20 Nisan 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

20 Nisan 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Said İbrahim Esi Ne tesadüf, ne tesadüf... Kurulu kararına dayanmadığı (o haf- tanın sonlarında açık şekilde ortaya çıktı. Sözüm ona fırsat Hakikaten, İnönünün Amasya kon- i Ö mesajında V. daha büyüklerine bir fikir ilham etti. İş adamlarını C.H.P. Genel Başkanı al- leyhinde tahrik edebilirler, sanki 1- nönü ticaret erbabının düşmanıymış gibi bir haya yaratabilirlerdi. Ee, va- ziyet böyle olunca servetini korumak isteyen iş adamı ne yapacaktı? Ta- bii, kesenin ağzını açıp V.C. ye gi- recekti! Öyle ya ticaret erbabının düşmanı bir Genel Başkana sahip .H.P. nin iktidara gelmesine tica- ret erbabı çalışacak değildi ya.. El- bette, bütün zenginler milyoner ya- ratıcısı D.P. saflarında daha ziyade kenetlenmiş olarak kalacaklardı. Plâ- nın tahakkuku için orkestra şefi haftanın başında değneğini eline al- dı. Tabii, ilk akla gelenler Sait İbra- him Esi ile Raif Dinçkök ve Banka- lar- Birliği oldu. Senfoniyi idare et- mek işi, mutad veçhile Medeni Ber- ke verilmişti. Esi, Dinçkök ve Ban- kalar Birliği la sesini verdikten son- ra orkestra senfoniyi gürül gürül çalmaya başladı. İşin doğrusu istenilirse melodi baş- ta kusursuz yürütüldü. Demokrat Başkanlara sahip Ticaret Odaları İ- dare Kurulları talimata, ve teşvike uyarak İnönüyü protestoya başladı- 12 lar. Radyolar, telgraflar Oİnönünün eline geçmediği halde metinleri yayı- yorlardı. Sanki bir "Makariosu pro- testo" kampanyası daha açılmıştı Ama bu sefer, protestocular D.P. milyonerleriydi, Nitekim, melodide kısa zamanda akortsuzluklar duyul- du ve radyonun kendi eliyle yaydığı bir havanın aleyhte tesirlerini' bizzat D.P. büyükleri sezmeye başladılar. Radyoyu dinleyenler D.P. nin safın- da artık sadece bir avuç milyonerin kaldığını, D.P. nin onlara güvendiği- ni, D.P. nin "Milyonerler Partisi" haline geldiğini hissetmeye başladı- lar. Demek, kütle karşı tarafta yani C.H.P. safındâydı. Bundan başka, bir takım Ticaret Odaları, Sanayi Odaları politikaya karışmamayı ter- cih ettiler. Nitekim Medeni Berk, bütün gayretine rağmen İzmirden bir ses yükselttiremedi. İzmir Tica- ret Odasının Başkanı ise İnönüyü bütün kalbiyle odesteklediğini, o zira V.C. baskısını bahane edip daha faz- la servet için takla atan belirli iş a- damının kendi camiaları içinde yer sahibi olamayacağını açıkladı- Plân, bir defa daha, başta başarı kazanmış gibi görünürken D.P. aleyhine dön- müş ve ters işlemeye başlamıştı. Zaten, İnönünün sözlerinde hakiki iş adamlarının alınmaları için, bir se- bep bulunmadığı, da koparılan gürül- tüye rağmen kısa zamanda ortaya çıktı. İnönü, meşhur Kayseri seya- hati sırasında il kongresinde söyle- mek üzere bir nutuk hazırlamıştı. Bunda, V.C. baskısına ve belirli ak- llevvellere de temas ediyordu. Fakat il kongresi (oyapılamayınca C.H.P. Genel Başkanı bu mevzudaki fikirle- rini Amasya mesajında hülâsa etti. İnönü Kayseride konuşabilseydi ay- nen şöyle diyecekti:"Vatandaşı kül- türsüz, insafsız, kör bir partizan ida- renin baskısı altında sindirmek te- mayülü vardır. Bu münasebetle ilân ederim ki, böyle baskıları daha fazla kazanç için vesile sayanlara tek ke- limelik hitabımız yoktur. Tuttukları yolu, beğendikleri hedeflerine kadar yürütsünler. Bu hedefin hayallerin- deki hedef olmadığım en kısa zaman- da göreceklerdir. Ancak haysiyet sa- hibi, dürüst iş adamlarına söyleye- cek sözüm vardır. Baskılara evet de- menin hiç bir haysiyeti olmadığı gi- bi hiç bir faydası da yoktur. Baskıy- la adam ayartmak isteyen, kurbanı- nı çukurların dibine kadar indirmek için onu mütemadiyen düşürmeye çalışacak ve masum insanı nihayet cemiyette kimsenin yüzüne bakamaz hale getirecektir. Haber vereyim ki, baskılara hayır diyebilmenin şerefi büyük olduğu gibi, baskı rejimini bertaraf etmenin tek yolu da budur. Bu yolda selâbet gösterenleri millet her türlü iftiradan mutlaka koruya- cak; örülecek bütün zulüm ağların- dan onları çekip alacaktır. Baskı ida- releri açıkça Hayır diyen vatanda- şa boyun eğdirecek bir çareyi hiç, bir zaman bulamamışlardır, obulamaya- caklardır. Onların hükmü, pazarlığa girişmek zZaafını gösterenlere geçer. Tertip edebilecekleri iftiraların en tesirli oOolduğunu sandıkları vakit haksız mütecavizler milletin ohaklı gazabı önünde korkudan tirtir titre- yeceklerdir." İşte, "Tüccar düşmanı İnönü'nün fikri ve o söylediği buydu. Hakikat anlaşılınca, D.P. balonu iğne yemiş gibi sönüverdi. Zira herkes, iktisat ve ticaret âleminde devam ettirilen baskıyı biliyor ve hadiseleri dikkat- le takip ediyordu. Berk faaliyette "Nitekim bu yüzdendir ki geçen, haf- tanın ortalarında gözler İstanbul- daki Adalet müessesesine (o çevrildi. O gün muteber Havadis gazetesi Başbakan Yardımcısı Medeni Berkin fabrikayı ziyaret ettiğini, iş veren- lerle konuştuğunu, işçilerin meselele- riyle ilgilendiğini ilân ediyor, bir de Yapı Kooperatifinden bahsediyordu. Gerçi böyle kooperatif o hikâyelerin- den, başta Profesörler, pek çok kim- senin ağzı yanıktı, çünkü bunun sa- dece bir parmak bal olduğu meydana çıkmıştı ama bal henüz bütün tesiri- ni kaybetmemişti; Havadis gazetesi- nin bahsetmediği, müesseseyi idare edenlere yapılan "tavsiye*?; idi. Mües- sese, meşhur Süreyya Paşa tarafın- dan kurulmuştu. Şimdi, oğlu Atıf İl- men tarafından fiilen idare olunu- Medeni Berk Sıra Adalette AKİS, 20 NİSAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: