebildim. Şimdi, Şerif Efendi benim dedemdir. Hacı İbrahim Efen- di dedemin amcasıdır. Hacı Osman Efendi, Hacı İbrahim Efendinin to- runudur. Veli Efendi, Hacı Osman AKİS, 2 MART 1960 Efendinin oğludur. Eyup Yardımcı da Veli Efendinin oğlu: Celâl Yardımcı, Nasrettın Hoca- nın ördeğin suyunun suyu hikayesini andıran sözlerinin arkasından, çetre- fil bir Riyaziye problemini çözer gibi zekâsını zorladı, "Yani" dedi, "Eyüp Yardımcı, benim dedemin amcasının torununun torunudur." Müteakiben, duygu telleri biraz gerginleşmiş halde konuşmasına de- vam İ "— Madde 3: Ne Eyüp Yardımcı ve ne de Yardımcı soyadını taşıyan uzak ve yakın akrabalarımın fikir- leri ve hareketleriyle ilgim yoktur. "— Madde 4: Sayın matbuatımızın Eyüp Yardımcıyı yeğenim veya akra bam olarak göstererek sanki onun HERKES fikir ve haraketleriyle ilgim varmış ıntıbaını uyandırması doğru değil- dir Celal Yardımcı, Türk gençliği hak- kındaki düşüncelerini açıklamakla sözlerini tamamladı: — Atatürk inkılâplarını benimse- miş bir insanım. Türk gençliğinin bu yolda çalışması ve Atatürk inkı- lâplarının gittikçe kuvvet bulmasını yerleşmesini -ben tam — manasıyla yerleştiğine kani değilim-, — gelişme- sini temin etmeleri onların da, bizim de vazifemizdir." Aksi iddia Celal Yardımcı Ankarada bu açık- lamayı yapar ve gençlik teşekkül- leri içindeki hareketleriyle son gün- lerde kendisinden sık sık bahsettiren Eyüp Yardımcının yakın akrabalığı- nı kemali şiddetle reddederken aynı Eyüp Yardımcı İstanbulda başka bir iddiada bulunuyordu. Eyüp Yardım- cıya göre kendi büyük babası ile Ce- lâl Yardımcının babası kardeştiler! Eyüp Yardımcıyı Celâl yeğeni — yapmıyordu. Halbuki Eyüp — Yardımcı 1958 deki Kubalı hadiseleri — sırasında, talebe teşekkülleri kongrelerinde ve son günlerin üniversite gençliğini D.P. saflarına celbetme — teşebbüslerinde Celâl Yardımcının yeğeni olarak şöh- ret yapmıştı. Üniversite çevreleri de D.P. İstanbul teşkilâtı da, idare ve emniyet amirleri ile basın da bunu böyle biliyordu. Fakat Eyüp Yardım- cı akrabalığın faziletini görmüş ola- caktı ki durumu yalanlamak lüzumu- nu duymamış ve söylentileri tasvip- kâr bir sessizlikle karşılamıştı. Eyüp Yardımcının geçen haftanın sonunda bir Akis muhabirine anlat- tıklarına bakılırsa, kendisinin D.P. ye intisabında Celâl Yardımcının hiç- bir rolü olmamıştı. D.P. nin memle- kete hayırlı hizmetler yaptığını gör- müş ve iktidar saflarına katılmıştı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakül- tesine kaydını yaptırmak üzere mem- leketi Doğu Beyazıttân -Celâl Yar- dımcının da doğum yeridir- geldiğin- de, siyasi faaliyetlerde bulunmak ni- yeti yoktu. Ama üniversite gençliği arasında D.P. aleyhinde o derece müthiş bir hava görmüştü ki, D.P. lehine propaganda yapmak zarureti- ne kanaat getirmişti. Maksadı fit- neci, inkarcı ve fesatçı Muhalefetin zehirlediği üniversite gençliğine nur- lu ve doğru istikameti göstermekti. Bu niyetlerini ilk defa olarak akra- bası Celâl Yardımcıya açmıştı. Ce- lâl Yardımcı parti — işleriyle uğraş- madığını, fakat arzularını Tevfik İle- riye bildireceğini vaadetmişti. Eyüp Yardımcı, parti işleriyle uğraşan Tevfik İleri ile temas imkânını bula- madan D.P. İstanbul teşkilâtının ba- şına Cemil Bengü getirilmişti. Cemil 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: