17 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

17 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER gösterdiği sıralarda kapıda peydan olan mütecessis yüzler, foto muha- birlerinin flâşlarıyla karşılaştılar. Bir garip tesadüf muhabirler, ken- dilerine en çok zulmetmiş olan polis- lerin resimlerini çekmek fırsatını el- de ettiler. Konvoy, Önde jipler, ar- kada kırmızı emektar Ford olmak üzere yola koyuldu. Tabii en geride de vazifeşinas basın mensupları var- dı. Yolculuk Etimesgut hava alanına kadar devam etti. Yol boyunca Yas- amda yolcuları tek kelime konuşma- dılar ve başlarına gelecekleri tahay- yüle çalıştılar. İçlerinde en fazla dü- şünenlerden birisi de bir zamanların ali kıran başkesen gazinocusu Gazi Avşardı. Yolculuk başladı Etimesguttan... Sanıkları hava alanında sten taban- calı subaylar ve hazırlanmış bir uçak beklemekteydi. Sanıklar tek sı- ra halinde, hiç bir iteleme ve kakala- maya maruz kalmadan vasıtalardan indiler, makineli tabancaların neza- retinde 62, 66 ve 80 numaralı askeri uçaklara bindirilmeğe başlandılar. Bu arada, bâzı yüzsüz ve müteca- viz sanıklar vazifelerini yapan su- baylara çatmağa başlamışlardı. İşte bu mütecavizlerden biri de meşhur gazinocu Gazi Avşardı. Kendisini sü- zen bir subaya amiyane bir tavırla, "Beni neden süzüyorsun, ka bir subaydan alınca sürüyerek uçağa doğru ilerlemek 70- runda kaldı. Subayın cevabı mani- va iaklaban adsız ma Av- şara, "Seni süzmüyorum. Halinin pe- kk hayıei <aiyornim dedi. Tabii Yassıada yolcularının en enteresanı ültramodern armatör Ali İpardı. İparın otomobilden inmesiy- le etrafına mütecessis nazarlar at- fetmesi bir oldu. Belli ki armatör bu kabil seyahatlara pek alışkın değil- di. Üstelik askeri bir uçakta hiç yolculuk yapmamıştı. Bu yüzden is- temeye istemeye hazır uçağa doğru âdeta sürüklendi. Uçakların içinde pek konfor yoktu ama ne de alam ce- zaevinin karanlık (o koğuşlarından i- yiydiler. Sanıklar nakliye uçağının kanapelerine yerleştiler ve kemerle- rini bağladılar. Her sanığın yanıba- şında bir stenli teğmen bulunmakta, sanıkların tam bir emniyet içinde adaletin pençesine teslim edilmesini aağlamaktaydı. Uçaklar Yassıadaya sanıkları bırakmak üzere havalanır- ken, Ankarada yeni bir gün başla- mak üzereydi. İşler kızışıyor gitarın ortasında Etimesgut hava alanından kalkan uçaklar yeni 28 sanıkları tarihi Yassıadaya götürür- lerken, Ankarada, Yeni Meclis bi- nasının meşhur D blokunda işler kı- zışmağa başladı. Duruşmalarla bir- likte hafifliyeceği zannedilen soruş- turma faaliyeti, aksine, birden eski temposunun bile üstüne çıktı. Duruş- maların devamı müddetince oYük- sek Adalet Divanına delil, Savcılar Heyetine ise ham madde teşkil ede- cek evrakın tasnifi, yeni delillerin düzenlenmesi ve Soruşturma Kurulu- nun ifade almasına devamda büyük faydalar mülâhaza edilmekteydi. Zi- ra düşüklerin hususi kirli çamaşırla- rının esaslıları asıl bundan sonra orta ya çıkacaktı. Bu kesif faaliyetin bir- den başlamasıyla Başkent siyasi kulisi yerine Soruşturma çalışmala- Komitesinin 3 Numaralı (Kanunu gerekse mer'i Ceza Muhakemeleri U- sülü Kanunu, Yüksek Adalet Divanı- na bu mevzuda selâhiyet veriyordu. Ankarada faaliyetin merkez-i sikle- tini, düşüklerin yolsuzluklarıyla ilgi- li dosyalar teşkil ediyordu. Bakanlık- larda kurulan tali kurulların lâğve- dilmesiyle Soruşturma Kurulunun o- muzlarına yüklenen bu işler de , çalış- ma temposunun hızlandırılması için kâfi sebepti. Bütün bunların yanısıra bir de yeni kararnamelerin hazırlan- ması işi vardı ki, üyelerinin bir kıs- mını Yassıadaya, Savcılar Heyetine gönderen Sorutturma (Kurulu için bu da bir mesele oluyordu. Geçen haftanın başından itibaren bu minval üzere işe girişen Kurul, ilk Yassıada yolcuları askeri uçakta Hesap günü n ehemmiyet kazandı. Nitekim haf- tanın başından itibaren gazetecilerin en fazla itibar ettikleri mahal gene Yeni Meclis binasının D bloku oldu. İşlerin böylesine (| hızlanmasının sebebi, bir parça da Yassıada duruş- malarının temposuyla alâkalıydı. Zi- ra, Kurulun Yassıadaya sevkettiği dosya yekünu bir hayli yüksek ra- kama baliğ olmaktaydı. Fakat bu meselede inisiyatif tamamen Yüksek Adalet Divanının elinde (bulunduğu onlara mümkün mertebe fazla bu dosyalar içinden istediğini öne a- lacak, istediğini gerilere bırakacak- tı. Gerçi önceden belli olmuş bir sıra mevcuttu. Fakat, gerek Milli Birlik olarak duruşmaya yetiştirilmek üze- re elde bekleyen Uşak, Turgutlu, Ye- şilhisar, Kayseri, Gaziantep, Mersin hadiseleriyle Vatan Cephesi macera- larını tetkike ve nm hazırla- mağa devam etti Bu sırada D blokunun ikinci ka- tında da yorgun yüzlü bir takım a- damlar Soruşturma Kuruluna fayda- lı olmağa çalışıyorlardı. Bunlar, dü- şüklerin millet kesesinden gasp et- tikleri malları tespitle vazifeli uz- manlar grubu idi. Geceli gündüzlü mesai sarfediyorlar ve düşüklerin mal beyanlarını tetkike tâbi tutuyor- lardı. Ancak onların çalışmaları. So- ruşturma Kurulunun aydınlık yüz- lü elemanlarınınki kadar faydalı o- AKİS, 17 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: