19 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

19 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GENÇLİK de taşımalarıydı. İkinci grup, Fransız Başkonsolosluğunun önüne geldiği zaman, Fransız Başkonsolosluğu me - murları, dövizleri hışımla toplamağa başlamışlardı. Böyle kritik bir tesa- düfe rağ en basit bir hadiseye dahi meydan verilmedi. Polis, ancak ikinci sessiz yürüyü- şün başlamasıyla hâdiseden haberdar oldu, fakat hiçbir müdahalede bulun- madı. Asil nü iş ti. Fransız Başkonsolosluğunun dev- kâri ahşap kapışma da on kadar res- mi polis konulmuştu. Gençliğin heye- canını tehlikesiz bir mecraya sok- maktaki dirayetini 28 Nisandan sonra İzmirde ispat etmiş Emniyet Müdürü Nevzat Emrealp, 00004 plâkalı oto- mobili ile gelmiş, etrafta biraz dolaş- tıktan sonra fazla beklemesine lüzum kalmadığına kısa zamanda kanaat getirmişti, Hâdiseleri Örfi İdare Ku- mandanlığının vazifelendirdiği subaylar da takip Mr zır kuvvet ekibi de, maz" mülahazasıyla Man mevzilendirilmişti. r ne ol- sokakta Hassasiyetin sebebi lisin yegâne müdahalesi, İstiklâl Caddesindeki meşhur trafiğin tı- kanmaması için kalabalığın durma- yıp harekete davet edilmesini ikaz şeklinde oldu. Aslında, İstanbulda ör- fi İdare hüküm sürmekteydi ve beş kişiden fazla insanın bir araya gelme- li yasaktı. Üstelik, gençler, örfi İdare Kumandanlığından müsaade de talep etmemişlerdi. Esasen sâdece o gün içip değil, herhangi bir zaman İstan- bulda örfi İdarenin hüküm sürdüğüne bin şahitle bile inanmak güçtü. Gençlerin maksadı, asla bir sokak taşkınlığı değildi. Ancak olayın Fran- sızları fazlasıyla asabiyete sürükledi- tarafından hiddetle parçalanmasından anlaşılıyordu. Halbuki gençlerin fikir hareketi hiç bir şahsa veya millete müteveccih değildi, protesto edilen sâdece şiddetti. İstenen de, bir za- manlar Türklerle aynı bayrak altın- da yaşamış Cezayirde altı yıldanberi olup bitenler hakkında Milli İnkılâp Hükümetinin ve Birleşmiş Milletlerin dikkatini çekmekti. Türk Milletinin çıbanbaşı Cezayir meselesindeki ger- çek hissiyatı, bir zümre tarafından da olsa ilk defa gösterişli bir tarzda açığa vuruluyordu. Nitekim T.M.T.F., babacan. Gürsele gönderdiği telgrafta, "... özgürlük savaşını ba- şarıyla bitirmiş bir ulusun gençliği o- larak... Cezayirlilerin Birleşmiş Mil- " ara letlerde desteklenmesini... 20 istemişti. Genel Sekreter Hammarskjoeld'a gön derilen telgrafta da temennilerini, "... kurtuluş savası yapan Cezayirli- lerle beraber olduğumuzu bildirir, Bir- leşmiş Milletlerin kanlı savaşa bir an önce son verecek adil ve müsbet bir karara varmasını..." şeklinde ifade etmişlerdi. Türkiyedeki en heybetli gençlik teşekkülü T.M.T.F. nun mesele üze- rindeki hassasiyeti İsviçrenin Klos- ters şehrinde Ağustosta aktedilen Beynelmilel Talebe Teşkilatı -CO- SEG- kongresinden mütevellitti. O- rada, Türkiye -T.M.T.F.- delegasyo- nunun teklifiyle 73 millet temsilcile- rinin oy birliğiyle kabul ettiği karar sureti şöyleydi: "Kongre, bütün mil- Ti öğrenci birliklerini, 1 Kasım günü- nü 'Savaş Halindeki Cezayirli öğren - cilerle Uluslararası Dayanışma Günü' olarak kutlamağa ve kanlı savaşa bir son verecek teşebbüsler için kamu oyunu ve hükümetleri teşvike davet eder." Böylece Cezayir milletinin kahramanca mücadelesinin yıldönü- mü 1 Kasım, Türkiye dahil 78 mem- lekette parlak törenlerle kutlanmıştı. Gençler, COSEG kongresinde böyle bir teklifi ileri sürerlerken, 27 Mayıs- tan sonra daha realist Ur dış politi- ka takip eden Milli İnkılâp İdaresi resmi ağızlarının Cezayir meselesi et- rafında yaptıkları beyanlardan cesa- ret almışlardı. Hissiyatlarım daha fazla gizlemeğe lüzum görmemişler- di. Fakat 1 Kasım, sâdece dayanış- mayı belirten bir sembol değildi. Ay- nı zamanda Cezayirli talebelere ve onları temsil eden teşkilât "UGEMA" ya mücadelelerini devası ei leri imkânını sağlamak amacını gü den ma yardım kampanyalarının o İ— m z gi: 3 SEE a — ed v e » i— w ll Z : ai » o 7 ya va İİ k ağızda 2000 lira para toplamış ve beş Ceza- yirli öğrenciye bütün tahsilleri müd- detince Türk Üniversitelerinde okuma imkânını veren burslar temin etmiş- ti. eçen haftanın sonunda, Dışişleri bakanlığının yaptığı ( alışılmamış bir açıklama, Milli İnkılâp Hükümetiyle görüş birliği içinde olduklarını orta- He > yduğu için gençleri âdeta mes- . Resmi tebliğde, Birleşmiş Mil- İstlenle! Asya - Afrika (Grubuna mensup 43 üye tarafından Genel Ku- rula sunulan “Sömürgeciliğe Son Ve- rilmesine Dâir Beyanname"nin ittifa- ka yakın ekseriyetle kabul edildiği bildiriliyor ve Türkiyenin teklif sa - hiplerinden olduğu ilâve olunuyordu. Ancak, çifte alâminüt sessiz yürüyü- şün yer aldığı günün gecesi, resmi teb lige rağmen İstanbul gazetelerine edi- len telefonların mânası anlaşılamadı. Kendini İkinci Şube memuru olarak tanıtan birisi, İstanbul Tali ve Bele- diye Başkan Vekili çift yıldızlı Gene - ral Refik Tulgra adına, T.M.T.F. ta- rafından Gürsele ve Hammarskjoeld'a çekilen ve daha önce bahsi geçen tel- grafların mümkünse e ni rica ediyor a çok nazikâne bu rica, gündüz sonsuz müsamaha ve bilhassa a tebliğle kabili telif görünmedi. Halbuki, gençler de dost ve müttefik Fransayı rencide etme- mek için ellerinden geleni yapmışlar- dı. Ankarada Btanbulda bütün bunlar olup biter- en gençlik, hürriyete olan bağlılı- ğını, yeni bir mücadeleyi başarmanın heyecanı ile Ankarada da tekrarladı. Tabii nümayişlerin öncülüğünü gene "Mülkiye" yapıyordu. Gençler ellerin - de dövizler, Fransız Kültür Derneği- nin bulunduğu Ziya Gökalp caddesine geldiler ve Cezayirli milliyetçiler le - hinde tezahüratta bulundular. Taşkın- lık yoktu, polis müdahalesini icap et- tirecek hâdise zuhur etmedi. İkinci durak Fransız Büyükelçiliği oldu. Burada da dövizler havada sallandı ve Fransız mezalimi tel'in edildi. Gençlik, üzerine düşen vazifeyi en a- silâne şekliyle ifâ ediyordu. AKİS,19 ARALIK 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: