20 Nisan 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

20 Nisan 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

leri reddetti. İfadesine göre, Sanayi Odası İdare Kurulu üyelerinden "bu- labildiklerinin" o tasvibini de almış ve. öyle harekete geçmişti. Demok- rat milyoner, İsmet İnönü Amasya mesajında sadece daha fazla menfa- at sağlamak için baskıları bahane ederek bir nevi kumar oynayan iş adamlarından bahsettiği halde niçin heyecana gelip hassaslaştığı soruldu- ğunda "İsmet İnönü bütün bir ca- miayı töhmet altında bırakmıştır" dedi. Sonra, canım asıl acıttığı anla- şılan oka temas etti: "V.C. ye girme- yenlerin haysiyet sahibi olduklarını "söylemekle girenleri, yani bizleri haysiyetsiz duruma düşürmüştür". Bu sözler, Amasya mesajından sonra bir orkestra şefinin idaresinde bazı ticaret çevrelerin- den yükselttirilen nağmelerin hakiki mahiyetini ;hiç bir tefsire ihtiyaç du- .yurmayacak bir a- arzuya uyduğunu açıkladı, Duna rağ- men Sanayi Odasının Sirkeci Hoca- paşadaki binasının dördüncü katın- daki mükellef döşenmiş toplantı oda- sında Dinçkök lehine bir hava esme- di. Aksine, telgrafın Dinçkökün ka- leminden çıkmadığı ima olundu. Baş- kan, Ankarada istifayı düşünmüş olduğunu belirterek bahsettiği "ar- zu"nun derecesini anlattı. Münaka- şaların sonunda, muhalefet şerhi ve- rilmek suretiyle telgraf karar defte- rine geçirildi. Gerçi hadisenin hemen akabinde ("Hükümetin sanayiciler tarafından ileri sürülen arzuları ka- bul ettiği" İktidarr gazetelerinde du- yuruldu ama yazılanlar (o havayı dağıtmadı. Zira sanayiciler, Raif Dinçkökün o hareketinin (kelimenin İşte Vatan Cephesi! YURTTA OLUP BİTENLER yordu. İş adamı, İstanbul (Ticaret Odası Başkanı Demokrat Sait İbra- him Esi idi. İş hayatı pek inişli çı- kışlı olan Sait İbrahim Esi iktidara DP. nin geçmesinden buyana sade- ce çıkmış, her mahalledeki onbeş mil- yoner arasında mümtaz bir mevkie geçmişti. O gün üzerinde şık bir el- bise vardı. Altmış yaşında olmasına rağmen hiç dökülmemiş gür siyah saçları itinayla arkaya doğru taran- mıştı. Kalın bıyıklarının sigara du- manından sarılaşmış olduğu görülü- yordu. Hareketleri son derece nazik, son derece efendiceydi ve Sait İbra- him Esi güleç yüzlü bir milyonerdi. Evet, İsmet İnönünün Amasya me- sajının yayınlanması sırasında o da Ankaradaydı. Ama, bu sadece bir tesadüftü. O da "gerek şahsı, gerek Ticaret Odasına ait işler için" sık sık Ankaraya gidiyor- du. Ankaraya git- çıklıkla belli ediyor İnsanların o 1960 Türkiyesinde (fikirlerinin, kanaatlerinin, iman kei A Ma du. Oyun .devam ve inançlarının aksine saf tutmaya nasıl mecbur edildikle- Geni Der Mai ederse sırattın mu- rinin acıklı hikâyeleri her gün kulaktan kulağa nakledilmek- tâ Menderes ile gö- teber V.C. liler- tedir. Boyun eğmenin "bir kurtuluş çaresi teşkil etmediği artık rü şmiçelmmde; hiç iy den Akif Sadıkoğ- aha iyi anlaşılmaktadır. Zira görülmektedir, ki zaaf göste- m, Vİ luna, AÂvni Nuri renler maddi sahada zarardan kendilerini kurtarmakla o bera- Hn esli ele Meserretçioğlu n a ber manevi sahada görülmemis tahribata uğramakta, en ya- tında kalarak cek- : kınlarının kendilerine olan saygısını, sevgisini, o itimadını o kay- Me çe! ve Halis Kaynara betmektedirler. | Bunun (oıstrabının, — İstiraplı büyüğü ol. 'VeMİŞU. amin geleceği o anlaşılı- ” , nk e e © le kendi hisleri ve yorduk Ee, bunlar da böyle bir vazi- feyi reddedecek değillerdi ya Zaten, Sanayi O- dası adına İsmet İnönüye gönderilen telgrafın hikâyesi de Ralf Dinçkö- kün anlattığından hayli değişik şekil- de cereyan etmiş- ti. Bir defa, Oda İdare (Kurulunun üyeleri o telgrafın metnini oradyoda duymuşlar, gazetede okumuşlardı. Mutabakatları, telgrafın çekilmesin- den önce alınmamıştı. O kadar alın- mamıştı ki üyeler, İdare Kurulunun çarşamba giinü yaptığı toplantıda bu meseleyi bahis mevzuu ettiler ve Raif Dinckökten hareketinin hesabı- nı sordular. Tartışmalar hayli uzun sürdü. Demokrat Başkan bir takım “mecburiyetler" den, bahsetti. Buna mukabil bazı üyeler Başbakanın, is- terse, Raif Dinçkök olarak telgraf çekebileceğini ama kendilerini ilzam etmeye hakkı bulunmadığını söyle- diler. O zaman Raif Dinçkök telgra- fın belirli landığını, nayicilerin menfaati"ni düşünerek AKİS, 20 NİSAN 1960 duğundan kim şüphe Vatan ve millet menfaatlerinin CELP. günlerde babamın C.H.P. edebilir İşte, telgra, Sayın İsmet İnönü Taşlık — İstanbul Temel Adanalı tam manasıyla "politika" olduğunu anlamışlar, her sanayici kendi hare- ket tarzında serbest olmakla bera- ber Sanayi Odasının politikaya bu kadar açık şekilde taraf tutarak ka- rıştırılmasını otasvip oetmemişlerdi. Nitekim bir çok sanayici Raif Dinç- kökün telgrafının Oda Meclisine ge- tirilmesini ve orada görüşülmesini is- temekten geri kalmadı Başka bir akord Raif Dinçkökün, Sanayi Odası adına çekilen telgrafı Migrosun 14 numa- ralı odasında makbul göstermeye ça- lıştığı sıralarda bir başka iş va Bankalar Caddesinde Ankara Han nın dördüncü katındaki yazıhanesin. de aynı mealdeki suale cevap veri- / geçen haftanın sonlarında İsmet İnönünün aldığı ve hiç bir radyonun okumadığı göz ya- şartıcı if: 11 olmakla kaim olduğu şu den istifa ettiğini hayret ve teessürle öğren- miş bulunuyorum. Babamın tutumu ailemiz için bir nakise olmakla be- raber bizi hiç bir surette ilzam etmez kanaatindeyim. C.H.P. li doğan, C.H.P. li kalacak olan ben bütün aile efradımın zatıalinize en iyi te- mennilerine haddim olmayarak öperim efendim. tavassut eder, hürmetle Oda İdare Kurulu- nun kararı ile hare ket etmişti. Zaten altmış yaşına gel- miş bir adam ola- rak tesir altında ka labileceği nasıl dü şünülebilirdi? Bu- na rağmen Sait İb- rahim Esi, imzası- nı taşıyan ve niha- yet İsmet İnönü gi- bi bir şahsiyete çe- ellerinizden di nazik üslubuna uymamasındaki, bilakis Radyo Gazetesinin üslübunu ziyadesiyle hatırlatmasındaki gara- beti izah edemedi. Demokrat Baş- kan, İnönü açıktan servet peşinde koşan iş adamlarından bahsettiği halde niçin ithamı üzerine aldığı, hattâ bunu bütün tüccara teşmil et- tiği sualini ise "İdare Kuruluna da- nışmaksızın" cevaplandıramayacağı- nı bildirdi. Suali, İdare Kuruluna sunmak üzere eski harflerle ve dik- katli şekilde not etti, "cevabı pazar- tesi günü saat 10. di. İfadesine göre, İdare Kurulu ka- rarı almadan hiç bir şey yapmak ade- tinde değildi. Buna rağmen, İnönüye telgraf hadisesinde metnin bir İdare 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: