15 Ocak 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

15 Ocak 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER tı. İkinci Cihan Harbi sırasında 33. Tümende sivil olarak hizmet gördü. Askerliğini Erzurumda (tamamladı ve 1945 yılının sonlarında terhis ola- rak İstanbeli bira fabrikasına iş- çi olarak ik mirsoyun, Sendikacılık hayatı burada başladı. İlk olarak Bira İşçi- leri Sendikasının arkadaşlarının ısra- rı üzerine Hurmayı denedi. Demirsoy bu denemede bir hayli tereddüt ge- çirdi. Kendi İfâdesine göre, o sıralar da Sendikacı adıyla "Komünist" ke- limesi madalyonun bir yüzüydü. Üs- telik Demirsoy, bu konuda hemen he- men Hiç bir şey bilmiyordu. Ancak a, ve gençliğinin verdiği damın i tılmaktaki te- reddüdünü sildi." 1 47 yılında Bira İş- çileri Sendikası kurucuları arasına irdi. Bir amatördü, Demirsoyun bun- dan Sonraki hayati, sıkı bir çalışmay- la geçer. mi konusunda bil- mediklerini öğrenm mi zayreti gösterdi. Bu konuda Demir- İnsanların, (mecbur (kalmadıkça kendi varlıklarından, kendi men- faatlerinden fedakârlık yoluna sap- mamaları belki hüzün verici Ur tu- tumdur. Ama, beşeridir. Bu ba- kımdan, bunu bir gerçek olarak ka- bul etmek ve toplamla alâkalı he- saplan öyle yapmak lâzımdır. XIX. Asır kapitalistleri işgilere in- sani hakları dahi pek uzu s- tıraplı, ağır mücadeleler sonunda vermeye razı olmuşlar, daha doğ- runu buna mecbur kalmışlardır. Ancak, bu tutumun zenginlere, kapitalistlere, burjuvalara has bir davranış »* sanmak hatadır. Cebindeki paranın miktarı ne okur- sa olsun, hiç kimse bunun bir kıs- mını çıkarıp, karşısındaki daha fa- kire vermeye hevesli değildir. Za- ten bundan dolayı değil midir ki dünyadaki bütün lisanların lügat- isrine "hamiyet" "cömertlik", "di- ğerkâmlık" gibi. kelimeler girmiş- tir? Bunlar, beser karakterinde kaideyi değil, ME ifade etmek- tedir. Yoksa insan, her (devirde. her tabakadan ve her zümreden İn- san, dünyasını kendi etrafında ya- ratmıştır. Fakat Allah, insana bir de baş- ka alet vermiştir: Akıl. Akıl saye- sindedir ki geçmişten ibret alınmak- ta; hadiseler değerlendirilmekte, yeni tutumlar tayin olunmakta başkalarının hataları mümkün nis- betinde tekrar edilmemektedir. İn- 2 soy kendisine en fazla faydası olan iki kişinin adını hürmetle anar. Bun- lar C.H.P. nin o sıralarda Sendika faaliyetleriyle ilgilenmek için görev- lendirdiği Dr. Rebil Barkın ve Saba- hattin Selektir. Demirsoy Sendikacı- lık konusunda bu iki kişiden çok şey öğrendiğini belirtmektedir. e emirsoyun bundan sonraki hayatı Sendikacılık ortamı içinde dü- zenlendi. 13 yıl muhtelif kademe- lerde hizmet gördü. Ancak 1960 yı- lına kadar, gene kendi tâbirince ama- tör sayılırdı. 1960 yılı Kasım ayında Türkiye İşçi Sendikaları Başkanlığına seçi- lince profesyonel Sendikacı olarak çalışmağa başladı. li birbu- yıla yakın bir zamandır bu göre- vi uhdesinde taşımak. Son derece sakin, ağır konuşan. sinirlenme kelimesini lügatından kal- dırmış olan Demirsoyun bu huyu, arkadaşları tarafından çok sevilme- sine yardım etmektedir. Demirsoy a- şırı derecede sabırlıdır. Bir meseleyi tamamen anlamadan karara varmaz. kıllı koyu bir sendikasıdır ve müca- delelerinde eşinin daima yanındadır. Demirsoy 1951 yılında C.H.P. ye sessiz sedasız kaydolmuştur. o V.C. salgını metini bütün ısrarlara gö- ğüs germ zamanın Hükümetinin ileri gelenleri tarafından (o yapılan baskılar güçlü sendikacıya vız gel- miştir. Demirsoy, 1981 yılında intisa- den gerekçesi, işçi kitlesini temsil edecek yeni siya si teşekkülün temellerini atmaktır. Para.. Para.. Para.. mirsoy (ve arkadaşlarının yeni kurulacak siyasi partinin hazır- lıkları Sırasında karşılarına çıkan ilk büyük zorlu para meselesi oldu. İ- dareciler bu konuda ikiye ayrıldılar. Bir kısmı, partiyi finanse edecek ba- Alârm Çanı sanlığın ilerlemesi, bununla kabil hale gelmektedir. Şimdi Türkiyede, sosyal adalet meselesi ön plana— çıkmış bulunu- yor. Bir defa bunun, ortamın mü- sait bulunması kadar, mevcut ari ların icabı olduğun u da kabul mek lâzımdır. Bir. el inlet meselesi, bütün yakıcılığı ile mev- cuttur, ortadadır, Milli gelirin züm- zem arasındaki taksim tarzını be- mek imkânı yoktur, kahredici Sefaletin bir takım insanları lıktan çıkardığı unutulamaz, “her ferdin topluma karşı vecibelerim aynı nisbette yerine getirmediği muhakkaktır. sy 'müessses ni- zam" sayılırsa, mı değiştir- meğe çalışmak hak haline gelir. Türkiyede bolşevik edebiyatı yapanların, üzerinde (oynadıkları mühim nokta budur. "Bu müesses nizam imdir un koruduğu? toplum Kanonların himayesi altında tuttu- ğu?" Bunun cevabını en açık şe- kilde Hayır!" olarak vermezsek, bindiği keseriz. "Müesses nizam" ile toplumun şartları ara- -ındaki fark, dağlar kadar büyük- tür. "Müesses nizam", toplumun şartlarını değiştirme usulünü tâ- yin eden nizamdır. Yoksa, değişti- ilmesi lâzım gelen haksızlıklar, adaletsizlikler, İstismar ve avanta manzumesi değildir. Bunun ikisini birbirine karıştırmaya kalkışma ak, pek "ham ervahça" bir göz boyacılı- ğından başka şey sayılamaz. Ama sadece "Müesses nizâm "ın değil -onun, hepimiz koruyucusu- yuz- toplumun şartlarının aynı kal- masını isteyenler yok değil midir? Elbette ki vardır. arın mikta- rı da, kudret derecesi de, tesirleri so propagandacılarının söyledikleri kadar olmaktan çok u- zaktır. Bunlar, memleketin idareci kadrosu içinde dahi ufak, önemini gittikçe kaybeden bir ekalliyettir. cak, sadece mevcudiyetlerini bil- mek dahi, onları bolşevikler derece- sinde tehlikeli, muzir yaratıklar ha- line sokmaya yeter de artar bile... Bugün Türk toplumunda, alarm zilleri çalmaktadır. Bilhassa varlık- lı zümreler buna kulak verirlerse, XIX. Asır kapitalistlerinden daha basiretli davranırlarsa, sosyal ada- leti bizzat kendileri, mümkün nis- betinde gerçekleştirmek için iyi ni- yet gösterirlerse ve hasis menfaat- lerinin pek esiri olmazlarsa akıllı- lık ederler. Toplumdaki şartların değiştirilmemesi için boşuna gayret, ancak toplumun düzenim deği; ştir- me peşinde olanların ekmeğine yağ sürecektir. Jandarma Devletin çoktan tarihe katıştığı ve Sosyal Devletin doğdu- ğu hatırlardan hiç çıkmamalıdır. Zira herkes emin olabilir ki zamanı geldiğinde Türk Devletinin Jandar- ması, sosyal adalete karşı olanları değil, ondan yana bulunanları koru- yacaktır. AKİS, I5OCAK 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: