5 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

5 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

da hareketin başında bulunan adam Cemal Gürsel ile görüşüyorlar. Tür- kiyede üç ay içinde seçim yapılaca- ğını teyit ettirir ettirmez İnönünün evine koşuyorlardı. . İhtilâlin başın- dan beri İnönünün son derece müste- rih, mesut ama yorgun bir hayatı ol- du. Zira evi, tavaf edilen kabe halin- den çıkmadı. Sabahtan akşama kadar akın akın misafir geliyor, heyetler birbirini takip ediyor, her dediği çık- mış bulunan liderin elini öpmek için küçük bahçede kuyruklar beliriyor- du. Bütün bu hummalı faaliyet için- de, hareketin başından itibaren İnö- nünün emniyetiyle o vazifelendirilmiş yarbay Salih Yakal kıymetli bir yar- dımcı oldu. 27 Mayıs hareketi plan- lanırken ilk iş olarak İnönünün em- niyeti düşünülmüş, daha darbe yapıl- madan ev Harbiyeliler tarafından kordon altına alınmıştı. O gece, Har- biyenin kapıları kapanıp ta plan genç talebelere anlatıldığında okulun için- de müthiş bir sevinç nidası oyüksel- miş, bir kıtanın İnönünün evine gide- ceği duyulduğunda ise herkes o kıta- Nihayet kuradan yola çıkmışlardı. hareketine daha ilk anda katılan ve Harbiye ile Kara Kuvvetleri oarasındaki irtibatı sağlayan, üzerine ğı" gibi pek masum -fakat kendisine her gün okuldan ayrılmak imkanı sağlayan- bir vazife alarak temasla- rı temin eden yarbay Yakal 27 Mayıs sabahı saat dörtte İnönünün Ayten sokaktaki evine geldi ve o tarihten itibaren İnönüden ayrılmadı. Bu bir hafta, İnönü için kolay geç- medi. Gerçi hayatında tatlı değişik- likler olmuştu. Dr. Gedikin emriyle kendisini gölge gibi takip eden po- lisler kaybolmuş, o bunların son za- manlarda kullandıkları gri Ford ma- halle sakinleri tarafından parampar- ça edilmişti. Yabancı basın mensup- ları ise artık randevularını Başba- kanlığa bağlı resmi bürolar vasıta- sıyla sağlıyorlar ve İnönüyle görüş- mek isteyen Oo gazetecilere bir Alte- mur Kılıç "Ne? Derhal tevkif edilir- siniz.." diye tehditler savurmuyordu. Buna rağmen Muhalefet lideri daha bir müddet normal hayatına döne- meyeceğini anladı. Ne zaman sokağa çıksa halk görülmemiş tezahürata başlıyor, gittiği yer obayram yerine dönüyor, herkes işini gücünü bırakıp onun eline sarılıyordu. Zaten İnönü, yanında yarbay Yakal bulunduğu halde bir kaç defa bankadan başka yere gitmedi. Ama bu küçük seya- hatler bile Menderes rejiminin güçlü Muhalefet liderine, yapılacak en iyi şeyin evde oturmak olduğunu gös- termeye yetti AKİS, 5 HAZİRAN 1960 Yaman sualler İnönünün evi dolup dolup boşalırken Ziyaretçilerin (oyüklü bir o kısmını yabancı basın mensupları teşkil etti. Televizyoncular, sinemacılar makine- lerini bahçede kuruyorlar, harıl ha- rıl film alıyorlardı. Radyo muhabir- leri, ellerinde teypleri, İnönünün ba- sit döşenmiş, küçük çalışma odasın- da mülakatlar yaptılar. Türkiyenin | numaralı politikacısı osuallere kendi sesiyle, kâh ingilizce, kâh fransızca, kah almanca cevaplar verdi. Fakat müracaat edenlerin sayısı öylesine kabarıktı ki çare olarak bu haftanın başında bir basın toplantısı tertip- lenmesi uygun görüldü. Basın top- lantısı günü yüze yakın gazeteci evi YURTTA OLUP BİTENLER letini iyi tanıyan bir insanm teşhisle- rinden başka şey o değildir. Onlara Türk milletini hiç otanımadıklarını da defalarla hatırlatmıştım. o Tanı- mamakta ısrar ettiler ve başlarına bu geldi”. Basın toplantısında da İnönü bu hususu kati şekilde temin ettikten sonra üç ay içinde yapılacak seçimle- re partisinin başında gireceğini söy- ledi, mütemadiyen tekrarlanan bir suale cevap olarak partisi seçimleri kazanırsa -hiç bir yabancı muhabir artık bunda zerrece tereddüt etmi- yordu- hangi mesuliyet mevkiini ala- cağını şimdiden bilmediğini, bu hu- susta bir karar sahibi olmadığını a- çıkladı. İnönünün yabancı gazeteci- İnönü ve Mehmetçik Muhteşem doldurmuştu. Tabii herkesin öğren- mek istediği şuydu: "İnönünün, as- keri darbeden haberi var mıydı ?" Bu hâdiseyi vukuundan çok evvel ha- ber vermiş bulunan tecrübeli politi- kacı, dudaklarında tatlı bir tebes- süm "Hiç kimseyi inandıramıyorum. Ama temin ederim ki hareketten zer- rece haberdar değildim" diyordu. İnö- nü gülümsemeye devam ederek şöyle söylüyordu: “— Ben onlara bu milletin baskı rejimine tahammül etmeyeceğini, çı- kar yol bırakılmadığına göre ihtilâ- lin meşru hale getirildiğini (o söyle- dim. Şimdi, böyle söylemiş bulundu- gum için hâdiselerden haberdar oldu- gumu sanıyorlar. Halbuki bunlar mil- tablo lerle görüşmelerinde bulunanlar mil- lete demokrasi savaşında liderlik et- miş olan tecrübeli devlet adamının yeni iktidarın işini zorlaştıracak bir hareketten ne derece sakındığını ib- retle müşahede ettiler. İnönü, teza- hürat yapılıp sükün bozulmasın diye nasıl evinden mümkün nisbetinde az çıkmaya çalışıyorsa gazetecilerle ko- nuşurken de intikal devrinin icapla- rına büyük dikkatle uyuyor, hareke- tin içteki ve dıştaki müsbet tesirini kolluyordu. Bu müsbet tesire yol a- çan ve 27 Mayıs hareketini basit bir askeri ihtilâl olmaktan çıkaran Or- dunun partiler üstündeki durumuy- du. İnönünün, nderes rejiminin memleketi içine, attığı buhran arasın- 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: