19 Haziran 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

19 Haziran 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER den sonra rumlar tarafından rehine olarak alınan 32 türkün akıbeti meç- huldü ve. bunların hayatta olmaları pek zayıf bir ihtimaldi. , Kaçırılan in- haklarını kullanmasını kelime bulamayan U'Thant rumların bu çeşit en vahşiyane tasarruflarını mazur göstermek ouğrunda atmadık takla bırakmıyordu. Genel Sekreter bunları anlattık- tan sonra Kıbrısta Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin çok faydalı olduklarını söylüyor ve tıpkı "Her şey mükemmel gidiyor, Madam la Markiz" adlı fran- sız şarkısında olduğu gibi işlerin iyi e bildiriyordu. r şey mükemmel gidiyor, Ma- ne serdi. Ahgkwameriıkan teklifini Makariosa kabul ettirtemeyen George Ball Lefkoşe dönüşü Ankaraya gelmiş ve Birleşmiş Milletlere gidildiği tak- dirde Amerikanın mutlaka iyi bir ne- tice alınmasını sağlayacağım taahhüt etmişti İyi netice buydu! Mesele Birleşmiş Milletlere | gitti- ğinde amerikanlar, sanki George BalI'- un Ankaradaki sözleri kendilerini hiç ei Gi gibi davranmışlar- dı mdi. Güvenlik Konseyi tekrar en ie nasıl odavranacakları pek bilinmiyordu. Ahbaplar mütema- diyen "yaparız, ederiz" diyorlar, fa- kat sıra işe gelince küçük parmakları- nı binbir zahmetle oya kaldırıyorlar, ya hiç kaldırmıyorlardı. İnönü Stikker ile makamında Dostlar alış verişte dam la Markiz" şarkısında şato yan- mıştır, adamlar ölmüştür, başa gel- medik felâket kalmamıştır, ama uşak hanımına hep, her şeyin mükemmel gittiğini haber vermektedir. Haklı bir infial Rapor, daha duyulduğu andan iti- baren Türkiyede geniş bir sinirli- lik yarattı. e Birleşmiş Milletlerin bir büyük karnaval olduğu ve Burmalı Ge- nel Sekreterin taraf tuttuğu biliniyor- du. Ama işin bu kadar ileri götürüle- bileceği gerçekten (o düşünülmüyordu. Hadise, Kıbrıs Meselesinin Birleşmiş Milletlere götürülmesine Türkiyenin daha baştan itibaren niçin karşı koy- duğunu gösterdiği gibi bunda ne ka- dar haklı bulunduğunu da gözler önü- AKİS/10 Genel Sekreterin raporu, İsmet İnönünün, Türkiyede böyle bir ziya- retin aleyhinde esen şiddetli havaya ve gittikçe kabaran amerikan aleyh- tarlığına rağmen Başkan Johnson ile" görüşmekte fayda ummasını haklı gös teren bir yeni delil teşkil etti. Johnson uçağını gönderiyor İsmet İnönünün Johnson tarafından yapılan daveti kabul etmesi, Tür- kiyedekinin aksine, Amerikada ve bil- hassa Beyaz Saray ile Amerika Hü- kümetine yakın çevrelerde memnun- luk ve ferahlık uyandırdı. Fakat bu sırada bir aksilik çıktı. İnönü Mec- listen, bu seyahatinin arefesinde ve bu seyahatiyle ilgili olarak güven oyu (Bk. Hükümet - Sayfa: 8). eclisin güven oyu muamelesini Cu- ma günü bitirmesi ihtimali vardı. Fa- kat bu gecikebilirdi de... Ayrıca İnö- nü, buradan doğru Amerikaya, was- hington'a hiç bir yere uğramadan git- menin yorgunluğunu böyle önemli bir Ziyaretten önce göze almak istemiyordu. Geceyi ya Pariste, ya Londrada geçire- cekti. Onun için Sah günü Dışişleri Ba- kam Erkin Amerikanın Ankaradaki Bü- yük Elçisi Raymond Hare ile görüştü ve 22 Haziran günü için tesbit edilen ilk müzakerenin 23 Hazirana bırakılması- nı istedi. Bir gün sonra Hare, Başka- nın, İnönü rahat seyahat etsin diye kendi özel uçağını göndereceği ceva- bım getirdi. Bu dikkat ve incelik An- karada makbule geçti. Başkan, İnö- nüyle bir an önce görüşmek istiyordu. Washington nihayet, Kıbrıs işinin acil durumunu anlamıştı. Üstelik 24 ve 25 Haziranda (oPapandreu da wasning- ton'u Ziyarete davet edilmişti. Ame- rika, iki devlet adamını bir emrivakiy- le karşı karşıya ogetirmek niyetinde değildi. istemişti. Amerika işe giriyor Johnson'un İnönüye yolla- mesaj ve onun ardından A- Dışişleri o Bakan Yardımcısı Ball'un Atina ve Ankaraya gelişi, geride bıraktığımız hafta için- de, Birleşik Amerikayı artık kolayca çıkamayacağı bir biçimde Kıbrıs an- laşmazlığının içine itmiştir. İşin as- lına bakılırsa, bu amerikan idarecile- rinin biç de istemedikleri (o birşeydi. Fakat olaylar karşısında başka türlü davranamamışlardır. Amerikalı idarecilere, eğer Batı it- tifakını korumak ve Batının bütün sa- vunma düzeninin dağılmasını önlemen istiyorlarsa Kıbrıs konusunda şimdi- ye kadar izledikleri karışmazlık politi- kasından ayrılmak gerektiğini anlatan olay, Türkiyenin önceki hafta sonun- a Kıbrısa askeri bir, müdahale yap- mak kararım vermesidir. ürkiye o zamana kadar Batılı dost- larının Kıbrısta çevrilen rum dala- verelerinin içyüzünü anlayıp bu gidi- şe bir son verilmesini sağlamak ko- nusunda kendilerine yardımcı olma- larını çok beklemişti. - Fakat Adada olup bitenlerin hiçbiri Batılıların gö- daya ağır savaş araçları getirmek ka- rarım alınca, bu kadarına dayanama- yan Türkiye de Kıbrısa müdahale et- meye karar vermiştir. İşte Batılıla-

Bu sayıdan diğer sayfalar: