27 Şubat 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

27 Şubat 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SANAT Haberler Meydan sahnesi Başkent Mart ayı içinde yeni bir tiyatroya daha kavuşuyor. Kızı- lay da, Atatürk Bulvarı üzerindeki tiyatronun adı "Meydan Sahnesi". 170 kişilik, zarif ve orijinal bir ti- yatro salonunda iyi oyunlar görebi- leceğiz. Bu yeni tiyatronun en ilgi çekici yanlarından biri de, özel te- şebbüs oluşudur. Ankara gibi Devlet tiyatrolarının taht kurduğu bir şe- hirde özel bir tiyatro kurmaya teşeb- büs etmek, bunu başarmak gerçek- ten bir cesaret işi sayılmalıdır. Da- ha önce girişilmiş ama başarıya u- laşamamış bir teşebbüsü hatırlıyan- lar, "Meydan Sahnesi" için de aynı kaygılan Oo duyabilirler. Ne var ki, "Meydan Sahnesi"nin kurucuları çok daha plânlı, programlı ve galiba im- kânlı olarak bu işe o başlamışlardır. Tiyatro, Devlet Tiyatrosu Başrejisö- rü Mahir Canova ve arkadaşları ta- rafından kurulmuştur. Yıllardanberi radyoda tiyatro zevkini ve kültürünü yaymak için elinden geldiğince uğ- raşan Adalet Ağaoğlu da kurucular arasında. Bu işe girişenlerin, royu bir yaşama sebebi saymış kişi- ler olması, bilgileri, o tecrübeleri ve sergileriyle çalışmaya (o koyulmaları, Ankarada özel bir tiyatronun yaşa- yabilme şansını çoğaltan sebeplerin başında gelmektedir. "Meydan Sahnesi"nin kadrosun- da, Devlet Tiyatrosundan istifa ede- rek ayrılan iyi oyuncular var. Nur Sabuncu, Çetin Köroğlu, Kartal. Ti- bet, Üner İlsever bundan böyle yeni tiyatronun oyuncuları olarak karşı- mıza çıkacaklar. Ankaralıların İs- tanbula kaptırdıkları ve yoklukları- nı daima hissettikleri Kenter Kar- deşlerin konuk olarak "Meydan Sah- nesi"nde oynamalarını pekâlâ ümid edebiliriz. "Meydan Sahnesi" bir yandan sa- lonun son eksikliklerini rı oyunları hazırlamakla meşguller, ilk olarak William Saroyan'ın "İn- dekiler" ve Claude Magnier'in "Ev- deki Yabancı" adlı oyunu ile "Mey- dan Sahnesi"nin perdesi açılacak. Merak ve umutla bekliyoruz. Sergiler Geçen hafta biri yabancı, biri yerli iki-resim sergisi açıldı. Brezilya- lı çocukların resimlerinden seçilerek düzenlenen sergi Sanatsevenler Klü- bünde, ressam Cemi| Erenin sergisi ise, Türk - Amerikan Derneği salo- 28 nundaydı. Brezilyalı çocuklajffm resim sergi- sinde 60 resim vardı. 6 ile 16 yaş a- rasmdaki çocukların yaptıkları re- simler, bir çok yerleri (dolaştıktan sonra simdi de Ankaraya gelmiş. Kültür ve sanat yoluyla o yakınlaş- mayı, kaynaşmayı, tanışmayı sağ- lamak bakımından bu çeşit çalışma- ların faydası inkâr edilemez. Ancak, sergiyi düzenliyen o Brezilya Elçiliği açılış gününü hiç de iyi hazırlama- mıştı. Sanatsevenler (oOKlübünün kü- çük salonunda bile büyük bir ten- halık bilhassa göze çarpıyordu. Böy- le bir sanat gösterisinde, serginin a- çıldığı şehirdeki sanat adamlarının hiç birinin çağırılmaması (o herhalde Yenilerin büyük bir hata idi. Bir kaç elçiliğin kültür ataşeleri, Sanatsevenler Klü- bünden bir iki idareci ve birkaç kişi... Brezilyalı çocukların resimle- ri, Ankara sanat çevresinde bekleni- len yankıyı yapmaz, dolayısıyla u- mulan faydayı (o sağlamazsa, bunun günahı Brezilya Elçiliğinindir. Hemen her yıl yeni bir sergi a- an, Ankaralıların yalandan tanıdık ları ressam Cemil Eren bu yıl da, yeni denemelerle resimseverlerin karşısına çıkmış bulunuyor. Nonfi- güratif çalışan Erenin, bu sergisinde bir bakıma "nonfigüratif' resmi de aşmak isteyen bir çaba seziliyor. Resmi her türlü - biçim kaygısından kurtarmak isteyen Eren, rengi bile Meydan Sahnesi salonu belli belirsiz kullanmış. Herhalde resim çevrelerinde oOErenin bu çalış- maları geniş yankılar uyandıracak- tır. Öyle umarız. Dediğim dedik, çaldığım düdük Adnan Benki tanırsınız. Dünya ga- zetesinde yazan Benk, resim, mü- tiyatro, edebiyat alanlarında tanınmış, bütün zik, güç begenirliğiyle bu alanlarda da çok şey bilen Ünlü bir eleştirmecimizdir. Sanatçılarımı- zın çoğu Benkin hatır gönül dinlerai- yen, kimsenin gözünün yaşına bak- mıyan pençesine düşmek istemezler. Onlar istemezler ama Benk, dilediği- ni dilediği gibi yakalar, sonra...! Sonra icabına bakar! Bu yıl tiyatro mevsiminin en ba- şarılı yerli oyunu olarak, genç yazar Güngör Dilmenin "Midasm Kulakla- rı" adlı eseri gösterildi. - Oyun 130. temsilini tamamlamak üzere. Devam teşebbüsü ettirseler daha da oynıyacak. Bütün eleştirmeciler, sanat adanılan, ti- yatroseverler o"Midasın Kulakları" nın gerek dil, gerek oyun yapısı ba- kımlarından ileri bir eser olduğunda tam ittifak halindeler. Sahneye ko- nuş ve oynanışın başarısı da eserin yazılışı kadar. Adnan Benk, üzerin- de bu kadar durulan, övülen bir ese- ri görmezlik edebilir mi? Edemez tabi.. İstanbuldan kalkar Ankaraya gelir, "Midasın Kulakları"nı görür, sonra döner, kalemi eline alıp "Dün- ya"ya eleştirmesini yazar. Huy ca- nın altında, demişler. "Midasın Ku- lakları" bir kere Adnan Benkin pen- çesine düşmüş, artık hayrı kalır mı? Gerçekten kalmamış. AKİS, 27 ŞUBAT 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: