30 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

30 Temmuz 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çocuk Dâvamız Jale CANDAN Bir gazete haberine göre, Anadoluda bir ilimizde, Çocuk Esirgeme Kurumuna ait bir yuvada, bakımsızlık yüzünden vereme tutulan ço- cuklar yiyeceklerini sağlamak üzere, yurdun duvarlarından atlayıp so- kaklarda dilenmektedirler. Tablo si hin acıdır ve korunmaya muh- taç çocuğun memleketimizdeki dramını, sembolik şekilde, gözlerimizin önüne sermektedir. Korunmaya muhtaç çocuklar meselesi bugün iki ayrı dâva şeklin- de karşımıza çıkmaktadır: Birincisi aç, çıplak ve barınaksız, sokakta kalmış kimsesiz çocuk; ikincisi suç işlemiş, suç işleyen veya suça yö- nelmiş çocuktur. Kimsesiz veya çok fakir çocukların ikinci grupta ek- seriyeti teşkil ettikleri muhakkaktır. Bunlar çoğu zaman açlıklarını susturmak veya kafalarını (sokacak bir dam altı bulmak için, kısacası hayatlarını sürdürebilmek için suç işlerler. Fakat ilgililerin bildirdikle- rine Köre, ekonomik ve sosyal durumları iyi olan çocuklar da, bugün toplum için tehlike teşkil edecek derecede suça yönelmekte ve özel bir ilgiye, özel müesseselere ihtiyaç ogöstermektedirler. Aileleri olduğu halde, çevrelerindeki hayat şartlarına uymak istemiyen ve büyük şeh- rin cazibesine kapılarak, adam olmak veya daha, rahat yaşamak amacı ile, küçük merkezlerden büyüklere akın eden çocuklar da polis için bir mesele teşkil etmektedir. Bu da, dâvanın büyük şehirlerden köylere kadar bir eğitini meselesi olarak ele alınması o zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Suç işleyen çocuk için memleketimizde çocuk mahkemeleri omev- cut değildir. Bu iş için vaktiyle burs alıp dış memleketlerde özel tah- -il yapanların çoğu, bugün memur olarak bambaşka sahalarda kulla- nılmaktadır. Hele suç işlemiş kimsesiz çocuğu gönderebilecek herhan- gi bir müessesenin bulunmaması insanı gerçekten şaşırtır. Suç işleyen kimsesiz çocuk, hapishaneye girebileceği yaşı beklemek üzere, daima sokağa iade edilir. Korunmaya muhtaç çocukların sayısı yalnız İstan- bulda 10 binin üstündedir. Devlet müesseselerinde bunların ancak on- da biri, çoğu zaman kifayetsiz şekilde, o barındırılabilmekte, diğerleri suç işlemeye çok elverişli bir ortamda sokağa terkedilmektedir. Hal- buki korunmaya muhtaç çocuk 6972 saydı kanunun ve yeni Anayasa- mızın mutlak himayesi altındadır. 6972 sayılı kanuna göre korunma- ya muhtaç kimsesiz veya ailesi tarafından ihmal edilen çocuğa sahip çıkacak olan teşkilât, "Birlik"tir. Birlik, Vilâyet Özel İdareleriyle be- lediyeler tarafından kurulmuştur. Birliğe Sağlık, Milli Eğitim ve Ada- let Bakanlıkları yardım etmektedirler. Fakat tatbikat, bu Bakanlık- ların, vâdedilen yardımı bütçelerinden sağlıyamadıklarını göstermiş bu- lunmaktadır. Birliklerin bütçeleri hiçbir zaman tahakkuk etmemekte ve korunmaya muhtaç çocuk kendi haline terkedilmekte, ancak sembo- lik bir yardım görmektedir. Mesele Atık arada İkinci Sosyal Hizmetler Konferansındı da ele alınmış ve şu sonuca varılmıştır: Çak sahip, bu- gün Türkiyede, korunmaya muhtaç çocuğu sahipsiz bırakmıştır. So- kaktaki çocuğun kaderini birçok Bakanlıkların, değişik bütçelerin yar- dımına bağlamaktansa, ona gerçekten sahip çıkacak, onun bütün so- rumluluğunu özel bir bütçe ile üzerine alacak bir "Çocuk Umun Mü- dürlüğü" kurmak lâzımdır. Dâva ne yalnızca kimsesiz çocuk, ne de suçlu çocuk dâvasıdır. Dâva, insana değer verme, boş zamanlarını de- Bunu her yönden ele alabilecek kuvvetli bir tek ele ihtiyaç vardır. Fa- kat bu gerçek bizi hiçbir zaman herşeyi Devletten bekleme inancına da götürmemelidir. Gönüllü müesseseler, dernekler olmadıkça ve bun- lar Devlet müesseseleri yanında çemberlenin, bu müesseselere sistemli bir şekilde yardım etmedikçe ve toplum, sokaktaki bedenen, ruhen aç çocuğuna ilgisiz kaldıkça, kuru bir devletçilik inancı ile dâvayı hallet- meye, yalnızca kanunlara bel bağlıyarak sokaktaki çocuk fâciasını ön- lemeye imkân yoktur. gri ipekliden, muareden yapılmış bir yelek ve gene gri bir kravatla kolalı beyaz gömlektir. Bu kıyafetle siyah kravat da çok iyi durur. Çoraplar düz a veya gene bagetli olmalıdır. Ko- renk süed eldivenler, dikişsiz düz ince ayakkabılar, siyah bir düz şap- ka, bu kıyafete gerçekten resmi bir mâna verir. Açık bej dra kumaştan yapılmış kruvaze bir yelek de resmi olarak giyildiği saman gri kostümü bir hayli değiştirir. Gri kostüm, erkek gardrobunun temelidir ve erkeğin her yerde şık gezmesini sağlar. Saçlarınız dökülüyor mu? Baynızda kepek ve başımı var mı ? O halde; Pilo Gülü serra Dilo Çura NiGURTANDIR. AKİS, 30 TEMMUZ 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: