17 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

17 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Basın "Babıâli Ağaları!" Ks boylu adam terden pırıl pırıl parlayan başını iki tarafa salla- yıp: "— Bu iş burada biter. Anlaşıldı, beceremeyecekler" dedi ve telefona sarılarak Yassıada İrtibat Bürosu- numarasını çevirdi. Karşısına çıkan Yarbaya vaziyeti anlattığı za- man saatler 20.30u göstermektey- di Hadise geçen haftanın ortaların- da bir gece Bâbiâlinin kırık dökük binalarından birinin iç içe geçmiş iki pejmürde odasında cereyan ediyordu» Başı terden pırıl pırıl parlayan ada- mın adı Kadri Kayabaldı. Türk Ha- berler Ajansının sahibiydi. Telefonla Yarbaya anlattığı vaziyet şuydu: İstanbulun yedi büyük gazetesi -Mil- liyet, Cumhuriyet, Dünya, Vatan, Akşam, Yeni Sabah, Tercüman- Yas- sıadada bulunan düşüklere ait fotoğ- rafları satın almama kararlarında ısrar ediyorlardı. . Kayabal telefonu kapadıktan sonra kendisini koltuğa yıkılır gibi bıraktı. Alnında, başında biriken terleri sildi ve birden koltuk- Biraz geç kalsaydı, âlide son derece eğlenceli bir hikâye anlatılabilecekti. Hakikaten, tam iki saattir Kayabal tuvalete bile gideme- miş, mütemadiyen çalan telefonla- ra cevap yetiştirmek veya kendi a- radığı numaralara teklif yapmak zorunda kalmıştı. gün, Yassıada düşüklerine ait resimlerin müzayedesi iki gün e nazaran pek sönük geçmişti. İlk mü- zayedeye kıyasla satış pek az* olmuş, pek az gelir temin edilebilmişti. En çok resim satın alan, gene birinci gü- nün şampiyonu Hürriyet gazetesiydi. Ana, sâdece 14 bin liralık fotoğraf kapatmıştı. T.H.A. na gelince, 7 bin 600 liralık fotoğrafla yetinmişti. ger yedi gazete aldıkları prensip ka- rarına uymuşlar, müzayedeye işti- rak etmemişlerdi. Müzayede sabah saat 10 da yapı- lacaktı. Gazete sahiplerinden sâdece Hürriyetin patronu oradaydı. Diğer- leri, işin haber tarafını takip eden muhabirlerdi. Arttırma, Deniz Müze- sinin iki merdiven çıktıktan sonra sağ tarafa düşen küçük bir odasında yapılıyordu. Ortadaki elips masa ke- nara çekilmiş, odanın ucuna bir ek- ran yerleştirilmişti. Ekran biraz al- çak olduğu için projeksiyon makine- sini bir iskemlenin üzerine yerleştir- mek lâzım gelmişti. Müzayedeyi De- niz Yarbayı Nevzat Sertel idare edi- yordu. Yardımcıları, Binbaşı Musta- fa Ok ile Binbaşı Nusret Eraslandı, 30 Ordu-film merkezi personeli Devlet hazinesinin yeni kaynağı Satılığa çıkarılan fotoğraflar, sakıt iktidar mensuplarının Yassıadaya ilk nakledildiklerinde Ordu Film Merkezi tarafından çekilen kurdelâdan alın- mıştı. Düşüklerin Adada bulundukla- rı sırada çekilmiş pozları da mev- cuttu. Beyaz ekran üzerinde ilk olarak Yassıadanın tepeden alınmış bir res- mi göründü. Sanıkların teneffüs sa- atinde çekilmişti. Sakıt iktidar men- supları çok küçük görünüyorlardı. Deniz Yarbayı resmin fiatını söyle- di: "— Bin Türk Lirası.." Salonda bulunanlardan büyük bir goğunluk vaveylayı bastı: . Ooooo... Çok pahalı yahu unun üzerine Yarbay projeksi- yonu kesti. Müşterileri beğenmemiş olacaktı. Dana ciddi müşterilerin gelmelini sağlamak için müzayedeye öğleden sonra saat 13 de devam edi- leceğini bildirdi ve mallarım topladı. Ancak öğleden sonrası, öğleden evvele nazaran pek farklı olmadı. Gene alıcı olarak iki firma mevcuttu. Başka müşteri gelmemişti. Salonda- ki kalabalığın ekseriyetini haberi ta- kip eden muhabirler ve fotoğrafçılar teşkil ediyordu. Foto muhabirlerinin makineleri alınmıştı. .. Resimleri iki binbaşı getirdi. Mü- cevherler büyücek zarflara konmuş- tu. Projeksiyon âleti yerleştirildi ve evvelâ prova yapıldı. Zarif bir hanım muhabirin elinden alınan mecmua- nın kapağındaki güzel kadın resmi ekrana aksettiğinde salondaki hava müzayededen ziyade müzikal film gösterilen bir sinemanın o havasıydı. Bu sırada Bâbıâlinin haşarı foto mu- habirlerinden İlhan Demirel cebin- den basın kartını çıkardı ve makine- ye yerleştirdi. Ekrandaki güzel kızın yanı başında, şimdi pos bıyıklı bir er- kek hayali ami Demirel müş- terilere takıldı -— Hep güzel kıza fiat biçtiniz, bize ne verirsiniz?" Salonda bulunanlar gülüştüler ve bir fiat biçmediler. Demirel ekran- dan kartını çekti. Üzgün gibiydi. Ü- züntüsü, ihtilâl günlerinde korkusuz yaptığı mesleğini yapmaktan mene- dilmiş olmanın üzüntüsüydü. Bun- dan sonra fotoğraflara geçildi. İlk fotoğraf, sabah gösterilen kuş bakı- şı fotoğraftı. Fiatı bin liraydı. Hür- riyet tarafından kapatıldı. İkinci re- sim Zorlu ve Yardımcıya aitti. Ü- çüncü resim İleri ile birkaç kişiyi daha gösteriyordu. Fiatları hayli u- ta istirahat anında çekilen bir resmi dördüncü olarak teşhir edildi. Fiatı fi bin liraydı. T.H.A. fotoğrafı beğen- miş, ancak pahalı bulmuştu. Yapılan pazarlık sonunda 1750 liraya resim .H.A. nın üzerinde kaldı. Artık fiatlar artmıştı. Doğrusu istenirse resimler, fotoğraf sanatın- dan çok ait oldukları şahsa göre de- gerlendiriliyordu. İş böyle o olunca elbette Halük Şaman gibi ünlü bir Çalışma Bakanının resmi için 5 bin lira istenecekti. Ancak 5 bin lira Şa- man için fazla bulundu ve resim pek fazla itibar görmedi. Bu yüzden Şa- man ortada kaldı ve satılamadı. Yüksel ki.. Pp. âletinin ekran üzerine gönderdiği hayallerin fiatı, Şa- mandan sonra birden bire yükseldi. Bu defa gösterilen, iki süngülü er AKİS, 17 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: