17 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

17 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İşler bozuluyor VW birkaç yıldan bert diktatörün keyfi kaçmıştı. İşler iyi gitmiyor- du. İkinci Dünya Harbinin demokra- siler- tarafından kazanılmış olması, diktatörlerin seri hâlinde yuvarlan- ması sonucunu doğurmuştu. Lâtin A- merikanın meşhur diktatörleri Pe- ron, Jimenez, ve Batista'yı sırayla mi- safir etmek Trujillo'nun tesanüt va- zifesi oluyordu. Fakat eski diktatör- ler Trujillo'nun emirlerine (o verdiği malikânelerde Dominik Milletinin Nikaragua yoksa ken- tlisinin' mi evvelâ devrileceğini düşü- nüp duruyordu. o Batista'nin devril- mesinden sonra Fidel Castro'hun hi- maye ettiği Dominikli sürgünlerden bir grup güney sahiline çıktı. Ordu bu komandoları kolaylıkla imha edi- verdi. Arkasından bizzat Caetro'nun adamlarından bir grup Hayti'ye gir- di ve sınıra doğru ilerlemeğe başladı. Fakat, Haytinin zenci 'köylüleri bu sakallı beyazlardan korktular ve bar- budos'lar kısa zamanda imha edildi. Bu durumda, Trujillo'nun muhalifleri memleketlerini bu hayduttan kurtar- manın tek çâresini onu öldürmekte buldular. Geçen 21 Ocakta yapılacak olan suikasdi Dominik polisi haber aldı. Yüzlerce evde yapılan arama- lar sonunda resmen -sâdece resmen- 23 kişi tevkif edildi. Hakikatte, en mutena kişiler dahil 2 bin kişi hapis- haneye gönderilmişti. Trujiİlo, bunun üzerine muhtelif tedbirler almağa karar verdi. Taraf- tarlarının, teşkil ettikleri komandolar Küba ve Venezüelâya tecavüz eder- ken, geçen 24 Haziranda, Venezüelâ Cumhurbaşkanı Betancourt'un yolu üzerinde yeşil bir 1054 model Olds- mobile patlayıverdi. Betancourt ha- fif yaralarla bu suikastten kurtuldu. Suikasdi tertipleyen adam Trujillo'- nun adamı Albay Abes Garcia'dan başkası değildi. Otomobilin içine 60 şar kiloluk iki bomba konmuş ve bombalar uzaktan radyo vasıtasiyle patlatılmıştı. Bunun reddedilmez de- lilleri Venezüelâ Hükümetinin eline geçince Caracas, Ciudad - Trujillo'yu Panameriken Barış Teşkilâtına şikâ- AKİS, 17 AĞUSTOS 1960 yet etti. Trujlllo öte yandan 3 milyon do- lar karşılığında, bir zamanlar istilâ edip 15 bin kişiyi, boğazladığı Hayti- trol hakkını sağladı. masraflar bütçenin 9025 inden 9650 sine (o çıkarılıyordu. Ancak iktisadi durum da kötüye doğru gitmeğe başlamıştı. £ Halk arasındaki (o hoş- nutsuzluk günden güne artıyordu. Klâsik demokrasi (o taraftarlarından sonra, Katolik Kilisesi de artık Tru- jillo'nun aleyhine dönmüştü. Geçen SI Ocakta bütün Kiliselerde okunan bir mektupta "Trujillo ailesinin, bu- gün pek çok Dominiklinin çektikleri- ni hiçbir zaman çekecek hâle düşme- iste- niyordu. Trujillo bunun üzerine Ka- tolik Kilisesiyle barışmak için türlü teşebbüslere girişti. (Hattâ Dışişleri Bakanım Papayla görüşmek üzere Vatikana kadar gönderdi. Bütün bu teşebbüsler boşa çıkınca, bu sefer de Cuidad - Trujillo'daki Papalık Bü- yükelçisi Monseryör Zanini'nin sınır dışı edilmesini talep etti. İşte, Dominikte son defa vuku bulan değişiklikler böylesine bir zemin üzerinde , yapılıyordu. Dik- acaba yolunun darağacı olduğunu görmüş ve mem- leketinin ciddi olarak demokratik 1s- lahata girmesini sağlamak için mi New York'a gitmeğe karar vermiş- ti? "Hayır Dağıtan" Generaller Ge- neralinin 1952 yılında da memleketi- nin Birleşmiş Milletlerdeki Daimi De- legeliğine tâyin edildiğini, ancak bu- nun sâdece o yilki Genel Kurul top- lantısına katılan Bakanlar seviyesin- deki Delegasyonun başkanlığıyla kal- dığım unutmak kaabil değildi. Tru- jillo, belki de Venezüelâ şikâyetini görüşmek üzere toplanacak olan Pa- nameriken Bakanlarının n merke- zi) Dominiki şiddetle ve ittifakla it- ham etmesini önlemek için manevra çevirmek peşinde'ydi. Ama belki de öteki diktatörlerin oâkibetine uğra- maktan hakikaten korkuyordu ve çe- kilmeği hakikaten istiyordu. Hangi ihtimalin doğru olduğunu anlamak birkaç ay içinde mümkün olacaktı. CEMİYET Suna Kan Evlilik mucizesi "Bir zamanlar "harika çocuk" ola- rak bilinen ve devletçe Fransaya gönderilen viyolonist Suna Kan, son zamanlarda müzikseverleri iyice ka- ramsarlığa düşürdü. Suna Kan ger- çekten memleketimizin yüzünü ak eden bir viyolonistti. Tahsil dönüşü hemen genç bir filmciyle evlenmesi, ciddi endişelere yol açmıştı. Genç yaşta ve büyük kabiliyetine rağmen müzik çalışmalarının aksaması İh- timâli bu endişenin baş sebebiydi. Ya-: pılan bütün telkinlere rağmen Suna- Kan bu evlenmeden vazgeçmemişti. Nişantaşındaki evinde, günlerini ev işiyle geçiren bu istidatlı im bir süre sonra anne de olunca, ondan a- detâ bütün ümitler kesilmişti. Ünlü viyolonist her ay aldığı dolgun maa- şa karşılık vermeğe mecbur olduğu konserlere katılıyor, bunun o dışında e yurt içi ne yurt dışı turnelere çı- kıyordu. Son günlerde Suna Kânın boşa- nacağı ve bundan sonra kendini sa- dece kemanına vereceği haberi, mü- zikseverlere adetâ rahat bir (nefes aldırdı D.P. İktidarı devrinde "rüesa-i dev- let'in en çok devam ettiği Anka- ranın lüks lokallerinden biri de Klüp 47 idi. Bu klübün Bulgar asıllı sahi- bi 27 Maysdan bir müddet sonra,

Bu sayıdan diğer sayfalar: