31 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

31 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Abdülmünim ve İbrahim aileleri hemen hemen bütün vakitlerini bir- likte geçirmektedirler. o Fazıla öğle yemeğini çok zaman gene hasır üs- tünde yedikten sonra, cildi iyice ka- rarmış olmasına rağmen güneş ban- öğleden otomobilleriyle ata binmeğe gitmekte, fakat prensler ve prensesler yalılarında (okalmaktadır- lar. Gece eğlenceleri de umumiyetle hususi toplantılara inhisar m dir, İstanbul sosyetesinin meşhur maları zaman zaman ziya <tlerine gelmektedir. Bir çiçek, bir sürü böcek Şelahattin Adil Paşa yalısı, Boğaz sosyetesine mensup bekar erkek- lerin sandal, motor, yelkenli re diğer çeşit tekneleriyle oboy gösterisine çıktıktan bir meşher haline gelmiş- tir. Bazen Fazılaya, akordeonlarıyla serenad yapan delikanlılara bile rast- lanmaktadır. Hele banker Kazını Taşkentin 23 yaşındaki oğlu Karaca, Yeniköy ile Tarabya arasındaki İri- li oOufaklı yalı sakinleri iin artık â- şina bir çettre haline gelmiştir. Ka- raca Selâhattin Adil Paşa köşkünün, neredeyse Boğaz suları kadar müda- vimi olmuştur Ancak Fazıla, yatak odasında, başucundaki komodinin üstündeki gümüş çerçevede, en unutulmaz günlerini geçirdiği Faysalın portre- sini halâ muhafaza etmektedir. Za- man zaman doyulmaz hatıralarım çok derinlere gömdüğünü ihsas eden tebessümüne rağmen kalbi tamamen boşalmış değildir. 14 Temmuz İhti- lâlinin üçüncü yıldönümü Bağdatta histeriye varan o tezahüratla kutla- nırken Fazıla Türk Oo gazetecilerine son derece mahzun bir tonla: "— Kral Faysalı unutmadım. U- nutamam da. Fakat alıştım" demiş- ti. Çok İyi piyano çalan, türkçe, fransızca, arapça ve ingilizceyi ana lisanı gibi konuşabilen Fazıla, halen Pariste Şark Dilleri Okuluna devam etmektedir. İyi karakterli bir erkek- le evlenmek istediğini, fakat şimdi- lik böyle bir niyeti olmadığım belirt- mektedir. Sehhar annesi, kızını müs- takbel eşini seçmekte serbest bırak- tığını söylemekte ve: "— İçtimai mevkiine uygun biri- ni seçeceğinden eminim" demektedir. Fasılanın boy ogösterenlerce te- dirgin edilmesi - karşısında, anne ve babası sık sık alâkalı omakamlara müracaat etmek mecburiyetinde kal- Hanzadelerin kaldıkları yalı "Yeniköy AKİS, 31 TEMMUZ 1961 önünde atttık voltayı!” CEMİYET maktadırlar. İstinyedeki Deniz Poli- sinden gelen iz epi bilhas- sa cumartesi ve günleri hiç kimseyi rıhtıma 50 helolan fazla yaklaştırmamaktadırlar. Fazılanın 636865 numaralı telefo- na cevap veren ailesi, kendileri ve bilhassa rmmn nişanlanacağı hakkında neşriyat yapmasına ve boy boy mayolu resimlerinin neşre- dilmesine fevkalade ( sinirlenmekte- dir. Meselâ Fazıla bir defasında si- nirlerine hakim olamamış ve kendi- sine dair bir haberi havi Hürriyet gazetesini okuduktan sonra parçala- mıştır. Bir m bir Prenses ve bir Han jstan un daha sessiz bir kesimin- de, ai sahillerindeki Adala- ra nazır Bostancıdaki bir başka yalı- da da, dünyanın en zengin adamla- rından biri olan Haydarabad Niza- mının torunu ve varisi Bereket Mü- kerrem Şah, Türk eşi Prenses Esra ve bir yaşındaki oğulları Azmet Ali Han, hayatın tadım çıkarmaktadır- lar. Hanedan mensubu olmıyan Esra, Londrada tahsilde iken, Mükerrem Şah ile tanışmış, daha sonra yazları - m İstanbulda birlikte geçirmişlerdir ve üç yıl önce de evlenmişlerdir. Mü- kerrem Şahın annesi Prenses Dürrü- sehvar, son Halife Abdülmecidin kı- zıdır. Mükerrem Şah ve Prenses Es- ra, İstanbula, bekârlıklarında yazla- rım birlikte getirdikleri Kandi ismini verdikleri hücum botundan bozma gemileriyle gelmişlerdir. O- ğullarını ise, biri İngiliz, diğeri Hin- distanlı iki dadısı uçakla getirmiştir. Mükerrem Şah, Villâ Esteri isim- li yalıya iki aylığı için, möbleli ola- rak 20 bin lira ödemiştir Haydarabad Nizamının Üç büyük sarayı, 12 bin hizmetçisi ve şimdi koruculuk ve bekçilik yapan 3000 ki- şilik ordusu vardır. Bütün çocukları- na, en küçüğü 21 milyon İngiliz lira- sı olan gelir sağlıyacak fonlar tesis etmiştir. Bütün bu servet ve ihtişa- m tada sâdece 3 İngiliz lirası m ya parak, hergün biraz pilâv v: yemektedir. e Ailesi de kendisi pi mütevazidir. Meselâ, Mükerrem Şah ile Prenses Esra, on odalı küçük bir köşkte oturmaktadırlar. 10'unu İs- tanbula beraberlerinde getirdikleri 41 hizmetçileri vardır. Giyimleri ve ha- yatları da Parisin şöhretli moda mü- esseselerinin doldurduğu yaniroplar ra sahip Fazılanın ailesininkinin ter sine, son derece sadedir. Tatilleri so- na erdikten sonra Hindistana döne- ceklerdir. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: