16 Ekim 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

16 Ekim 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Uyarmalar (Nadir Nadinin makaleleri. Cumhu- riyet oYayınlaRI, İstanbul, Cumhuri- yet Matbaası 1961, 318 sayfa, 10 li- ra) Yüzbin kadar Türk vatandaşının dünyaya açılan penceresi, Cumhu- riyet gazetesidir. Üstelik te bu va- tandaşlar, Türkiyenin dört bir köşe- line dağılmış, gerçek aydınlar sını- Türkiyede gazeteciler vardır, o geniş kadrolu, büyük tirajlı gazetelerin sa- hipleri vardır. Bunlar dahi, sabahla- rı uyandıklarında, şu veya bu gaze- teden önce Cumhuriyeti görmek is- terler. Vazifesi veya merakı icabı on, onbeş gazete okuduğu o halde, Cumhuriyeti okumamışsa gazete o- yüzdeyüz itimat telkin eden bir ciddi gazetedir. Hükümet adamı da, memur da, aydın da bu gazetenin yazdıkla- rına mutlaka kulak vermektedir. İşte bu Cumhuriyet gazetesinin Basyazanı Nadir Nadi, 1950 yılından, . P. nin yıkıldığı günlere kadar ge- çen on yıl içinde yazdığı üçbin küsur başyazıdan 186 tanesini seçmiş, bir araya getirip "Uyarmalar" adlı bir kitapta toplamıştır. Uyarmalar, kita- bın kısa adıdır. Aslında kitap "Ata- türk İlkeleri Işığında Uyarmalar" ve- ya "Bir İflâsın (Kronolojisi, 19S0 1960" diye iki ad taşımaktadır. Nadir Nadi, elli küsur yaşında, son derece dürüst ve temiz yaşamış, zevki selim sahibi. Batı kültürü al- mış, aklı başında bir insandır. Gaze- teciliği tıpkı küçült kardeşi oDoğan Nadi gibi babasından tevarüs etmiş- tir. Babası vefat ettikten sonra gaze- tenin başına oturmuş, başmakale sü- tunundan Türkiyeye hitap etmiştir. Hitap ederken de hep babasının, "a- damları kızdırmak için değil, fikirleri yürütmek için yazmalı" sözlerini ken- dine şiar edinmiştir, Sert ve kırıcı polemiklere girmemiş, sağa sola ça- mur sıçratmamış, efendiliğini, oağır- başlılığını dalma muhafaza etmiştir. Ama biran da, doğru bildiğini, inan- dığını söylemekten geri kalmamış- tır. Makalelerinde daima Batıyı ör- nek almış, Atatürk ilkelerine sımsıkı sarılmış ve temiz, duru bir dil kullan- mıştır. AKİS, 16 EKİM 1961 Nadir Nadi "Uyarmalar"ı üç bö- lüme ayırmış. Birinci bölüm, D. P. nin iktidara gelip ilk icraat örnekle- rini vermeğe başladığı günlerde ya- zılmış yazılarla başlayıp, 1954'e ka- dar uzanmaktadır. Nadir Nadi bu devrede bazan tatlı, bazan uyarıcı ve sertçe bir dille, tecrübesiz D.P. iktidarına doğru yolu göstermeğe ça- lışmakta, bu parti iktidarının sağa sola kaymasını önlemek için gayret sarfetmektedir. Kitabının bu ilk bölü- müne Nadir Nadi "İlk Uyarmalar" adını takmıştır. 1954'den sonra yazdı- — yazılara Nadir Nadi "Akıntıya Kü- " adını vermiştir. Tâ 1958'e kadar, Türk milletiyle (o beraber, Nadir Nadi de Cumhuriyet gazetesinin baş- yazı sütununda akıntıya kürek çek- miştir. D. P. iktidarının başındakile- Nadir Nadi Uyarıcı ri ikaza, doğru yola girmeye çağır- mıştır. Ama anlayan, dinleyen kim? Nadir. Nadinin kitabının üçüncü ve son bölümü, "Son Uyarmalar" ara başlığım taşımaktadır. Nadir Nadi bu devrede azıcık daha sert, azıcık daha polemikçidir ama, üzgün görüşlerini yazmaktadır. Devrin iktidarı artık hiç bir şekilde islah kabul etmiyecek bir yola girmiştir. Artık ne yapılsa boştur. Ortada lâf anlıyan kalmamış- tır. "Uyarmalar"ı okurken, aşağı yu- karı kronolojik bir sıra ile, D. P. dev- rinin hatalarım tek tek görmek müm- kündür. Türkiyenin gerçekten en iyi başyazarlarından biri olarak Nadir Nadi, her Hatayı tam zamanında gör- müş ve bu hatadan dönülmesi için de elinden geldiği kadar doğru yolu göstermiştir. o Meselâ, 7 Haziran 1950'de, yani D. P. nin iktidara geç- mesinden üç hafta sonra, ezanın türk- çe yerine arapça okunması konusu çıktığı zaman Nadir Nadi, daha bu iktidar yenidir, biraz susup bekle- mek lâzımdır dememiş, hemen sesini yükseltmiştir. D. P. başlarına Ata- türk ilkelerini hatırlatmış, atılan a- dımın sonunun nereye kadar uzana- cağım göstermiştir. Hem de bunu son derece tatlı, insana batmayan bir dil- le yapmıştır. Yapmıştır ama. daha o günlerde dahi sözüne aldıran olma- mıştır. Zaman geçmiş, basın hürriyet- lerine el atılmış; Nadir Nadi bu zih- niyetin de karşısına dikilmiştir. Üni- versite hürriyeti denmiş, mahkeme- lerin bağımsızlığı denmiş, hak den- miş, hukuk denmiş, gericilik denmiş» her ne denmişse, şayet denen şeyin sonunda geriye doğru, kötüye doğru bir adım atılıyorsa Nadir Nadi sesi- ni yükseltmiştir. Gericilere, kötücü- lere karşı direnmiş, vatandaşları, ay- dınları da direnmeğe çağırmıştır. "U - yarmalar" baştan sona okunduğunda, yazılanla bunlar hep görülmektedir. "Uyarmalar"ı okuyan bir insan, Nadir Nadinin son on yıllık çırpınışlarını gayet rahat ve net olarak görmekte- dir. Derinliği yazıldığı günlerde pek de iyi hissedilememiş olan bir takım makaleler vardır ki, insan bunları aradan şu kadar yıl geçtikten sonra tekrar ve topluca okuduğu zaman, "Bak, Nadir Nadi daha o günden o- lacakları görmüş, hiç değilse sezmiş ve yazmış" diye düşünmekten ken- dini alamamaktadır. Gerçekten de Nadir Nadi, bir Bâbıâli insanı olarak, bir aydın olarak, zamanında kendi payına ne düşmüşse yapmıştır. Pa- ranın, pulun, şöhretin, ikbalin peşin- de iki büklüm eğilmemiştir. Kendisi- ne her istediğini sağlayabilecek olan hesapsız bir iktidarın karşısında alnı tertemiz dikilmiş durmuştur. Bütün bunlar gerçekten memleketimizde ör- nekleri çok az olan şeylerdir. Bu ba- kımdan milletçe Nadir Nadiyi ne ka- dar kutlasak azdır. Ne var ki, Nadir Nadinin "Uyar- malar"ını atadan şu kadar yıl geç- tikten sonra tekrar okurken, insan ister istemez düşünüyor. On yıl bo- yunca, her Tanrının sabahı bu mem- lekette gerçekten aydın sayılabile- cek seksen ile yüzbin kişinin kargısı- na çıkan bu sözler, bu yazılar, bu kadar uzun bir süre niye okuyucuyu etkilememiştir? Yahut etkilemişse 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: