30 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

30 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CÜMBÜŞLER meselelerini görüşmüşlerdi. Hattâ bu iki gazete ele alınan mevzuları bile sayıyorlardı: İktisadi durum, bir E- konomi ve Ticaret bakanının tayini. Çankaya . Bayarın nezdine çağırılmışlardı. larımızın Cumhurbaşkanının nezdine çağırıldıklarında illâ memleket mese- lelerini icap etmezdi. Nitekim görüşmemişlerdi de.. Muha- birler muhayyelelerini işletecek yerde haber alma vasıtalarını işletselerdi, çok daha iyi yaparlardı. O gece Çan- kaya köşkünde tertiplenen kabine toplantısı değil, mükemmel bir eğlen- ceydi Doğrusu hâdiseleri böylesine tahrif etmek, hele bu günlerde gaze- mu- habirler küçük bir lüzumu duysalardı, yani vazifelerini gerekti- darın hakikaten bazı tedbirler almak istemesini insanın haklı göreceği ge- liyordu. Bu ne ihmaldi, bu ne çoluk çocukluktu!, Radyo sanatkârları çağrılıyor Her şey o perşembe akşamı saat 21 de Ankara Radyoevinde başlamış- tı. Stüdyoda "Radyo sanatkârları bir arada" programı vardı. Kalabalık bir dinleyici kütlesi bu cazip programı alâkayla takip ediyordu. İşte bu sıra- da spikerlerden Can Okanın şef Mu- zaffer İlkara bir pusula uzattığı gö- rüldü. Muzaffer İlkar radyonun Türk musikisi yayınları şefiydi ve progra- mı o idare ediyordu. Spikerin uzattı- ğı pusulaya baktı; Cumhurbaşkanı sanatkârları istiyordu. Muzaffer İl- kar Cumhurbaşkanının zaman Zza- man Radyoevine gelip alaturka mu- siki dinlediğini biliyordu. Fasıl de- vam etti ve 21,30 da bitti. Muzaffer ilkar arkadaşlarından kalkmamala- rını istedi. Fakat sanatkârlar kalk- dinleyiciler de i sa iz 5 © b — dinleyiciler dışarıya çıkarabilir. Sanatkârlar hâlâ oturuyorlardı. nedilmişti ki Cumhurbaşkanı Gen Bayar gelecektir. Halbuki Cumhur- başkanı gelmeyecekti; (Muzaffer İl- kara verilen pusulada sanatkârların Çankaya köşkünde beklendikleri ya- . Hep beraber yukarıya gidile- sadece kadın okuyucularla saz sanatkârları davet edilmişlerdi; erkekler o istenmiyordu. Kafileyi götürmek üzere de Köşkün 22 resmi arabaları Radyoevine gönderil- mişti ve kapıda bekliyordu, İki saz sanatkârı, kanuni Necdet Varol ve Udi Halil Aksoy özür dilediler. Git- meyeceklerdi. Diğerleri otomobillere bindiler ve Çaakayaya çıktılar, Cum- burbaşkanı Celal Bayarın davetlisi kadın ses sanatkârları şunlardı; Ne- vin Demirdöven, Gönül Akıncı, Fah- riye Caner, Zehra Küçük, Muallâ A- racı, Mefharet Atalay, Nursal Ke- eden saz sanatkârları da şunlardan iba- retti: Asım Dirim, Ali Erköse, Ve- dia e, m Günal, din Sığmaz, t Sümer i Duygulu, Suad Sayin alamı Er köse, Hüseyin Her Muallâ Aracı Arayıp da bulamadığı Köşkteki fasıl Sanatkârlar Çankaya (Köşkünde dikkatle ağırlandılar. Cumhur- başkanlarının ikametgâhı olan Pem- be binaya girdiklerinde evvelâ mer- mer hole alındılar, oradan tavanın- da üç tane avize sallanan büyük ye- mek odasına girdiler. Onun yanında- ki aynalı salon da davetlilere ayrıl- mıştı. Yemek odasında Cumhurbaş- kanı Celâl Bayar ve o gece Ankara- da bulunan bakanlar vardı. Cumhur- başkanı bakanları hakikaten iftar vakti nezdine celbetmişti. Yenilip i- çilmişti. Şimdi, ihtimal ki kulakların pası giderilecekti. Devlet adamları- mızın bir kısmı viski, bir kısmı mey- va suyu içiyordu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın elinde portakal suyu bardağı vardı. Muzaffer İlkar da sa- natkârların başında huzura kabul e- dilmişti. Buna mukabil asistanı Ab- dullah Osman dışarda bekliyordu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar Muzaf- fer İlkarı karşıladı, alaturka musiki dinlemek istediklerini bildirdi ve her sanatkârın kendi arzuladığı, sevdiği parçayı söylemesini rica etti. Sa- natkârlar Kenarda bir başkanlığı arşivlerinde muhafaza e» leceğini düşündüler ve üzerlerine aldıkları tarihi vazifenin mesuliyeti- ni hissettiler. davetli hanım yoktu yalnız çağırmıştı; birlikte degil... Zaten d alan gazetecileri yanıltan da bu ol- muştu. Zira düşünmüşlerdi ki eğer Cumhurbaşkanı bir ziyafet verseydi veyahut tertiplenen bir konser olsay- dı elbette ki bakanlar zevceleriyle birlikte, gelirler di. Madem ki tek baş- larına gelmişlerdir, o halde memleket meseleleri görüşülecektir. Muhabirle- rin kusurları buradan başlıyordu. Okunan şarkılar saat onda başladı ve bir kü- çük arayla sabahın birine kadar devam etti. Sanatkârlar çok güzel şarkılar söylediler ve Cumhurbaşka- nıyla davetlilerine hoş bir gece ge- çirttiler. Koronun söylediği "Haydar. Haydar" pek beğenildi. Fahriye Ca- türküsü bilhassa alkış topladı. sanatkârın "Köşküm var deryaya karşı" şarkısı da büyük alâka çek- ti. Dinleyicilerin ekserisi geçenlerde Birecik köprüsünün açılış törenin- d . Mefharet Atalayın Aynı şarkısı gecenin şarkılarından oldu. Davetliler sanat- kârları alkışla teşci ediyor, alâkala- rını esirgemiyorlardı. Bu arada Ma- liye Bakanı Nedim Ökmen ses sanat- kârlarından Nursal Kemaninin sana- tıyla anlayışlı bir şekilde alâkalan- dı. Bakanların hemen hepsinin eğlen- dikleri görülüyordu. İçlerinden yal- nız Ethem Menderes son derece ağır ve ciddiydi. Adeta arkadaşlarından başka bir alemde olduğu hissedili- yordu. Nitekim bütün sanatkârlar Ü- zerinde o ayrı bir tesir yarattı. Şarkılar devam ediyor, fasıllara geçiliyordu. Herkes coşmuştu. Neşe- li parçalar hüzünlüleri, hüzünlü par- çalar neşelileri takip ediyordu. e Tunççekicin kemençe taksi son AKİS, 30 HAZİRAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: