27 Şubat 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

27 Şubat 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kat hayır, DP. kalıntıları yobazlar, naşı görmek için mezar çukurunun kenarlarına üşüşmüşlerdi. Aşrı şeri- fin hitamından sonra ortadan kısa boylu, deve tüyü paltolu, siyah çer- çeveli gözlüklü ve kırk yaşlarında bir adamın Kırdarın mezarının ba- ğında, canhıraş bir sesle nutuk at- mağa başladığı görüldü ve duyuldu. Tuhaf adam, elerini havaya kaldıra- rak "Ey bu topraklar için toprağa düşmüş kahraman! Sen suçsuzsun! Siz gökten inen meleksiniz! İntika- mını alacağız!" şeklinde feryadı ko- yuverdi. İmam talkın vermeğe başlamıştı ki, İstanbulun beğenilen ve cerbe- zeli Emniyet Müdürü Nevzat Emre- alp, stratejik noktalarda mevzilen- miş ve çirkin gelişmeleri takip eden Birinci Şubenin sivil polislerine işa- ret verdi, işaretten Emrealpin demek istediklerini oanlıyan sivil (o polisler, Asri Mezarlığın devkâri demir kapı- sında toplandılar. Evvelden hazırla- nan plan gereğince, hiçbir müdaha- lede bulunulmayacak, olup bitenler farkettirilmeden dikkatle gözetlene- cek, cemaat dağılırken tesbit edilen elebaşılar. Asri Mezarlığın devkâri demir kapısından çıkarlarken kulak- larından tutulup, sessiz sedasız bek- çinin kulübesine .takılacaklardı. Bi- linci Şube Müdürü Ali Rıza Bilgütay kumandasındaki sivil (o polisler, dev- kâri demir kapının iki tarafında ter- tibat aldılar. Mesleğinin ehli Emre- alp, cemaatin olağanüstü bir 'duru- mun mevcudiyetini sezip toplanma- masını temin içinde resmi polislere, dağılıp bulabilecekleri korkulukların arkasına gizlenmelerini emretti. İşte Tulganın, Emniyet Müdürlü- güne aid 38533 plâka sayılı o hususi otomobil ile süratle Asri Mezarlık- tan içeri girmesi, böyle bir zamana i. Siyah Dodge'tan aile kab- ristanının civarında fırlarcasına çı- kan Tulga, ilk rastladığına -bir ga- zeteciydi-, "Emniyet Müdürü nere- de?" sualini sordu. Üzerinde karacı üniforması ve kaputu vardı. Derken, 27 Mayıs öncesinin meşhur simala- rından duahan Hacı Hafız Nusret Yeşilçay Tulganın karşısında belir- di, müdahane ile emirlerini Öğren- mek istedi. Tulga,, mefsuh D.P.. nin fotojenik Vefa Ocak Başkanına, ken- disine cenaze sahibini ve Emniyet Müdürünü bulmasını' söyledi. Yeşil- çay, mazi olan uğurlama ve karşıla- ma törenlerinin gediklilerindendi! ve Belediye eski Başimamıydı. Lâcivert elbisesinin üzerindeki siyah paltoyla her zamanki gibi son. derece şıktı. Başında da Tulgayı görünce hemen çıkardığı,' Konsolos ve metropolitle- AKİS, 27 ŞUBAT 1961 Kulağa Küpe Üç perdelik oyun I Sahne: Yassında. Dekor: Yüksek Adalet Divanı Şahıs: Fatih Rüştü Zorla. " — Bendeniz, Adnan Mende- resin Kabineye veya Gruba her istediğini oyaptırtan bir insan olduğunu bilmiyorum. Hepimiz, hareket serbestisine Menderesi istifa ettirmiştir." II Sahne: Kudret Gazetesi. Dekor: Gazetenin fıkra sütu- nu. Kadircan Kaflı. — Bölükbasi »on derece de- mokratik bir Genel Başkandır. Genel Kurul toplantılarında »on derece sabırlı davranıyor, kim- seyi incitmemeğe o kadar dik- kat ediyor ki bu kadarını belki ancak Peygamberler yapabilir." HI Allah sonlarını benzetme- sin!. Şahıs: " rin giydikleri kenarları kıvrık, siyah fötr bir şapka vardı. Yeşilçay, kapa- tlan D.P. ye sadakatini kıymetlen- dirmesini bilmiş, hayli dünyalık top- lamıştı. Zaten onun Şişli Camiinin geniş mermer avlusunda varlığını görenler, müessif (o birşeyler patlak vereceğini önceden sezmemiş değil- lerdi. İkinci bir Topkapı hâdisesi Biraz sonra» oYeşllçayın haber ver- diği Erdem Kırdar geldi, karışık- lığın içyüzünü henüz bilmiyen Tulga biçâre genç adama, "Sizi 6 ve 25 sa- yılı kanunlara tevfikan -her ikisini de M.B.K. çıkarmıştı- tevkif ediyo- rum" dedi ve hususi otomobilinin yo- lunu gösterdi. Neye uğradığını şa- şıran Erdem Kırdar, insan irisi cüs- sesiyle emre riayet etti. Vali ile Er- dem Kırdar arasında geçen muhave- reyi duyan DP. kalıntıları yobazlar, kümelendikleri aile .kabristanım ter- vazeleriylş hususi (ootomobile doğru YURTTA OLUP BİTENLER koşuştular. Polislerin de yüz metre kadar ilerideki Asri Mezarlığın ka- pısına toplanmış bilerek hususi Tıpkı üç sene önce Topkapıda olduğu gibi hususi otomobili tekmeliyorlar ve yumrukluyorlardı, bir kısmı da devirmeğe çalışıyordu. Sabırlılığı ve müsamahakarlığı ile tanınan Tulga, başıbozuk alayının gemi azıya alma- sı üzerine ilk defa hiddetlendi. Eski Zırhlı Tugay Kumandam hususi o- tomobilin kapısını cesaretle açarak gözü dönmüşlerin arasına girdi. Hu- susi otomobilin tavanını yumrukla- yarak tonla, fakat ge- ne de zerafetini kaybetmeden, "Beyler" diye gürledi, "ben İstanbul Valisi ve Belediye Başkanıyım. Onu ben aldım; rica ediyorum dağılın. lütfen sükünetinizi muhafaza edin!" şiddetli çıkış, fanatikleri biraz ge- riletmiş, fakat susturmamıştı. Na- ralar, "İatifa et!", "Hürriyet, hürri- yeti" ve daha birçok ağza alınmı- yacak daha birçok sözlerle devam et- mertebesine ulaştıran nutukçubaşıyı gözlerinde yıldızlar (oçaktırmacasına tokatladı. İçeri girip okapıyı kapar kapamaz, mütecavizlerin ogerileme- sinden istifade eden hususi otomobil bir ok gibi sıyrılıp süratle uzaklaştı. Zındıklar, bir taraf tan da resimleri- ni çekmekle meşgul foto muhabirle- rine saldırmaktan geri kalmıyorlar- dı. Ancak örümcek kafalılar heze- yanlarını inanılmaz bir cüretle de- vam ettiriyorlar, ellerinde taşlar, "A- rabayı bırakmıyalım, Oo kapıyı kapa- yalım" e yani ıslak top- rak üzerinde bo amlar ara- sından bir tavşan ı çevikliğiyle mezar- ların üzerinden atlayıp duvarları a- şarak hususi otomobili kestirmeden takip ediyorlardı. Fakat hususi oto- mobilin önüne geçip durdurmağa muvaffak olamadılar. Kırdarın cenazesi sui generisliği- ni münhasıran tabut yolu İle 27 Ma- yıs Milli İnkılâbına karşı ayaklanan kimselerden almıyordu. o Ananeleri- mize göre, kadınların naşı takip et- memeleri ve bilhassa birlikte me- zarlığa girmemeleri gerekmekteydi. Halbuki o mahut pazar günü, bir değil, iki değil bir sürü O fazlasıyla şık, pahalı giyimli ve ağır makyajlı hanım örf ve Adetlerimizin o dışına çıktılar. Mr. Yüzde Onun annesi Gü- zide Zorlu ve Harika Yardımcı, mak- yajlı olmamakla (beraber ağlıyan ve güçlükle yaşlı Bayan Kırdarın koluna girmiş- ler ve kendisini teselliye çalışıyor- lardı. 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: