31 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

31 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yır işinde Fransaya lüzumundan faz- la yüz verilmiştir. Bütün bu tutumun temelinde bu memleketlerle mevcut ittifakın tasası vardır. Fakat NATO sömürgecilere bir kalkan değil, bir hürriyet paktı olmalıdır. Amerika bu sömürge meselelerinde hakiki tutu- munu göstermeli, mazlum milletlerin hayırhah dostu olduğunu isbat etmeli- dir. Bowles'in bu fikirleri Amerikan dış siyasetine hangi ölçülerde tesir eder- di, bilinemez. İki "K" nın Viyana mülâkati bir gevşeme alaya bel- ki bu ölçü hakkında bir fikir edini- lebilirdi. Fakat Krutçef'in Almanya meselesini bir buhran halinde tazele- mesi Birleşik Amerikanın siyasetin- ce de hali ile bir sertleşme yarattı ve diğer bir çok neticeler (arasında "Bowles operasyonu" da suya düş- Kuzey Afrika "Bu adamı anlıyamıyorum" Fr Tunustaki deniz-hava üsleri Biertede kan gövdeyi gö- türürken, Tunus oCumhtırbaşkanı Habip Burgiba, General De - Gaulle için böyle diyordu: "Bu adamı anlı- yamıyorum". Burgiba "Bu adam" ile bu yıl başında görüşmüş, o anlaşmış ve o zaman her şeyin hemen hemen yolunda olduğu ifade edilmişti. Fran- sızlar Bizerte üssünde bir müddet da- ha kalacaklardı. Fakat bu üssün si- lâh, asker ve tesislerini oOTunu- sun rızası olmadan arttırmamak şar- tile. Bir yandan da Fransa, Cezayirli milliyetçilerle otodeterminasyon esa- sı üzerinde müzakereyi kabul etmiş- ti. Cezayir savaşı bitince Bizertenin bu savaşla ilgili önemi kalmıyacak, o zaman üsse NATO'mm Akdeniz mü- dafaası çerçevesi içinde yeni bir Mi tü bulmaya çalışılacaktı. Hem, bilir, Cezayir meselesi halledildikten sonra Kuzey Afrikada belki de büs- bütün başka bir hava esecek, Batı ile yeni ve semereli bir işbirliğine gi- dilecekti. Başkan Burgiba diğer müf- rit Arap liderlerinin aksine, (o Batı taraflısı idi, Batılı kalmak istiyordu. Memleketini bağımsızlığa götüren u- zun mücadelesinde gösterdiği sabır, itidal ve basiret dikkati çekmişti- Şüpheli bir Jest uv. vakkat Cezayir hükümeti tem- lip beş hafta aradan sonra ikinci müzakere faslı (obağlıyacağı (sırada Burgibanın Bizerte meselesini taze- lediği görüldü. AKİS, 31 TEMMUZ 1961 Başkan tahliye isti- Habip Burgiba Bir yeğen daha yordu. Bunu istemekle de kalmıyor, Tunusun Büyük Çölde hissesi addet- tiği Önemlice bir kısmı da talep edi- yordu. İlk bakışta bu, Harp Burgibanın Lugrin müzakerelerinde Cezayirlile- rin durumunu kuvvetlendirmeye ma- tuf bir jesti sanıldı. Burgiba ile Ce- zayirli milliyetçiler araşma son Za- manlarda soğukluk girmişti. Dendi ki, Tunus Cumhurbaşkanı bu suretle Cezayirlilere bir cemilede bulunuyor. Galiba bir kısım Fransızlar da böyle düşünmüş olacaklar ki, Paris hükü- meti sözcüsünün, karışıklık (o içinde müzakere açılamıyacağı hakkındaki beyanatında, Lugrin'de Fransız dele- gasyonunun durumunu sarsmamak mülâhazası pekâlâ hissedilmektey- di Ama bunun böyle olmadığı Bur- gibanınn nutkuna evvelâ Cezayirlilerin menfi reaksiyon göstermelerinden an- laşıldı. Çünkü Burgiba yalnız Bizer- tenin tahliyesini değil, aynı zaman- da büyük Çölden hisse de istiyordu. Hem bunu Fransızlardan istemek- teydi, ki Cezayir delegasyonunun AKİS - Reklâm — 92 DÜNYADA OLUP BİTENLER Büyük Çöl hakkındaki iddiaları bu suretle Tunus Cumhurbaşkanı tara- fından bir yana itilmiş bulunuyordu. Evlan müzakerelerinde otodeter- minasyonun Büyük Çöle de tesmilini isteyen, daha sonra, Lugrin'de bu ta- leplerinde ısrar eden Cezayirliler ev- velâ, Çölün sahibi olmak, sonra bu- nu diyar memleketlerle ve gerekir- se petrol kumpanyaları ile serbest müzakere neticesinde anlaşıp bölüş- mek ve işletmek niyetindeydiler. E- vian müzakereleri kesilince. Muvak- kat Cezayir hükümeti Çöle hemhu- dut memleketlerle, bu arada bilhas- madığı vs bu memleketin toprakları- na sahip çıktığından, Cezayirlilerle anlaşmakta güçlük çekmedi. Fakat daha evvel Ecele petrollerinin boru- larla Tunus topraklan üzerinden ge- çirilmesine razı olduğu için esasen Cezayirlilerin sitem ve tenkidine uğ- ramış olan Burgiba, ilerde Çöl üze- rinde bir pazarlığın kendisi için pek kirli olamıyacağını hissediyordu. Yiğidin malı izerte Tunus için acilen halledil- mesi gereken bir mesele değildir. Olsa olsa, Tunusun topraklarında el'an yabancı üs barındırdığı yolun- da diğer Arap memleketlerinin tariz- lerine yol açabilirdi ki, Burgiba bu gibi şeylere aldırmayacak kadar re- alist bir idareci olduğunu bir oçok fırsatla göstermiştir. Ama petrol işi öyle değil. Lugrin'de Büyük Çöl ile ilgili olarak şu veya bu şekilde bir anlaşmaya varılacak olursa Tu- nusun Kuzey Afrikada, Yakın Doğu- da Lübnanın rolünü oynaması, yani sâdece Çölden çıkan petrolü toprak- larından geçirmekten elde. edeceği menfaatle yetinmek zorunda bırakıl- ması ihtimali çoktur. Bu itibarla bü- tün bu Bizerte gürültüsü, gürültü ne kelime, muharebesinin ardında 233 numaralı karakol vardır. Yâni Tunu- sun Güney ucundan 40 kilometre da- ha aşağıda Fransızların tuttukları bir karakol... Burgiba bu noktayı ve bu noktadan Kuzeye doğru Tunusun en Batı noktasına bir hat çekilmesini ve içerde kalacak Çöl parçasının ken- disine verilmesini istemektedir. Bur- giba petrol istemektedir! Garip tesadüf: Irak Başbakanı Kasım Küveyti isterken Osmanlı ha- kimiyetini delil olarak ileri sürdüğü gibi, Habip Burgiba da Çölden pay almak peşinde yine Osmanlı impara- torluğunu zikretmekte ve (o 1910'da Libyaya hakim bulunan Osmanlı ida- resinin Fransızlarla yaptıkları bir anlaşmayı ileri sürmektedir. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: