9 Ekim 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

9 Ekim 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gurbetleki Lider , Ali Fuad Başgil İhtiyatı adamlar başka oluyorlar. İşte, el yanakta, düşünür pozdaki resimleriyle şöhret yapmış Ali Fuat Başgil.. Bir punduna getirip, ederek kapağı Türkiye hudutlarının ttığından “sundan senatör adayı. Bu kadar değil! AP, nin bir takımının başlıca ümidi ve lideri, Gelse de, seçim kampanyasına ka değil mi? Sam- sunlular ve A.P, liler müstakbel senatörü, müstakbel lideri, müstakbel Ali Fuad Başgil hareket tarzını seçimlerin neticesine ve o zamana ka- dar memlekette cereyan edecek hadiselere göre âyârlamak niyetindedir de ondan.. Neden çekinir, gocunduğu nedir? Bu, herkesten fazla kendisi- nin bileceği bir husustur ama, itiraf etmek lâzımdır ki Cenevreden yazı- 'Ian kırtıpil makalelerle bir müstakbel adayın Türkiyede seçim propagan- dası yapması şimdiye kadar ne görülmüştür, ne de işitilmiştir. Eğer üzerind Başgil ve çömezleri bu tutumun bu millet © yapmaya» cağımı ve gazellerin makbul! karşılanacağını sanıyor- lârsa içinde toplumu, etrafi ama ayak basmamayı ihtiyatlılık sayar, böyle bir tipin kıymeti ne olabilir? O Samsun elenir memleket düşman istilâsındayken büyük Atatürk ilk ba- sacağı Anadolu toprağı olarak seçmiştir. © Üstadi bu derece korkutan ne olduğunu anlamak ta kolay “ek dir, Gerçi Balmumcuda kısa bir ikameti olmuştur. Ama seçimleri M. “ K. nin idare ediş tarzı, en geniş müsamaha sahibine “Bravo! Bu İpe hamlelerimize karşı tutumu herkesce malüm büyük görmek hakkımız değil midir? Şu #eçim günlerinde onun yüksek irşat- « Jarı bizi memnun, mesut, bahtiyar edecektir. Ne olur, bu lütfu bizden ewirgemese, bizi İlminin, medeni cesaretinin, dehâsının ışığından mah- rum bırakmasa, Bir kumandanın savaş sırasında kuvvetlerinin başın- da mmm gerekmez mi? Zavallı Gümüşpala diyar diyar dolaşıyor, Başgil Leman gölünün kenarında sevdiği kırmızı şarabını içip çabuğu- nu ip rmriyari Allah aşkınıza, sakın üstad kendisini İsmaililerin İderi filân sah- masın ? . Haydi hoca efendi, haydi. Biraz cesaret, Dön memlekete. Merak - etme, Zira, seçim propagandasının böylesi biraz ayıp oluyor da.. Hele, Samsunlu seçmenlere karşı! seçimlerin sonuna kadar boşuna bekleyeceklerdir. .. cak bu kadar olur” dedirtecek derecede rahatlık verici olduğuna ve Bö-, ade verdi. Gözlerini bağlamadan beş kat merdiven tırmandırarak üst ka- ta çıkardı, Hiç açık vermemesi için, ne şekilde konuşacağını uzun uzun tembih ettikten sonra, Eyüp Kayma kamının 211664 olan numarasını çe virerek ahizeyi #erideye verdi. Bir falso yaptığı takdirde telefonu der- hal kapıyabilmek maksadıyla da eli- ni kaideden ayırmadı. Üst kat, mo- dern ve pahalı döşenmişti. Duvarla- rın badanası şarıydı. İri yarı, kara bi- yıklı ve koyu renkli şoför de etrafta “dolaşıyordu. Görünürlerde başkaları yoktu, Mahzene tekrar inildiğinde, sarı- kadın ne su, ne de bir lokma ye- mek verdiği Ferideye: “— Babana söyle. Son tevkif edi- lenler serbest bırakılmazsa, sen ve diğer kardeşleriniz öldürüleceksiniz! Bunu iyi bilsinler” tehdidini birkaç defa tekrarladı ve bitkin Ferideye bunu adamakıllı ezberletti, Sonra da: “-— Şimdi seni serbest bırakaca- ğız. Sana yaptığımız, baban ve ba- ban gibilere ilk ihtarımızdır” şeklin- de konuştu. Gene aynı siyah otomobile bindi- rilirken gözleri bir ara açık kalan Feride, içinde hürriyetinin tahdit #- dildiği opartmanın dört katlı ve pem- be badanalı olduğunu ve karşısında yüksek bir beyaz duvar bulunduğunu farketti, Kırmızı eşarpla gözleri ye- niden bağlandı. Gene iri yarı, kara bıyıklı ve koyu esmer şöför otomobi- li kullanıyor, sarışın kadınla Feride arkada oturuyorlardı, Sarışın kadın, Ferideyi cumbalı ve eski stil evlerine 200 metre mesafedeki bir yerde, Se- limiye Eczanesinin önünde, saat 15.50 sularında, gözlerindeki kırmızı eşâr- bı çözüp, fırlatırcasına bıraktı ve 0- tomobil tozkoparan bir süratle uzak- laştı. Feride kahverengi (oçantasını kaptığı gibi etrafına hiç dikkat etme- den bet - beniz limona dönmüş vazi- yette, yokuş aşağı evine koştu, ken- dini ilk rastladığı babasının kucağına yarı baygın terketti. Kalbi bir kuşun- ki gibi hızla atıyordu, Biçare annesi bitap vaziyette eve döndüğü zaman, yavrusunu fakirane döşenmiş evde buldu. Şehir içinde pervasızca ve güpe gündüz işlenen kaçırma hadisesinin önceden plânlanmış olduğunda zerre- ce şüphe yoktur. Çünkü geçen hafta- nın başındaki pazar günü, eşkâli si- yah otomobilin şoförüne tıpatıp uyan bir meçhul adam, gene evlerine 800 - 900 metre mesafedeki Üsküdar Orta- okuluna gidip gelen, fakat öğleci o- lan Serpilden ailesi hakkında malü- mat almak istemiştir Ne var ki, Fs- tidenin afacan, açıkgöz küçüğünün ağandan lâf alamamıştır. Feridede herhangi bir yaraya, be- reye rastlanmamıştır, ..ncak, neye uğradığını şaşıran küçük kızcağız, hürriyeti cebir yoluyla 8 saat 25 da- AKİS, 9 EKİM 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: