1 Ocak 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

1 Ocak 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Bakanın Marifeti Ş. İnan K. Kurdaş Halef-selef iki Bakan, iki Maliye Bakanı, Şefik İnan ve Kemal Kur- daş memleketin başına bir büyük gaile açmış bulunuyorlar. Birincisi, devletin imkanlarını hiç kaale almadan, üstelik psikoloji- nin zerresini umursamadan, basiretli politikanın icaplarını bir kenara atarak memurlara 9 85 nisbetinde zam yapmak suretiyle bir batağın yolunu açmıştır. Adamın, Maliye Bakanı olabilmek için M. B. K. nin bu zam şartını tâ Amerikalardan, yani hesabı kitabı dahi görmeden kabul etmesi işin ciddiyetsizliğinin parlak delilidir. Nitekim, sonra, bizzat kendisi, hem de Tasarruf Bonosu icadına reğmen bu zammı an- cak iki taksitte gerçekleştirebileceğini anlamış ve geçen yılın bütçe- sine o fasılda 90 20 nisbetinde yeni külfet yüklemekle yetinmiştir. 2 151 bu yıla bırakmak suretile.. Ama, geçen yıldan bu yıla Bütçenin bir külfeti daha sırtlayacak hale götirilebilmesi için hiç bir tedbiri de almış değildir. Nitekim yeni Bakan, imkânlarla böyle bir açık bulunca pusulayı şaşırmıştır. Bari onda biraz iz'an, psikoloji mefhumu ve politik basiret bulun- maydı. Hayır! Memleketin talihsizliği şuradadır ki, iki Maliye Bakanının ikisi de bunlardan mahrumdur. Şefik İnan meseleyi sessizce geçiştirecek, bir şeyler bulup buluşturacak, işe bir yeni zammış havası vermeyecek yerde ateşin üzerine meharetle benzin dökmüştür. Hele Devletin geli- rinin memurlara yapılmış taahhüdü yerine getirmeye müsait olmadı- ğını ilân eden Bakanla, Meclise gelir gelmez ilk iş olarak Devletin gelirini kısacak bir politik teklifi Başkanlığa dayamış milletvekilinin aym zat-ı şerif olması yarayı kangren hale getirmeye yetmiştir de artmıştır bile.. Tasarruf zihniyeti de bir sistemin parçası haline geti- rilemeyip yama gibi bırakılınca, mesele tamam olmuştur. Böyle bir davranış karşısında umumi efkârın tepkisi ne <hır, Meclis ne yapar, Gruplarda hangi istikamette cereyanlar belirir? Zam yaparken Kemal Kurdaş nasıl hiç bir şey düşünmemişse, zammı kaldırırken Şefik İnan da o derece hafif davranmıştır. Şimdi, durum o hale gelmiş bulunuyor ki, nisbeten küçük bir gay- retle Kane ei 20 15'ler bütün cemiyette bir dayanılmaz zam fırtınasına yol açma istidadı kazanmıştır. Bu fırtına, gene en çok memura zarar verecektir, zira bütün ekonomik konjonktür altüst ola- caktır. Ama, bilhassa küçük memurun derdine çare bulmak da şart haldedir. O halde Meclisin, bilhassa koalisyonun iki kanadını, C.H.P. ile A.P. nin anlaşması suretiyle, her türlü politika endişesini ve dema- gojiyi bir yana bırakarak mutavassıt hal çaresini mutlaka bulması ge- rekmektedir. Mesela, tasarruf bonosunun isçilerde hangi ücrete kadar muafiyeti tanınıyorsa, onu memura da tanımak gibi.. Ama, bu keşmekeşi eliyle yarattığı için Maliye Bakanı da Allah rızası için Allahaısmarla eme olgunluğunu göstermelidir. Kendi- sine sadece Meclis ve memurlar değil, topyekün millet, can-ı gönülden bir "Uğurlar olsun!" çekecektir. Bu, siyasi gafların kaçınılmaz kefa- retidir. 14 yapmamasının neticesidir. Nitekim, bitirdiğimiz haftanın sonlarında bir sabah Turhan Feyzioğlu, Devlet Ba- kanlığının makam odasındaki yuvar- lak masanın bir tarafından, karşısın- da oturan AKİS muhabirine uzana- rak bu hususu itiraftan çekinmedi: — Memur maaşlarına © 35 zam yapılmasını zaruretten na taraftar göründü ve şimdi dönüle- miyor.." Feyzioğlu devam etti: “ Halbuki memur, milli gelir- den en fazla nemalanan sınıftır. Dev- letin memura zam yapmağa madde - ten İmkânı yoktur. Hükümet prensip olarak zam yapmamayı kabul et- ai et Bakanı, bundan sonra ha- fifçe doğrulup kaslarını kaldırdı vs: — Ancak şunu itiraf etmek ge- rekir ki meselenin mumi efkâra taktimi son derece hatalı olmuştur. Bunu daha iyi anlatabilir, daha iyi izah edebilirdik" dedi. Hakikaten, hata, bir gün Maliye Bakanının bir basın toplantısında “Memura 26 15 zammı yapmayaca- ğız" demesiyle bunun Meclisi, Basını ve memuru, bütün Türkiye tarafın- dan hemen kabul edilivereceğinin, herkesin "Oo, hiç, ziyam yok! Sade, siz canınızı üzmeyin.." diyeceğinin sanılmasıyla başlamıştır. Meselenin umumi efkâr bakımından öneminin tarafının çok olduğunun görülmemesi ve ciddi bir ihtiyacın ifadesi bulunduğunun sezil- memesi hiç iyi netice vermemiştir. Bundan bir hafta önce, meselenin görüşüldüğü bir C.H.P. toplantısın- a, CHP. nin Senato Başkan Vekil- lerinden Hıfzı Oğuz Bekata şöyle dedi: — Hükümet, bu zammı yapama- yacağım mı görmüştür? Hesabım, kitabını hazırlar, Bakanlarının yan- sını CHP., Öteki yarısını A.P. Gru- buna gönderir. Orada Bakanlar -du- rum gerçekten öyleyse- milletvekili ve senatörleri aydınlatırlar, onları ik- na ederler. Eğer yapacak başka şey yoksa, ikna olmamak imkânsızdır. Gruplar oylama yaparlar, ikna edi- lenler ekseriyetteyse Grup Karan a- lınır. Hükümet, koalisyon partilerin- den bu kuvveti aldıktan sonra İnönü C.K.M.P. ve Y.T.P. liderlerini davet eder, onlara memleketin, hazinenin halini olduğu gibi anlatır, rakamla- rı onların da önlerine koyar. Kendi- lerinden, eğer hak veriyorlarsa, bu meselede Hükümetten yana olmala- rını ister. İş, umumi efkâra ondan sonra anlatılır. AKİS, 1 OCAK 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: