6 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

6 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın içinden Balayının İyisi Geçimlerin tarihi konusunda çeşitli söylentiler dolaşı- yor. Siyasi partilerin temsilcileri kendilerine göre bir takım hesaplar yaparak vaziyet alıyorlar. Aynı şekilde, gazetelerde de bir tartışma başlamıştır. Seçim tarihi do- layısiyle Geçici İdareden bu memleketin beklediği işle- rin ne olduğu hususu ortaya atılıyor ve birbirine zıt fi- kirler ileri sürülüyor. Bunların üstündeki hakikat şudur ki İnkılap hareketi birinci ayını doldurmuş, fakat seçim- ler için kesin bir tarih henüz ilân edilmemiştir. Şimdi, bir noktayı ciddiyetle belirtmek lâzımdır. 27 Mayıs İnkılâbının bütün dünyada görülmemiş bir ala- kayla karşılanması ve Türkiyeye, Türk Ordusunla itibar- ların en yükseğini sağlamış olması daha ilk günden se- çimler konusunda açık taahhüde girişilmesi neticesidir. Sayın Eisenhowerin mesajından Korede çıkan bir gaze- tenin başyazısına kadar yabancılar tarafından ileri sü- rülen her tefsirde bu husus itinayla belirtilmiştir. Bunun sebebi basittir. 27 Mayıs İnkılâbı, dış görünüşü itibariy- le bir askeri hükümet darbesidir. Askeri hükümet dar- beleri, en meşru hallerde bile bir meşrulyetsizilk veçhesi taşıdıklarından ve nihayet bir vesayet idaresini sürdür- meye kalkıştıklarından hür âlemde hiç bir zaman fazla tutulmamışlardır. Bir fenalığı bir başka fenalıkla teda- viye kalkışmak, basiret noktasından tereddütler uyan- dırmıştır. Hele askeri hükümet darbesi yolundan iktidar alanların bunu seçimle meşru ellere tevdide çıkardıkları güçlükler bilindiğinden, Nasırın, Kasımın, Castro'nun misali ortada olduğundan 27 Mayıs inkılâbının "en kısa zamanda seçim" taahhüdünün niçin böylesine ilgi çekti- ği kolaylıkla anlaşılabilir. Platonik "en kısa zaman" ta- birinin yerine bir kesin tarihin ilânında artık büyük fay- da vardır Seçimler mevzuunda yapılan en açık beyanat, biz- zat sayın Gürsele aittir. İnkılâbı şahsında temsil eden Devlet, Hükümet ve Milli Birlik Komitesi Başkanı Türk milletine üç ay içinde seçimlere gidileceğini resmen ilân etmiştir. İnkılâp hareketini bu taahhüt şu anda manen bağlamaktadır. Fakat bunun, ilk günlerin heyecanlı ha- vası içinde söylenmiş bir söz olduğu ve realiteye uymadı- ğı izaha lüzum hissettirmeyecek kadar ortada bir haki- kattir. Üç ay içinde seçim yapılamadığı takdirde aklı başında hiç kimse İnkılâp hareketinin mânevi temelinin zedelendiğini (iddia etmeyecektir. Bir t art- la : Sayın Gürsel tarafından verilmiş bu sözün vâdesi geldiğinde hakiki seçim tarihinin ayıy- dünyaya ilân edilmesi şartıyla. Seçimler üç ay değil, beş ay içinde yapılır, seçimler beş ay değil, on ay içinde ya- pılır. Zerrece ehemmiyeti, hiç bir mahzura yoktur. Ge- çici İdarenin işinin bitmesi için konulacak makul bir müddet her yerde hoşgörürlükle karşılanacak, bu ida- renin en ziyade muhtaç bulunduğu prestijine asla halel gelmeyecektir. Yalnız, seçim tarihi tesbit edilirken iki noktayı göz önünde tutmak fayda verecektir. Askeri idare, daha ilk günden, ilmin ışığından azami nisbette istifade yolunu tutmuş, kendisine rehber olarak ilim adamlarını seç- miştir. Seçim tarihi tesbit edilirken onların fikirlerini AKİS, 6 TEMMUZ 1960 Metin TOKER almak, onlarla istişarede bulunmak, hattâ onların tek- liflerini kabul etmek bir iyi niyet delili olarak alâka çe- kecektir. Zira, unutmamak lazımdır ki seçimlerin tari- hi büyük nisbette ilim heyetlerinin çalışmalarıyla ilgili- dir ve doğrusu istenilirse ilk gün ortaya atılan "üç ay'ın gerçekleşememesinde onların da payı mevcuttur. Mem- leketin bünyesine uygun bir Anayasa kesin olarak ne kadar zamanda hazırlanır ve onu takiben demokratik bir Seçim Kanununun yürürlüğe girmesi kaç ay ister? Bu suallerin cevabı alınmadan Geçici idarenin seçim ta- rihini ilân edebilmesi mümkün değildir. İlim adamları- nın taahhüdü Geçici İdarenin taahhüdü olacaktır. Fakat bunun yanında Geçici İdare, geçicilik vasfı- nı bir an dahi gözden uzak tutmamakta büyük hassasi- yet göstermeye mecburdur. Bazı temayüllere bakılırsa Milli Birlik Komitesi bu memleketin bütün dertlerini halledecek, ondan sonra seçimlere gidecektir. Bunun se- çimsiz bir sistemi ebediyen devam ettirmek mânasından başka mâna taşımadığı ortadadır. Zira bir memleketin -ne bu memleketin, ne başka memleketin- dertlerinin tü- kenmesine imkân yoktur. Siyasi hayat bunların halli için sarfedilecek gayretlerin üzerine bina olunur, seçim- ler, o istikamette çalışacakları iş başına getirir, tutum- ları beğenilmeyenleri mesuliyet mevkilerinden uzaklaş- tırır. Demokratik rejimin mekanizması bundan İbaret- tir. 27 Mayıs inkılâbının gayesi, bu mekanizmanın ça- lışmasını güçleştiren pislikleri ortadan kaldırmak olmuş- lar. Bir partinin etiketini taşımakla beraber aslında bütün bir milletin arzusunun ifadesi olan ve İlk Hedef- Beyannamesi diye bilinen hususlar memlekette ger- çekleştirildikten sonra ekonomi sahasında, sosyal saha- da. adalet sahasında, askeri sahada, eğitim sahasında uzun vadeli işler seçimle gelip seçimle gidecek idarele- rin vazifeleri arasına girecektir. Bu sahalarda D.P. nin yaptığı tahribat bugünden önlenir, hattâ tamirata giri- şilir, ama asü restorasyon devri normal demokratik re- jimin işlemesiyle açılır. Unutmamak lazımdır ki C.H.P bu ilk Hedefler beyannamesini gerçekleştirmek için milletten sadece altı ay istemişti. Geçici İdareye bütün yüklerin verilmek istenmesi sebepsiz değildir. Şu anda her şey o kadar rahat, o ka- dar kolaylıkla, öylesine basiretli şekilde hallediliveriyor ki insanın gönlü ortalıkta dert bırakılmamasını istiyor. Ama her şey toz pembeyken, herkes sadece alkış tutar- ken, bir prestij hazinesine el daldırmak daima mümkün- ken devlet idaresi, memleket idaresi kolay gelir. Bu ko- laylığa alıştınız mı ilk güçlüklerle birlikte kaşlar çatı- lır, "bunca iyiniyete rağmen tenkitlere kalkışılması” si- nirlilik yaratır, hele bazı başarısızlıklarla karşılaşıldı mı o toz pembe vasat rengini değiştiriverir. "Biz öyle olmayız" demek beyhudedir. Tarihte herkes "öyle" ol- muştur. Bu devlet idaresinin tabiatı icabıdır, bu insanın tabiatı icabıdır, bu cemiyetlerin tabiatı icabıdır. Hakiki basiret bu gerçeği daima hatırda tutmak ve balayları- nın en iyisinin kısa balayları olduğunu bir an dahi unut- mamaktır Tarihte abideleşmenin tek yolu da zaten bundan 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: