31 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

31 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tılarından siyada iki Bakanın kabine- den ayrılacağı söylentisi sebep oldu. Iki Bakan, Nasır Zeytinoğlu ile Ek- ması gereken bir maddesi, bu değişik- liğin yapılmasını zaruri o kılıyordu. Bu madde, seçim kabinesinin üç Ba- kanının tarafsız kişilerden olmasını Vi . Ulaştırma, İçişleri ve Adalet tarafsız kişiler olacak ve böyle bir kabine seçimi idare edecek- ti Doğrusu mi Tüzemenin du- rumu, Anayasanın hükmüne ziyade- siyle uysrundu. "İncila Hükümetinin üçüncü Adalet Bakanı hakikaten ta- e . m halim selim Tüzemenin bu sessiz- liği, Seçimlerde birinci derecede rol oynıyacak Bakanlığın başında (o bu- lunmasına sakınca teşkil edebilirdi. Esasen Tüzemen uzun müddetten be- ri vazifesini bir başkasına devretme- ğe hazırdı. Bunu müteaddit defalar Devlet ve Hükümet Başkanına belirt- mişti. Buna rağmen mütevazi Bakan, üzerine düşen vazifeyi gösterişsiz bir şekilde devam ettiriyor ve kendi- sine izin verileceği zamanı tevekkül- le bekliyordu. Tüzemen haftanın başında bütün illere, Adalet Bakanlığı antetli (o ve kendi imzasını taşıyan bir tebliğ gön- derdi. İl Seçim Kuruluna başkanlık edecek olsa hakimlere bu tebliğde tarafsız hareket etmeleri bildiriliyor ve hazırlıklara şimdiden başlanılma- sı belirtiliyordu. İçişleri Bakanının değişeceği me- selesiyse, başkent siyasi kulisini bi- tirdiğimiz hafta içinde en fazla ilgi- lendiren haber oldu. Kızıloğlundan devraldığı bu vazifeyi o zihniyet içinde yürütmeğe çalıştı- ğından kimsenin şüphesi yoktu. Siya- si parti fobisinin gelişmeğe ziyade- siyle müsait bir ortam bulduğu Zey- tinoğlunun bünyesi, onun seçimler sırasında önemli görevleri olan bir bakanlığın başında bulunmasına pek imkân vermiyordu. Esasen kendisi- içişleri Bakam olarak seçim kabine- sinde yer alamıyacağı siyasi kuliste genel kanaatti. Üstelik M. B. K. üye- leri sırasında çoğunluk da aynı şekil- de düşünüyordu. Ama Gürsel bir de- ğişikliğe taraftar görünmüyordu. Müşterek toplantı YHHeftanın ortasında, öğleden sonra müşterek bir toplantı yapılacağı M. B.K. Sekreterlik Bürosundan Bakanlıklar özel Kalem Müdürlerine bildirildiğinde, konuşulacak (konula- rın neler olduğu hemen hemen bilini- yordu. Yükün büyük kısmı İçişleri AKİS, 31 TEMMUZ 1961 nı nie a a dı. Zeytinoglu, M. B. K. mle- ketteki asayiş ve siyasi Töreli durumlarıyla ilgili izahat verecekti. Zira memleketin asayişiyle partilerin e mi arasında sıkı bir müna- sebet vardı ve bu husus, siyasi faa- liyetin Gaamei serbest ( bırakıl- masının yaklaştığı şu günlerde M. B. K. üyelerini ziyadesiyle | ilgilendiri- yordu. Bakan birbuçuk saate yakın ko- nuştu. Yurdun her bölgesindeki duru- izah etti ve geçen yıl- larla mukayesesini yaptı. 1961 yılın- da âdi vakalar, siyasi kavgalara na- zaran daha azdı. Dışişleri Bakan Vekili Mehmet Bay dur günün ikinci kahramanıydı. Ba- kan “ekili bir dış mesele üzerinde durdu: Bizerte. Türkiyenin, Fransa ile Tunus arasındaki bu dâvaya han- YURTTA OLUP BİTENLER gi açıdan bakması gerektiğini elin- deki vesikalara dayanarak izaha ça- ştı. Müşterek toplantının bundan son- raki kısmında münhasıran ki ele alındı. Bakanlar Kurulu ve M. B K. üyeleri, yapılacak Genel Seçim» lerde hükümetin- hareket tarzı üze- rinde tartıştılar. Esasen Bakanlar Kurulu, bir gün evvel, bu konuyla ilgili bir başka toplantı yapmıştı. O günkü toplantıya Genel Kurmay aşkam Genel unay da çağrıl- mış, Silâhlı Kuvvetlerin fikri alın- mıştı. Müşterek toplantıdan ilk çıkan Bakan, Milli. Eğitim Bakam Ahmet Tahtakılıç oldu. Tahtakılıca soku- lan basın mensupları ilkin: — İstifa em doğru mu? diye sordi Boş gezenlerin boş kalfaları Meshur 14'lerden ciddi bir haber, Milliyetin dünyanın bir büyük kısmi- ni gezen başarılı yazı işleri müdürü Apdi İpekçi tarafindan getirilmiş bulunuyor. İpekçi, Orhan Erkanlı, yuyüce ve eksaniri, bunlar arasından Alpaslan Türkeş, Orhan Kabibay, İrfan Solmazer, Numan Esin, Şefik 8b- Muzaffer Ozdağ ile görüşmüştür. »ilcisi intibalarıni söyle anlatmaktadır: Rıfat Baykal Milliyetin teni- "Kanaatlerine göre seçimlerle birlikte M.B.K. tarihe karışacağına ve normal siyasi düsen avdet edece- gine gine yurda dönmeleri için hiç bir sebep kalmayacaktır. Avdetlerin' de ne yapacakla arım kesin olarak (o bilmemektedirler. Bununla beraber, ordudan emekliye sevkedildiklerine, başka bir meslek kolunda da ihti- sasları bulunmadığına göre siyasete atılmayı düşünmektedirler. Sosya- list eğilimli bir parti kurmaları muhtemeldir. Eski Komite üyeleri kendi a devamlı ve sıkı bir irtibat kurmuşlardır." bizde politikacılığın "amatör işi" sayıldığının bir yeni delilin- den Mz nedir ki? Emekliye ayrıldınız ve "başka bir meslek kofunda da ihtisasınız mı yok!" Buyrun , hiç ihtisas sizi beklemektedir: Siyaset! Hem, bu ye istemeyen bir yeni meslek ni mesleğe zirveden, Parti Li- derliğinden girmek işten bile değildir. Sosyalist eğilimli-ya da, başka eğilimli- bir parti kurdunuz mu, tezgahı, ka, bu! İhtisas mı, istermiş ?. İki nutuk, iki demeç, NIZ kurulmuş demektir. Politi- "Uygarlık seviyesine erişmek için Üniversiteden geçeceğiz, Bâbıâliden geçeceğiz, Partiler- den eieğ e ana bir "kaç salvo, nihayet Sosyal Adalet klişesinin parlak dış cek Es Lai a lr amam. Memleketin halledilmemiş, o halledilmeye- Eğer dünyada ihtisas isteyen bir tek meslek varsa, o da siyasettir. Bir otomobili kullanmak isteyenden ehliyet soran XX. Asır toplumunun, memleket idare etmek üzere ortaya çıkanlardan hiç bir şey istemeyece- Sini sanmak hataların en büyüğüdür. Bunun acı tecrübesi gerimizde bu- lunduğuna göre, bundan böyle yoğurdun üfleyerek yenileceğinin bilin- mesi lazımdır. Kâğıt üzerinde plân yapmak, iki kadeh viskiyle iki ipekli kumaş dünyanın bütün dertlerini parçası arasında ve bir takım Ma- dam Recamier'lerin salonlarında halletmek tatlı, cazip, sevimli bir meş- galedir. Ama, ancak o kadar. Acemi politikacıların kötü niyetlerinin elinden bu memleket güç kurtarılmıştır. Acemi politikacıların iyi niyet- lilerinin eline bu memleketin düşmesi güç önlenmiştir. Politikanın bir meslek, hattâ bir sanat olduğu, onun çıraklık, müptedilik, ustalık devri bulunduğunu bilmek, hoplayıp zıplamalara o sahada imkân olmadığını peşinen kabul etmek siyaset hayatında başarının artık birinci şartıdır. Aksi halde insanların bir takım kurtlar eline düştüğüne bir Gümüşpala bir de 14'lerin büyük kısmı canlı şahittir. 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: