30 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

30 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER tillere "Katil" diyen yazının daha başlangıcında, sabık ve sakıt iktidar sayıdan itibaren başladığı açıkça söylenmiyor muy- du? katillere "Katil" diye başlayan fıkranın daha ilk cümlesi, "Dünkü yazımda koltuk, makam ve para hırsı ile..." diye başlamıyor muy- du? Demek ki yayınlar birkaç gün- dür devam ediyordu ve Dr, Küçükün durumdan ancak 17 Haziran sabahı haberdar olmuş bulunmasına imkan yoktu. Hakikat suydu ki Dr. Küçük yapılan yayınlardan pek âlâ haber- dardı. Ama eski yakınlarına yaptı- ğı bu kadar ağır hücumlar -bu hü- cumları doğru bulanlar o tarafından rar dikeyim derken, bir orman dolu- su çam devirivermişti! Dr. Küçük, Türkiye Cumhuriye- ti Devlet Başkanı, Milli Birlik Komi- tesi Başkam, Başbakanı ve Silâhlı Kuvvetler Başkomutanının o"köpek- diye vasıflandırdığı, o Harbiyeyi imha planlarını bizzat açıkladığı bir çeteye "katil" denmesine bile ta- hammül edemiyordu! Bahanesi de bu çetenin suçlarının henüz adalet önün- de tesbit edilmemiş olmasıydı! Doğ- rusu Doktor Bey şaşılacak derecede objektif olmuşlardı! Daha bir ay ön- ce kendi muhaliflerine (o-hiçbir suç- tan hiçbir suretle mahküm olmadık- ları halde rumlarla işbirlikçilik iza- fe edebilen Doktor Cenapları, şimdi herhangi bir isnatta bulunmadan ön- ce İllâ ki adaletin tecellisini bekle- mek lüzumunu mu duyuyordu 7 Çıkar yol İşte, geçen hafta içinde Önce İstan- bulda, sonra Ankarada Kıbrıslı Türk gençlerinin hem de çok efen- dice bir şekilde yaptıkları nümayiş- lerin bellibaşlı sebeblerinden biri, ''li - hasretlerinin devirdiği bu çam- lardan başka bir şey değildi. Kıbrıs- lı Türk gençleri, Kıbrıs Türk Cema- atinin diktatörlükten kurtarılmasını ve İnkılâbın ruhunun orada da yer- leştirilmesini talep ediyorlardı. miş olan genç dostları da Doktora gereken tavsiyede obulunmalıydılar. Eğer Dr. Küçük, Kıbrıs Türk Cema- ati arasındaki dayanışmanın deva- mım hakikaten istiyorsa, onun birli- 28 ğini ve bütünlüğünü kendi mevki ve ikbalinden hakikaten daha üstün gö- K 9 T koca bir gençlik ve aydın kütlesine rağmen iktidarda (o kalınamayacağı- nın en taze ve canlı örneği gözünün önündeydi, Cezayir Beklenen ses Geçen hafta sonunda Türk Radyo- arı ve gazeteleri Anadolu Ajansı vasıtasiyle bir yayınlıyor- lardı. Yayınlanan bu beyanat, Dışiş- leri Bakanlığının bazı gelenekçi me- murlarıyla eski iktidara yakınlıkla- rıyla övünen Fransa Büyükelçiliği- nin bazı mensupları üzerinde bir so- ğuk duş tesiri yaptı. Bütün dünya- nın Türk Radyolarından dinlediği be- yanat şöyle başlıyordu: "Ben öteden beri sarfettikleri ogayretleri, oasilâne ve kahramanca mücadelelerini yakın bir alâka ile takip etmekte idim." Bunları söyleyen, Türkiye Cum- huriyeti Devlet (Başkanı Orgeneral Cemal Gürselden başkası değildi ve Cezayirlilerin İstiklâl OHarbinin genç "mülâzımı- evvel"i Cemal Ağanın, bugünün is- tiklâl mücahidleri için başka türlü düşünmesi ve başka türlü konuşması da elbette ki mümkün değildi Devlet Başkanı, beyanatının so- nunda, Fransa ile "Cezayir" evet, General de Gaulle Lütfen dinleyiniz "Cezayir" arasında (bir anlaşmaya varmak için temasa o geçilmesinden duyduğu oOmemnuniyeti belirtiyordu. Devlet Başkanı, Fransa ile Cezayir arasındaki bu davada tarafların meş- nin bütün dünya çin hayırlı olacağı- na işaret ediyor Gerçekten, Geçici Hükü- meti, Afrikanın yarısını bağımsızlığa kavuşturan büyük devlet adamı Ge- neral de Gaulle'ün 14 Haziranda ver- diği beyanatına 20 Haziranda cevap vermişti. Bu cevapta ateş kesilmesi vs yapılacak referandumda tarafsız- Abbasi göndermeğe karar verildiğini açıklamıştı. Bu seyahati hazırlamak üzere iki Cezayirli Bakan Ahmet E- de Gastines ile görüşmelere (o başla- mışlardı Orgeneral Gürselin demeci, işte tam bu sırada ve çok yerinde yapıl- . Bu suretle, halinde olan bağlılığımız bir kere dah en yetkili ağızdan teyit edilmiş olu- yordu. Yıllardan beri istiklâl müca- delesi yapan milletlere öncü olabile- cek tek devlet şansım elimizde tuttu- sakat kaçırmamıza se- yüzden, dünyanın mukadderatım tayin edecek olan mil- yonlarca insanın yaşadığı Asya ve Afrikada Türkiyeye karşı sevgi ve itimad kaybolmuştu. Halbuki, Batı ile Asya ve Afrika arasında mazisi ve bugün NATO içindeki kuvvetli du- ü mel bir ydi. Bu imkân, sırf iflâstan kurtulmak için yardım sağ- lamak uğruna kaçırılmıştı. e Kendi iktidarlarını devam ettirebilmek için müttefiklerimizin haksızlıkları açık- i olan meselelerde bile, onlar- saplara dayanan bir politika, Başkanının bu beyanatiyle kesin su- rette terk ediliyor ve Türk Devleti Atatürkün prensiplerine uygun, dün- ya devletleri içinde müstakil ve iti- barlı bir politika gütmeğe başlıyor- du. Türkiye, 27 Mayısdan beri sadece içerde değil, dışarda da kendi kendi- sini bulmuştu. AKİS, 30 HAZİRAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: