17 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

17 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Başkan Landau'nun bizzat okuduğu iddianameye göre, yargıçlar kürsü- Eichmann'ın, "milyonlarca Yahudi- nin öldürülmesinden, bir o kadarının da işkenceye ve insanlık dışı mua- meleye tâbi tutulmasından doğrudan doğruya sorumlu" olduğu ileti sürü- lüyordu. Bu suçlar sabit olduğu takdirde, Eichmann'a hangi kanuna göre ceza verilecekti? (İddianame da cevaplandırıyor ve 1950 tarihli "Nazileri ve onlarla iş- birliği yapanları ocezalandırma ka- unu" hükümleri gereğince cezalan- dırılmasını istiyordu. o İsrail kanun- ları ölüm cezasını yasak etmişlerdi ama, bu kanuna göre yargılananlar bu yasaktan faydalanamıyorlardı. Bir bilgiç adam aşkan Landau 27 sayfa tutan id- dianameyi 70 dakikada okuyup bitirdikten sonra Eichmann'a döndü nık Eichmann, suçlu oldu- gunuzu kabul ediyor musunuz?" di- ye sordu. Bütün salondakilerin dikkati tam Eichmann üzerine çevrilmişti ki yargıçlar heyetinin karşısına gelen masadan iriyarı, kır saçlı bir adamın kalktığı görüldü. Başkan, sorusunun cevabını beklemeden, eliyle bu ada- ma konuşması için bir işaret yaptı. Kır saçlı adam önce gözlüklerini dü- zeltti, sonra da: "— Sayın yargıçlar" başladı ve devam etti: "— Sanık bu soruyu cevaplandır- madan önce mahkemenin tarafsızlığı diye söze ve yetkisi konularında birkaç söz söylemek istiyorum." Bir anda bütün salondakilerin sempatisini toplayan kır saçlı ada- mın adı Dr. Rober". Servatius'tu. Ser- vatius'un görevi oEichmann'ı savun- maktı. Dr. Servatius bunun için tâ Batı Almanyadan kalkıp İsraile ka- dar gelmiş, daha doğrusu getirtil- mişti. Evet, buna olsa olsa ancak ge- tirtilmek denebilirdi. İsrail makam- ları Eichmann'ın savunmasını yap- mak için İsrail de bir tek avukat bile bulamayınca gözlerini dışarıya çevir- mek zorunda kalmışlar, dünyaca ta- nınmış bir hukukçu olan Dr. Servati- us'a baş vurmuşlardı. Dr. Servatius, Hitler devrinde bile koyu bir Nazi aleyhtarı la beraber (o Nurenberg'de liderlerinin o savunmasını yapmış ve aha o zamandan dikkati üzerine Gg işti Fakat Kolonyalı avukat, nedense, başlangıçta Fichmann'ın savunmasını almaya pek istekli gö- rünmedi. Anlaşılan, baştan kaybedil- miş bir dâvaya girmek istemiyordu. Fakat İsrail hükümeti dünya halk efkârını tatmin edebilmek için Eich- mann'a en İyi avukatı tutmaya ka- rar vermişti ve bunun için kesenin ağzım gerektiği kadar açmaktan ka- çınmıyacaktı. Savunma ücreti yük- seldikçe Servatius'un direnmesi de azaldı ve Alman hukukçu, eski va- tandaşım yirmi bin dolar karşılığın- da savunmayı kabul etti. Dolarları, meteliksiz Eichman değil, İsrail hü- kümeti ödeyecekti. Söze başladıktan sonra, Servati- us'un, meydan savaşını suçun mahi- yetinden çok, mahkemenin tarafsız- lığı ve yetkileri üzerinde vermek is- tediği anlaşıldı. Gerçekten. Servatius, geride bıraktığımız hafta içinde yap- tığı konuşmalardan hiçbirinde sanı- ğın işlediği suçların girmedi ve daha çok, tarafsızlığı ile üzerinde durdu. Servatius'a göre, Yahudilere karşı suç işlediği ileri sürülen ve bu yüzden yıllardır o Yahudiler tarafın- dan nefretle anılan bir adam karşı- sında, hiçbir İsrail oyargıcı tarafsız kalamazdı. Nitekim, O yargıçlar he- yetinin, içinde bulunan bazıları, bir zamanlar Eichmann hakkında "şey- tanın ta kendisi" diyecek kadar ileri gitmişlerdi. Servatius oObunu söyler- ken hiçbir isim vermiyordu ama, sa- londakilerin hepsi Kolonyalı avuka- tın yargıç Halevy'den bahsetmek is- tediğini hemen anlamışlardı. Servatius'a göre, Eichmann'ı yar- gılayacak tek tarafsız ve yetkili mahkeme, suçun işlenme yeri de Al- manya olduğuna göre, Alman mah- kemeleri olabilirdi. Zaten savaş bit- tikten sonra Almanyada eski Nazi- leri yargılamak için mahkemeler ku- rulmuş ve kanunlar çıkarılmıştı. Bu mahkemeler hâlâ eski Nazileri yar- gıllamaya devam (ediyorlardı. Du- rum böyle mi Eichmann'ın bir İs- rail mahkemesi önünde yargılanma- sı, yetkilerin şılmasından başka bir- şey sayılamaz Bundan sonra oServatius, Eich- mann'a uygulanmak istenen kanuna da şiddetle itiraz etti. 1950 tarihli Prof. M. Ali Ayni Külliyatı: 2 DEMOKRASİ NEDİR? ' Yazan : Prof. M. Ali Ayni Yayınlayan : Avukat İsmail Arar Fiatı : 250 Kuruş "Nazileri ve onlarla a yapan- ları cezalandırma kanunu" suçun iş- lenmesinden sonra çıkarılıp geriye doğru yürürlüğe konulmuş bir kanun du. Hukuk tekniği bakımından ka- nunlar geriye doğru yürürlüğe konu- lamıyacağına göre, bu kanun huku- ka aykırıydı. Nihayet Servatius, Eichmann'ın İsrail mahkemesi oOönüne getirilme tarzım da hukuka aykırı buluyordu. Eichmann, İsraile Arjantinden ka- çırılmıştı. Bu kaçırılma, devletler hu- kukuna indirilmiş bir darbe idi. Yar- gılamaya başlamadan önce kaçırılma olayının kesin bir hal tarzına bağ- lanması ve İsrailin buna hakkı olup ar karar verilmesi gerekir- i. Bu kararı verecek tek makam ise, Lahey'deki Milletlerarası Adalet Di- vanıydı Söz savcının D" Servatius okonuştukça ünlü a- vukatın dâvaya çok iyi hazırlan- mış olduğu anlaşılıyordu. Fakat doğ- rusu istenirse, ondan sonra söz alan savcı Gideon Hausner de daha az ha- zırlanmış sayılmazdı. alarının büyük bir berg Mahkemesinin koyduğu esasla- ra dayıyordu. Hausner'e göre, Eich- man'ın işlediği suç yalnız şu. ya da bu zümreye karşı değil, o insanlığa karşı işlenmiş bir suçtu ve bu suçu işleyenler, nerede ve hangi mahke- me önünde olursa olsun mutlaka ce- zalandırılmalışdılar Evet, Servatius'un öylediği mann suçu İsrailde değil, Almanyada işlemişti ama, onun işlediği suçlar- dan en çok zarar görenlerin Yahudi- ler olduğu da unutulmamalıydı. Eich- mann'ın İsraile kaçırılarak getirildi- gi iddiasına gelince, bu mesele İsrail- le Arjantin arasında çoktan hallol- muştu. Öyle olmasa bile. Eichmann'- in İsraile nasıl getirildiğinin dâvanın özü ile zerre kadar ilgisi yoktu. Şu satırların yazıldığı sırada, Eichmann dâvası hâlâ mahkemenin yetkili olup olmadığı konusundaki tartışmalarla sürüp gitmektedir. Bu tartışmaların bütün hararet ve ilgi çekiciliğine rağmen, İsraillilerin bü- yük bir çoğunluğu dâvaya karşı ka- yıtsız, hattâ ilgisiz görünmektedir- ler. Sanki bunlara göre bu eski def- terlerin (o karıştırılmasına şu sırada hiç lüzum yoktur. rışmış olan kötü daha canlandırmak, çekilen acıları bir kere daha hatırlatmak neye ya- rışacaktır? Eğer Eichmann suçluy- sa bu kadar gürültü patırtı edilme- den yargılanmalı ve daha fazla bek- cezasını ogörmelidir. Aksi tarihe karışmış kötülükler milletlerarasında yeni anlaşmazlıklar yaratmakta gecikmiyecektir. AKİS, 17 NİSAN 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: