6 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

6 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu zat mal beyanında bulunmalıdır Hâkimlik mesleğinin insanlara servetten çok şeref sağladığı bilinen hakikatlerdendir. D.P. ikti- arının, meşhur Adalet Bakanı Hüseyin Avni Göktürk marife- tiyle Temyizde basın dâvaları- na bakan Üçüncü Ceza Daire- sinin basma getirdiği -asıl başka nı ve arkadaşlarını “görülen lü- zum üzerine" emekliye sevkettikten sonra- Celil Cevherioğlu çocukları- na ne derece şerefli bir isim bırakacaktır, bilinmez. Nitekim Göktürk adaletinin tatbik âleti, İnkılâp hareketinin ilk icraatı arasında "görülen lüzum üzerine" işinden atılmış, emekliye sevkedilmiştir. Ama üstadın, sülâlesine bir servet bırakacağında zerrece şüphe yoktur. Bu zat, sade- ce bir tek binasını İşçi Sigortalan Kurumuna 681 bin liraya satmak me- haretinl göstermiştir. AKİS Ankarada Süleyman Sırrı sokağındaki, 1039/7 parsel numaralı bu binanın eğlenceli hikâyesini daha önce yaz- mıştı. Üç katlı bir bina ve 681 bin lira fiyat! Kurum o tarihte yaptığı bir açıklamada D.P. Belediyesinin Takdir Komisyonunca binaya 656.385 lira fiyat biçildiğini, mal sahibinin 25 bin lira daha istediğini, bu tale- bin de 'işin müstaceliyeti göz önünde bulundurularak" itirazsız kabul edildiğini bildirmiştir. Halbuki aynı tarihte emlâk komisyoncuları bi- nanın taş çatlasa 300 bin liradan fazla etmeyeceğini söylemekteydiler ve bu da AKİS'te yazılmıştı. Neşriyatın tek neticesi AKİS'e ait yeni ye- ni cezaların tasdikinden ibaret kalmıştır. Celil Cevherioğlu bu hizmeti- nin mükâfatını böylelikle sağlamıştır. Cevherioğlunun evi Temelinden su çıkacak!. Şimdi, 681 bin liraya bina satan ve hâkimliğin bazı kimseler için pek kârlı meslek olduğunu parlak şekilde ispat eden Celil Cevherioğlu derhal mal beyanında bulunmalıdır. Zira Celil Cevherioğlu bunun çok üstünde bir servet toplamaya, başardı meslek hayatı boyunca muvaffak olmuştur. Evvelâ ortaya çıksın: Böyle bir hâkime, mesleği ne sağlamış- tır! Sonra, ümit edilir ki işçinin alın terinden kesilen bir paranın nasıl bir hakkaniyet dairesinde D.P. büyüklerinin gözdesi bu Temyiz hâkimi- ne ödendiği tahkik edilecek, hakkın üstü geri alınacak ve mesuller ce- zalarını göreceklerdir. Böylece bir muamma da kendiliğinden çözülmüş olacaktır: Evliya Başbakan Menderesin Temyizin basınla alâkalı kararlarım bunlar imza dahi edilmeden nasıl olup ta öğrenebildiği muammam'! Celâdettin Kurelmanın çocukluğu . kalın kitaplarım karıştırmaktı. tamamen Kadıköyde geçti; İlk tahsi- lini Kadıköyde tamamlayan Celâlet- tin orta mektebi de orada bitirdi. Orta halli bir ailenin çocuğuydu. Bu bakımdan o çocukluk yılları şaşaalı olmadı. En büyük zevki babasının çalışmalarını takip etmek ve onun AKİS, 6 TEMMUZ 1960 Kü- çük Celâlettinin çocukluk yıllarında edindiği bir huy halen itiyat halinde devam etmektedir. Sabahlan evden çıkarak mektebe kadar yürüyen Ce- lâlettin sonra sonra bu yürüyüşleri uzattı ve bir spor haline getirdi. Tek basına yürürken düşünür, büyüyünce neler yapacağını tahayyül ederdi. Kurelman büyüdüğünü süratle hisse- den nadir insanlardan biridir. İlkokul sıralarında son derece sakin ve mü- tevazı bir talebeydi Arkadaşları ta- rafından sevilirdi. (Ancak sakinliği dolayısıyla arkadaşları küçük Celâ- lettini pek fazla aralarına almazlar- dı. Orta okul yılları Celâlettin için daha hareketli geçti. O yaştaki ço- cukların havailiğine karşılık Celâlet- tinde okumaya karşı büyük bir arzu belirdi. Bunda babasının tesiri çok olmuştur. Celâlettin büyüdüğünü his- sediyor ve babasına bakarak ileride bir şeyler olabilmek için çalışmak ge- rektiğini anlıyordu. Bu sırada yürü- me sporundan başka sporlara da me- rak sardı. Ancak bu, Celâlettini oku- maktan geri bırakmadı. Boş vakitle- rini hafif sporlar ve kitaplarla dol- duruyordu. Ortaokulu bitirdiği zaman Celâ- lettin ileride ne olacağını, hangi mes- leğe intisap edeceğini biliyor ve kül- türünü o yönde geliştirmeğe çalışı- yordu. Genç Celâlettin babası gibi hukukçu olmağa kararlıydı. O sıra- ların ünlü liselerinden Kabataş Er- kek Lisesine kaydoldu. Lise hayatı sakin, mütevazi ve gürültüsüz geç- iü İ tek sene bile kaybetmeden li- pekiyi il bitirdi. İyi bir talebeydi. Kendi rsleri haricinde arkadaşlarının derslerine de yardım eder ve bundan büyük bir zevk du- yardı. Liseyi 1925 - 26 ders yılı döne- minde bitirdi. Evvelden kararlı oldu- ğu için tereddüdsüz Hukuk Fakülte- sine kaydoldu. Genç adam Hukuk Fakültesindeki ders yılları sırasında hukuku seçişinin ne kadar isabetli olduğunu ve yaradılışının buna ne kadar müsait bulunduğunu daha iyi anladı. Çalışmayı çok seviyordu. Ay- rıca incelemeler yapmak, kanşık hu- kuki meseleler üzerine eğilerek tan- lar hakkında yargılara varmak daha talebeyken bugünkü Soruşturma Ku- rulu Başkanının zamanının büyük bir kısmım hasrettiği şeylerdi. Ders kitaplanndan başka (hukuki bütün yayınlan takip ediyor ve hocaların- dan aldığı ilmi arttırmak için çalışı- yordu. 1929 - 30 ders yılı döneminde Hu- kuk Fakültesini bitirdiğinde hem iyi bir hukukçu, hem de olgun bir insan- dı. Hukuk tahsili kendisine sadece hukuk ilmi Vermemiş, insanları sev- meği de öğretmişti. İlk memuriyet.. Genç hukukçu mezun olduğu yıl U- öprü Savcılığına tâyin edil- di. Uzunköprüde geçirdiği yıllar onun meslekte yetişmesini sağladı. Bir taşra savcısı olarak belki de düşün- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: