9 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

9 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yuvası rejimin askeri ve mesleki dersler üzerinden yapılması Okuluna hazırlayıcı mahiyette olmak üzere Ana- dolu ve Rumen ordu bölgelerinde "Askeri İdadi"ler acıl- ması, Avrupada olduğu gibi bizde de kurmay subay ye- tiştirilmesi için Harb Okulunda iki sınıflı bir Harp A- kademisi tahsilinin ihdası vardı. Görülüyor ki, 1845 yılı Türkiyenin askeri maarif tarihinde gerçekten büyük bir kalkınma ve uyanma yılıdır. Harb Okulunun İstanbulda Pangaltıdaki binasına geçişi. Okulun beşinci nâzırı Rifat Paşa zamanında ve 1847 yılında mümkün olabilmiştir. Rifat Paşa Okulun yeni teşkilât ve öğretim şeklini de düzenliyen bir nazır idi. Harb Okulunun günün icaplarına uygun şekilde 1s- lahı için zaman zaman çalışmalar yapılmış, öğretim usullerinde ve teşkilâtta değişiklik olmuştur. Okulun 17. nazırı Mustafa Zeki Paşa zamanında (1884) bu çeşit çalışmaların ehemmiyetli bir kısmına rastlanmaktadır. Mustafa Zeki Paşa, "çıkacak subay adedinin keyfiyet ve kemmiyet itibariyle yükseltilmesi"ni teminen Al- manyadan Kurmay Binbaşı Fonder Golçun getirtilme- sini temin etmiştir. Fonder Golç livalık rütbesi almış, umum askeri okullar müfettişliği ile vazifelendirilmiş- tir. Golç Paşa Türk Ordusunun gelişmesi ve yükselmesi için büyük gayretler sarfetmiştir. Günün icaplarına uygun olarak devamlı bir geliş- me gösteren Harb Okulunun iç bünyesinde, teşkilât ve kuruluşundaki değişiklikler devam etmiştir. Balkan Harbinde, Birinci Dünya Savaşında, Mütareke yılların- da, İstiklâl Savaşında Okulun aldığı hizmetler Türk as- kerlik tarihinin şeref sayfalarıdır. Bu yıllarda Okulun teşkilâtında da büyük değişmeler olmuştur. Ama her se- ferinde "Harbiye ruhu" daima uyanık kalmıştır. İstik- lâl Savaşı sırasında ordu subaylarını yetiştiren talim- gah, ordu öğretim ve eğitim kurullarının yeniden zama- ani İsteklerine göre düzenlenmesi sırasında Harbiye Mektebi bu adı almış 1 Nisan 1923 tarihinden itibaren yeni bir devresi başlamıştır. Okulun bu açılışı o zaman Dışişleri Bakanı olan İnönünün eliyle yapılmıştır. 7 Ey- lül 1936 tarihinde de, Ankarada yapılan binaya geçerek çalışmalarına devam etmiştir. 1936 yılından beri Anka- radaki bu kartal yuvası Türk Ordusunun subay ihtiya- cını karşılamaktadır. Hürriyet uğrunda Harb Okulu, bütün teşkilâtıyla taazzuv ettiğinden bu yana dalma hürriyet mücadelesinin bayraktarlığım yapmıştır. Memleketin selâmeti, bekası bu kartal yuva- sının daima ön düşüncesi olmuştur. Hiç bir maddi kar- şılık beklemeden, sadece memleket ve hürriyet sevgisi ile çalışmak bu yuvanın daima hedefi sayılmıştır. İstib- AKİS, 9 HAZİRAN 1960 dat devrinde -yani son istibdat devri değil, padişahların yarattığı istibdat devrinde (padişahların en çekindiği müessese Harb Okula olmuştur. Buna çekinmek de de- gil korkmak demek daha doğrudur. Bir yandan bu Oku- lun kıymetini ve ehemmiyetini farkediyorlar, bir yan- dan da daima kendileri için büyük bir tehlike teşkil ede- bileceğini düşünüyorlardı. Bu sebeple talimleri tahta ve mekanizmasız tüfeklerle yaptırma yolana gitmişlerdi. Türkçülük hareketi, hürriyet mücadelesi en uygun ze- mini dalma bu kartal yuvasında bulmuştur. Büyük Ata- türkün hürriyet yolundaki mücadeleleri tâ Harb Oku- lundan başlar. Meşrutiyetin ilânna Harb Okulu yar- dımcı olmuştur. 81 Mart irtica hareketinde genç Harbi- yelilerin İstanbulini suiniyet ve asayişini muhafazadaki hizmetleri unutulamaz. Hedef o Hürriyet aşkı Harbiyenin parlıyan süngüsü, hiç bir devirde istib- dadın, hürriyetsizliğin, adaletsizliğin, hırsızlığın ve ca- niliğin miidafiliğini yapmamıştır. Her devirde Harbiye- li ancak bu memleketin hürriyeti, içerdeki ve dışardaki düşmanlarının imhası için çalışmış, daima ileri fikirli, hür düşünceli, kahraman ve asil kalmıştır. Bu, olculun ilk çekirdeğini teşkil eden "Sübyan Mektebi" talebele- rinden 27 Mayıs milli inkılâp hareketinin şehidi genç topçu to&manji Ali İhsan Kalmaza kadar uzanan 136 yıl- lık okul tarihinin her safhasında ve her sayfasında ya- zılıdır. Sabık iktidarın İstibdat İdaresine karşı da, as- kerlik şeref ve vekarını misilsiz bir ihtişam içinde mu- hafaza ederek yükselttiği protestosu bunun en güzel te- zahürüdür. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: