1 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

1 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duruşmaların Anatomisi BATAK Yassıadada yatan Cephesiyle alakalı Milleti Yüksek Adalet Divanı hesaplaşma, önünde yapılıyor. ayıs günü başkentte Devletin Başı tarafından Teri- len "Bizden Olanlar kenara çekilirler, Bizden Olma- yanlar üzerine ateş açarsanız emrine nasıl zemin ha- zırladığı hakimlerin dikkat nazarından şüphesiz kaç- mayacaktır. Bir tarafta, bütün nimetlere garkedilmiş "Bizden Olanlar" diğer yanda, kendilerine her fenalık reva görülen "Bizden Olmayanlar" D. P. iktidarının sen yıllarında memleketin manzarasını teşkil (o etmiş- tir. Ama "Bizden Olanlar" adi bir mideci grup, "Bizden Olmayanlar" ise milletin asil ve mağrur ekseriyeti bu- lundugundan Bayar, Menderes ve arkadaşları mukad- der akıbetlerinden kurtulamamışlardır Hikaye, D. P. iktidarının Cumhuriyet Anayasası nı nasıl ihlâl ettiğinin şüphesiz gösterişli bir delilini gözler önüne sermektedir. Ama, onun üstünde bu, bir partinin, bir siyasi teşekkülün kendikendini öldürme- sinin de müşahhas misalidir. Dalkavuklarının "Dahi- yane bir buluş" olarak tavsif ettikleri V. C macerası- na D. P. nin kapılarını açtığı gün Adnan Menderes hem kendisinin, hem de partisinin kuyusunu eliyle kazmış- tır, V. C mensuplarını bir kaç kısma ayırmak lazım- dır. İşin başında bu orduya katılanlar zor görmemiş- ler, sadece kendilerine uzatılan kemiği yalamak eme- liyle Menderesin işaretine koşmuşlardır. V. C nin ta- rihi bentte hafızalardadır. Menderes bir akşam Balıke- sirde, sarhoş halde bir kongre mikrofonunun başına geliyor ve muhaliflere ayaklarını denk atmaları, idam sehpalarının kurulabileceği ihtarında bulunuyor. Za- vallımeczup! Ertesi gün, o sırada İstaabulda bulunan ve Türk milletinin Demokrasi aşkını şahsında temsil eden İnönüden cevapların en unutulmazını alıyor. İdam sehpalarından pek bahsetmemek lazımdır, zira bir memlekette idam sehpaları kuruldu mu, oralarda kim- lerin sallanacağı hiç belli olmaz! Meczup büsbütün çıl- gına dönuyor ve bir Ege turnesine çıkıyor. İşte o tur- nede. Muhalefetin Nifak Cephesine karşı milleti kendi Vatan Cephesine çağırıyor. Peki, bu Vatan Cephesinde vaad ettiği nedir ? Diktatörlüğüne göz yumma şartıy- la nimet! Türkiyenin en zelil kitlesi, bir zor karşısında kal- maksızın o tarihte bu Cepheye katılanlardır. Ama bu kitleyi teşkil edenlerin, yani Menderesin davetine kulak verenlerin adedi öylesine gülünçtür ki hareketin bir fi- yasko sayılmaması imkansızdır. Meşhur "Etraf" bunun üzerinedir ki kollarını sıvamış ve her vasıtayı mubah sayarak V. C ordusuna efrat sağlamıştır. Yavaş ya- vaş iş şirazesinden çıkmış ve V. C. bir musibet gibi ce- miyetin çeşitli mi hemen bütün müesseseleri sarmış, V. C. ye adam kaydetmek Türkiyenin en karlı ticareti haline gelivermiştir. Göze girmek isteyen Ba- kanlar memleket çapında, göze girmek isteyen Umum Müdürler umum müdürlük çapında, göze girmek iste- yen müdürler müdürlük çapında, göze girmek isteyen gazeteciler bile kendi basit çaplarnda V. C ocakları açma yarışına girişmişlerdir. Vaadleri pek kısa zaman- da tehditler takip etmiş ve V. C. ye girmeyenlere ha- AKİS, 1 MAYIS 1961 yat hakkı tanınmaz olmuştur Pek çok kimse, yürekle- rinde eli sopalı zorbalara karşı biraz dana, fazla hınçla V. C, beyannameleri imzalama sorunda' kalmışlardır. Fakat bu arada vaadleri de, tehditleri de elinin tersiyle İtiveren ve hareketleri asla unutulmayacak "Hayır di- yen Adamlar çıkmıştır. Kurbanları ve eyyamcılarıyla, korkakları ve a alçakları ve dalaverecile- riyle V. C. kısa samanda "Dünyanın En Büyük Sirki" haline gelivermiştir. Listeler listeleri takip etmiş ve Somuncuoğlunun radyoları kedisinden köpeğine bir ailesin bütün fertlerinin telinlerini defalarla tekrar ede- rek herkese bıkkınlık vermişlerdir. Bunun en sonda nasıl nefret uyandırdığı nihayet farkedilmiştir. Ama kudret sahipleri devekuşları gibi başlarını kuma göme- rek "Siz,şehirliye bakmayınız. O listeler köylü üzerin- de müthiş tesir bırakıyor" diye oyuna devam etmişler- dir. Az samanda V. C. mensupları için hamal kahyalı- ğı, belediye memurluğu, benzin acenteliği, iktisadi dev- let teşekkülerinde ücretli iş gibi "yemlikler de muş ve tezgah harıl harıl işlemeye başlamıştır. Aslında, "Bizden Olanlar"» ve "Bizden Olmayanlar" tasnifi D. P. iktidarının sonunu çabuklaştırmamış de- ğildir. V. C. geri tepen silahların en mükemmel nümü- nesidir. Politikada İnsanların alçak taraflarını tahrik etmenin, beşeri o yanından yakalamanın bir marifet sanıldığını görmemek imkansızdır. O ekolün ordinaryüs profesörü Menderes, halen aramızda yaşayan bir pek başka politikacıyı çırak çıkarmıştır. anın sadece mubah olmakla kalmayıp kazanç, hattâ zafer de sağladığına inananlar siyaset hayatımızda türemiş- unlar halâ Menderesin metodlarınınparlak metod lar olduğuna, ancak Menderesin beceriksizliği dolayı- sıyla bugünkü akıbetini oönleyemediğine samimiyetle kanidirler. Halbuki bir zamanlar "Milletin olan D. yi V. nları gibi oyunlar, taktikler, “Dâhiyane Buluşlar” mahvetmiştir. Alçak olanların al- çak olmayanları yendikleri bütün tarih boyunca nasıl görülm emişse, bizim demokratik hayatımızda da "Dü- rüsttük en iyi politikadır" prensibi son meydan muha- rebesini kazanmıştır. 27 Mayıs günü en ziyade sevinen- lerin, V. C. saflarına zorla itilmiş talihsizler olduğu ha- tırlanırsa ve onların, kendilerine reva görülen muame leyi asla unutmadıkları gözden uzak tutulmazsa bun- dan bir ibret dersi çıkarmak kabildir. D. P ye, kırılan prestijini iade etsin diye girişilen ve müflis ticarethanelerin isimlerini değiştirmeye ben- zeyen V. C. macerası Menderes ve arkadaştan için ze- hirin son damlasını teşkil etmiştir. Eğer D. P. nin o tarihe kadar bir prestiji kalmışsa onu da V. C. mace- rası yitirmiştir. Ne kadar mideci varsa onlar D. P. tün açık saflarını işgal etmişler -her şeyi anlamak ka- bildir, ama 1957'den sonra D. P. ye katılmayı anlamak kabil midir ? ve gemi o açık kapılardan su ala ala 27 Mayıs sabahı derinliklere, bir daha hiç çıkmamacasına dalmıştır. V. C. macerasından dolayı Menderes milletten çok D. P. ye, iyi niyetli İnsanların demokratik hayatımızın başında elleriyle, tırnaklarıyla, ter ve bazen ıztırap pa- hasına kurdukları o güzelim siyasi teşekküle hesap borçludur. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: