March 9, 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

March 9, 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

larla yardım yaptıklarını isbat etme- ğe yetmez. Kaldı ki, Sovyet yardımı- nın hiçbir karşılık beklenmeden ya- pıldığına inanmak için değil, t aksine, inanmamak için dünyanın bü- tün sebebleri mevcuttur. Ama, öte yandan, sırf yabancı özel sermayeye dayanan bir kalkınmanın memleket iktisadiyatında nasıl muvazenesizlik- ler doğurduğu bizzat Amerikan Üni- versitelerinin profesörleri tarafından ilan edilirken, Amerıkan leninizme cevap vermek için yabancı özel sermayenin faydalarını methet- Öte dış ticaret hadlerinin Batılılar lehin- de bozulması sayesinde Batının, ge- lişmemiş memleketlere verdiği yar- dımın kat kat fazlasını geri aldığı da muhakkaktır. Fakat, Batıda bütün bu aksaklıklara çare bulmak için bir uyanışın mevcut olduğu inkâr edi- lemez. Ancak, bu uyanış, maalesef pek sık, esnemelerle kesilmektedir. Bu uyanıştaki yetersizliğin — yeni bir misali de Amerikan Yardım Prog- ramının geçirdiği seyirdir. Gerçekten Ike, Kongreden bu yıl iktisadi ve as- keri yardım için 4,2 milyar dolar ta- lep etmiştir. Bu talep, cari yıl için talep edilmiş olan meblâğdan 245 mil- yon dolar ve Kongrenin geçen yıl ka- bul ettiği tahsisattan ise 955 milyon dolar fazladır. Fakat, hiç kimse Kon- grenin 1 milyar dolardan fazla bir yardım tahsisatı kabul —etmesini ümit etmemektedir. Üstelik, Ike'ın yeni teklifinde askeri yardım için ge- çen yılki talebine nisbetle 400 milyon dolarlık bir artış olduğu halde, ikti- sadi yardım için yeni talebi geçen yılkinden 155 milyon dolar azdır! Sırf bu dahi, Amerikan Hükümetinin Hür Dünyanın karşılaştığı tehlikenin ma- hiyetini halâ anlayamadığını veya anlamış olsa bile gereğini yapamadı- ğını göstermeğe yeter. Aslında, Sena- (Savcılık eliyle aldığımız tekziptir) Neşriyatınız asılsızdır Ben genel başkanlığına 15. Temmuz 1959 da Balıkesir'de ak- tedilen büyük kongrede umumi heye- tin ittifakı ile seçildim. Onların iti- matlarına lâyık olmak mes'uliyetini çok derinden hissederek şerefli vazi- feme devam ediyorum Fakirliği ve fakirleri sizin gibi ha- kir gören bir zihniyeti kattiyyen red- dederek size kendimi tanıtayım: Ba- bam, Diyarbakır'ın Cüngüş kazasın- dan müteveffa Süleyman Güldoğan. Adı geçen kazanın hudutları dahilin- deki arazinin 9550 den çok fazlası bizim tapulu mülkiyetimizdedir. dükkan ve arsaların miktarını, yerdeki göz ve kulağınızı birazda hak AKİS, 9 MART 1960 ve hakikat için kullanarak siz tesbit edin. Annem Elazığ'lı. Elazığ'ın merkez köylerinden Kesrik, Hırhırik, Haceri ve Habusudaki arazilerimizden te- min ettiğimiz hasılat bize müreffeh bir hayat için fazlasıyla kâfi geliyor ve bu sayede yani anne ve babamız- dan bize intikal eden bu meşru ka- zançla hamdolsun yaşıyoruz. Akis temsilcilerine Elâzığ tapu müdürlüğü ile Çüngüş tapu sicil muhafızlığına müracaatlarını tavsiye ederim. Çok merak ettikleri takdirde tapu kayıt ve numaralarınıda derhal ibraz ede- bilir l.U.T.B. kongresini yapıp yapma- mak selahiyeti adı geçen teşekkülün genel idare heyetine aittir. İlham kaynağını C.H.P. si organ- larının teşkil ettiğinden asla şüphe etmediğimiz, Kongreler yapılmadığı takdirde alt kademelerin ayrı bir Bir- lik ve ayrı bir Federasyon teşkili ci- hetine gidecekleri düşüncesi ki, bu- nu tamamen hayal mahsulü ve ol- dukça gülünç bulduğumuzu kaydet- mekle yetineceğiz. T.M.T.P. İstanbul'da ve Ankara'da müs'bet ve rasyonel çalışmalar yapa- rak şerefle vazifesine devam ediyor. Biz işgal ettiğimiz vazife ve mes'uli- yet makamlarından ancak bizi seçen- lerin arzularıyla gideriz. Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Başkanı SAMED GÜLDOĞAN tör Mansfield'in dediği gibi, — askeri yardım çoğalacağına iktisadi yardım çoğalmalıdır. Senatör Fulbright ise Ike'ın uzun vadeli yatırımları finanse etmek için ciddi çâreler göstermedi- ğinden şikâyetçidir. Nihayet, diğer bazı şikâyetler, öbür zengin Batılıla- rın yardıma iştiraklerinin hâlâ sağ- lanamadığı noktasında toplanmakta- dır. Bütün bu tenkitler ziyadesiyle yerindedir ve Amerikanın iktisadi yar dım yarışında birinciliği kaptırması tehlikesinin ortadan kaldırılamadığı- nı göstermektedir. Gerçekten Sovyetler Birliği, Stali- HERKES İKTİSADİ VE MALİ SAHADA nin ölümünden sonra Asya ve Affri- kada Hindistan, Endonezya, Birman- ya, Afganistan, leketlere 3,150 milyar dolarlık bir yardım yapmıştır. Bunun 2,730 mil- yar doları iktisadi yardım mahiyetin- deki uzun vadeli ve düşük faizli kre- dilerdir; geri kalan 780 milyon doları bilhassa Birleşik Arap Cumhuriyeti- ne yine kredi şeklinde yapılan askeri yardımdır. Buna karşılık, Amerika aynı can alıcı memleketlere aynı dev- re zarfında 4,279 milyar doları iktisa- di ve 1,460 milyar doları da askeri olmak üzere, 5,739 milyar dolarlık bir yardım yapmıştır. Bu yardımla- rın bir kısmı hibe mahiyetinde -Rus- lar hibe yapmamaktadırlar- bir kıs- mı uzun vadeli ve düşük faizli kre- şeklindedir. İki devin yardım- larını kendi müttefiklerine yaptıkla- rı yardımlar olarak karşılaştırmak çok zordur. Çünkü, Sovyet Rusyanın Doğu Avrupadaki peykleriyle ların miktarı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Amerikanın aynı devre için- deki yekün yardımları 23,998 milyar dolardır; bunun 11,598 milyar doları iktisadi, 12,400 milyar doları ise as- keri yardımdır. Genel olarak Sovyet yardımlarının bu yekünun yarısının bir az altında kaldığı tahmin edilebi- lir. Fakat, Sovyetlerin müttefikleri- nin Amerikanın müttefiklerine nis- betle çok daha yüksek bir kalkınma hızına sahip oldukları da unutulma- alıdır. Ancak, önemli olan gelişmemiş böl- gelere yapılan yardımlardır. 1955 ten itibaren Amerika bu sahada Sovyet Rusyayı bir mislinden bir az aşağıda olmak üzere geçmektedir. Fakat, A- merikanın millt gelirinin yılda X3 nisbetinde artmasına mukabil Sov- yet milli gelirinin yılda B9 artması, Sovyetlere yıldan yıla yardım alanın- daki rekabette —Amerikaya yaklaş- mak imkânını da vermektedir. Ame- rika bu tehlikeyi önlemek imkânına mâliktir. Bu ancak -sadece Ameri- kanın değil, fakat Batının bütün zen- gin, memleketlerinin- lüzumsuz istih- lake hasrettikleri kaynakların daha fazlasını daha hızlı bir milli gelir ar- tış temposu sağlamak için lüzumlu yatırımlara ve bilhassa dış yardıma -ama dış iktisadi yardıma- ayırma- sını becermeleriyle mümkündür. Bü- tün mesele, Batılı zengin memleket- ler halkının tehlikenin mahiyetini ve azametini kavramalarına ve kavra- dıktan sonra da gereken fedakârlık- lara Tıza göstermeği bilmelerine bağlıdır. Gelişmemiş memleketlerin hürriyet içinde kalkınmayı komüniz- me tercih etmeleri işte buna bağlıdır. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: