19 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

19 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

basına açıklanır açıklanmaz. illere ve daha aşağı kademeye hitaben bir ta- mim kaleme alınarak, telle bildirildi. Meali, Kurucu Meclisin teşkil ve se- emri mahiyetindeydi. Tabii bu se- çime değil, seçmeğe hazır ol emriydi. Böylece Kurucu Meclis meselesinde C.H.P. ilk hareketi yapmış bulunu- yordu, tilerden gelecek temsilcilerle Parti Meclisi üyeleri ve Gençlik, Ka- dın kollan başkanlarının müştereken meydana getirecekleri bu "Küçük Kurultay, Kurucu Meclise girecek zevata seçecekti. Bu havadisler (obaşkentte kulak- tan kulaca dolaşırken, C.H.P. ndeki sükünet karşısında kulaklarına kar suyu kaçan bâzı kimseler ortaya bir rivayet attılar. C.H.P. nin sesinin çık- maması, diğer teşekküller adaylarının tesbitinin beklenmesi yüzündendi! Fa- kat dedikodular, başkent siyasi ku- lisinde pek akis yaratmadı. Üstelik, Merkez İdare Kurulunun işlerini ko- laylaştırdı. Zira bâzı Kurucu Meclis heveslileri soluğu diğer teşekküllerde aldılar. Aday tesbiti A" sonunda Küçük Kurultay toplan- dığında -muhtemelen iller, kendi il başkanlarım o seçip, seçmen diye Ankaraya göndereceklerdirm her par- tili aday olabilecek veya aday göste- rilebilecektir. Nitekim şimdiden Ge- nel Merkeze yazılı veya sözlü pek çok müracaat yapılmıştır. Ancak, dele- geler toplandığında muhtemelen Ge- nel Başkan Kurucu Meclise Partiyi temsilen gönderilecek şahıslarda han gi vasıfların aranması gerektiğini be- lirten bir konuşma yapacak ve Mec- lisin hususiyetlerini söyleyecektir. Bu, kendisinde engin kabiliyet tevehhüm edenlerin kabiliyetlerinin nasıl bir ölçüyle tetkik edilmesi gerektiğini Küçük Kurultay üyelerine hatırlata- caktır. Zaten seçmen diye gelecek kimseler C.H.P. nin kremasını teşkil edeceği için bunların kulis manev- ralarına, bir süredir pusuda bekleyen fersude politikacıların el altından çe- virecekleri dalaverelere fazla iltifat edecekleri sanılmamaktadır. Genel Merkez, müracaat sahip- lerinden bir kısmına kendi illerinde veya mensubu bulundukları teşekkül- lerde şanslarını denemeyi tavsiye et- mektedir. Gerçi bu, bâzı muteber ze- vata pek zor gelmektedir. Hakika- ten. Parti ölüm kalım savaşı verir- ken İstanbulda oturup D.P. nin eğ- lencesever (o büyükleriyle iş çeviren veya tefrit hayatları boyunca bir tek ciddi fikir söylememiş Kurucu Mec- lis heveslileri illerine gidip mücadele AKİS, 19 ARALIK 1960 etmeye yanaşmamakta, Merkeze şirin görünmeyi daha kolay bulmaktadır- lar. Ama, Küçük Kurultay toplandı- ğında bunun başka yolu bulunmadığı ortaya çıkacaktır. Bitirdiğimiz hafta, İnönü ve Ak- salın Kurucu Meclisteki C.H.P. ekibi- ne dahil olmayacakları aşağı yukarı kati olarak anlaşılmıştı. İki lider bir yandan partilerini önümüzdeki seçim- lere ve iktidara hazırlarlarken, bil- hassa İnönü diğer taraftan meselele- ri daha geniş ve memleketşümül bir zaviyeden görmeye dikkat edecekti. Cengel Harman sonu rieride bıraktığımız haftanın sonun- daki cuma günü saatlerin 15.20'yi Ahmet Bilgin Sus kimse duymasın! gösterdiği sıralarda, C.KM.P. nin Sakarya caddesindeki 'Genel Merkezi gene son derece esrarengiz bir şekil-. de sessizliğe gömülmüştü. Gelen ve giden hemen hemen yok gibiydi. Kapı sımsıkı kapalı, perdeler inikti. Ana kapıdan girince başlayan küçük kori- dorun sonuna düşen bir odanın ka- pısı yarı aralıktı. Odada kıyafeti pek düzgün olmayan bir partili ellerini bacakları arasına almış düşünüyor- du. Ne düşündüğünü yüzündeki ifa- deden anlamak mümkün değildi. Bir ara yarı aralık kapı açıldı. Devamlı surette ağlar gibi duran bit çehre ve çehrenin bulunduğu bası ta- OLUP BİTENLER şıyan zayıf bir vücut içeri süzüldü. Gelen C.K.M.P. nin Genel Sekreteri ve iri kıyım liderinin vefakâr arka- daşı Ahmet Bilgindi. Bilgin kendi- sini ekleyen ve şimdiye kadar var- lığıyla yokluğu belli olmayan genç bir adama doğru ilerledi. Genç adam uzanan eli sıktı ve kalktığa koltuğa tekrar oturmada. Kilerini kavuştur- muş son derece saygılı bir şekilde Bil- gine bakıyordu. Bilgin: Hoş geldiniz" dedi. Genç adam saygılı bozmadan — Hoç bulduk Beyfendi. deniz Tekirdağlıyım. Babam 1950 den beri partinize kayıtlıdır. Kendisi- nin hürmet ve sevgilerini (getirdim size" dedi. YURTTA Bilgin genç adamı şöyle bir süze- rek, Tekirdağdaki parti faaliyetleri hakkında sualler sordu. Genç adama göre Tekirdağ çantada keklikti. Halk C.K.M.P. ye akın akın geliyordu. Ne- redeyse konacak yer bulunmayacaktı. Bilgin pek fazla memnun oldu ve: "— İnşallah sizi de (kaydederiz, babanız gibi" diyerek genç adamın sırtım (okşadı Temsilciler Meclisine girecek C. K. M. P. tem silcilerinin seçimi bahsine ogeçil- di. Bölükbaşı Meclise girecek miydi ? Yoksa Lider girmekten imtina mı e- diyordu? Doğrusu, Bilginin işin bura- sında söyledikleri genç adamı pek eğ- lendirdi! Ama genç adam kendini tuttu ve Genel Sekreteri dikkatle dinledi. Ahmet Bilgin şöyle diyordu: "— Efendimi zannederim İnönünün- ki bir taktiktir. Osman beye gelince, biz böyle bir taktiğe lüzum görmüyo- ruz. Biz daima doğruluğu kendimize şiar edinmişizdir. Gazetelerin bu ko- nuda yazdıkları haberler yakıştırma- dan ibarettir." Demek ki C.K.M.P. lideri -Genel Sekreterinin ifadesine göre- taktiğe filân lüzum görmeden dosdoğru Tem- silciler Meclisine girecek ve hasret giderecekti. C.KM.P. de seçim İlçe temsilcilerinin İl temsilcilerini seç- mesiyle başlıyacak, İl temsilcileri Ge- nel Merkezde yapılacak bir toplantıda Genel İdare Kuruluyla birlikte 25 KM.P. temsilcisini İ temsilcileriyle yapılacak hazırlanmak için haftanın sonundaki cumartesi günü C.KM.P. Genel İdare Kurulu Genel Merkezde toplandı ve durumu gözden geçirdi. C.K.M.P. Genel Merkezinde bun- lar olup biterken İstanbulda müşteri yerine sinek avlayan bir kahveyi an- dıran Cemal Nadir sokaktaki il mer- kezini Kurucu Meclis meselesi dahi harekete geçirememiş, bu konuda gi- rişilen faaliyet dehşetli Kudret gaze- tesinin görüşleri üzerirde tasvipkâr müdavele-i efkârdan ileri gitmemiştir. 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: