6 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

6 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lakin, ne de olsa teoloji teolojidir ye bir papanın sözlerine dayanarak yapılan hücumlara cevap vermenin en iyi tarzı ayni papanın sözlerine dayanmaktan ibarettir. Nitekim, meşhur Pravda Gazetesi 12 Haziran- da Leninin bir eserinin yıldönümü münasebetiyle, emperyalistlerle harp zarureti hakkında bir makale yayın- lamak lüzumunu Oo hissedivermiştir. Bu makalede, kısaca, Leninin "hiçbir hakikat olduğundan fazla büyütülme- melidir. Kapitalistler arasındaki ih- tilafları istismar etmek için komü- nist partilerin onlarla taktik anlaş- malar, ittifaklar yapmaları mümkün- dür. Hattâ komünistlerin taktik ola- rak bazen geri çekilmeleri bile gere- kebilir" dediği o zikrediliyordu. Fa- kat, Pravdanın, Lenin tarafından ile- ri sürülen emperyalistlerle kaçınılmaz o olduğu etmesine imkân yoktu ve bu sebeb- ten dolayı Moskovanın Pekine ceva- görülen bir işe girişti, Bükreş Kon- feransında kürsüye çıktı ve şunları söyledi: "İnsan kurttan mı yoksa as- landan mı daha çok korkar Elbette ki aslandan! Lenin bu sözleri söyledi- ği vakit Sovyetler Birliği bile ortada yoktu. Şimdi ise komünist camiası çok kuvvetlenmiştir. Kapitalist dün- ya ise sömürgelerini neredeyse ta- mamiyle kaybedecektir. Şimdi, bu durumda Leninin sözlerini makine gibi tekrar etmek, küçük et yiyicile- rin muazzam yırtıcılar kadar vahşi olduğunu söylemek kadar yersizdir." Krutçev'e cevap veren Pekin Be- lediye Başkanı ve Çin Komünist Par- tisi Merkez İcra Komitesi Üyesi Pin-Çen için bu durumda ideolojiden bahsetmek kolay değildi. Nitekim, baklayı ağzından çıkardı ve Sovyet Rusyanın, Batı ile yumuşama politi- kası gütmek uğruna, koskoca müt- tefikinin menfaatlerini unutmaması gerektiğini açıkça söyleyiverdi. Bu- nun üzerine de Krutçev nihai tebliğ- de Çini Kemoy Adasını bombalamak- ta serbest bıraktı. Çinin bu işleri, kendisi istese de istemese de yapaca- ğını bildiği için izin veriyor görün- mek de ayrıca daha uygun olacaktı. Krutçev, Bükreşte, Kremlin için- deki aleyhtarlarına da şiddetli bir ihtarda bulundu. "20 yıllık dostum Bulganin 1957 yazında bir gün bana gelip Merkez Komitesinde aleyhim- deki reye karşı lehimde sadece 4 oy olduğunu söylediği zaman bu riyazi bakımdan çok doğruydu, ama siyasi bakımdan değil. Nitekim, ben o 7 ki- AKİS, 6 TEMMUZ 1960 sinin topunu birden Merkez Komite- sinden def etmesini bildim." diyerek komünistlerarası iktidar kavgaları- nın, bazen emperyalistlerle münase- betlerde kullanılan usüllerden daha az dürüst metodlarla idare edilebile- ceğine açık misâlini verdi. Maksadı, hiç şüphesiz Demirperde gerisinde kendisinden başka kuvvet tanımadı- ğım belirtmekti. Daha yıllarca Sov- yet iktisadi yardımına muhtaç olan u ihtarın mânâsım anla- makta gecikmeler. Kremlindeki tenkitçiler de öyle... Dolmaya darbe Bükreş Konferansı, Batıda Sovyet ve Demirperde işlerini takip eden- ler için aslında Silâhsızlanma Konf e- ransından bile daha önemli oldu. Bükreş Konferansı, Krutçev'in, yu- muşama politikasından vazgeçmeye- ceğini gösteren mühim bir işaretti. Silâhsızlanma Konf eransmdaki' Sov- yet tutumu ise, sıkı pa- zarlıktan vazgeçmeyeceğini ve Batı- yı tongaya bastırarak onun itibarını kırmak için elinden gelen esirgeme- yeceğini -gösteriyordu. Fakat, Bükreş Konferansının en önemli neticelerinden biri, milletlera- rası münasebetler kadar komünist dünyasının iç münasebetleri bakımın- dan da dikkate değer bir ipiiye taşıyordu. Gerçekten, komüniz inci papası, Bükreştekl nutkuyla k ko- münist teolojisinin doğmalarına bü- yük bir darbe vurmuştu. (o Krutçev, “Leninin muayyen tarihi şartlar al- tında söylediklerini, tamamen farklı şartlar içinde tekrar etmek o kaabil DÜNYADA OLUP BİTENLER değildir" demekle, bundan sonra De- mirperde gerisinde her şeyin pey- gamberin veya eski papalardan biri- nin sözlerine dayandırılması lüzu- munu ortadan kaldırmıyor muydu ? Krutçev'in bu sözüne uymak isteye- cek aydınlar, gitgide daha serbest ve daha hür düşünmeğe başlamaya- caklar mıydı? Bu ümit, hiç şüphesiz nazari ola- rak mevcuttu. Fakat, aslında pey- gamberi ve büyük papaları böylesine görmek, sadece mevcut papanın in- hisarı altındaydı. Ama şu da unutul- mamalıydı: İktisadi ve kültürel kal- kınma Sovyet halkında ister istemez daha hür düşünmeğe doğru temayül- ler yaratmış ve bu temayüller Krem- lini ceza hukuku sahasından tutun, idari teşkilât sahasına kadar yumu- şamak zorunda bırakmıştı. o Artık Stalinin katliam devri geri gelme- mek üzere göçmüştü ve Sovyet Rus- yada bunu hissetmeyen yoktu, İşte, bu yeni hava içinde halihazır papa- nın eski papalardan açıkça ayrılma- sı Demirperde gerisinde -hele Doğu Avrupadaki peyklerde- fikir (o hürri- yetinin -hattâ Kremlindeki diktatör- lere rağmen- kifayetsiz de olsa biras daha ilerlemesi neticesini doğurma- yacak mıydı? Batının Demirperde karşısında teyakkuzunu kaybetmemesi için, hiç şüphesiz, daha dünya kadar sebep vardı. Fakat, iç yumuşamanın dış yumuşamayı ve dış yumuşamanın da iç yumuşamayı uzun vadede de olsa doğurduğu gitgide daha belirli şekilde ortaya çıkıyordu. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: