30 Ekim 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

30 Ekim 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER ". Eh, Dışişleri Bakanlığının kâ- tibeleri tehlikeye girdi demektir" -üye karşıladı. Bilgiç taraftarları ise liste hakkın- daki fikirlerini kısaca şöyle ifade edi- yorlardı: "— Bu liste güven oyu alamaz!" Bilgiç ekibinden Şükrü Akkan: "— Biz de yaylacı oluruz" diyordu. Öğleden sonra Grup Yönetim Ku- rulunda Demirel bu sinirliliği açıkça hissetti. Konuşmalar sertleşmeye baş- lamıştı. Turan Bilgin, yaptığı konuş- mada: — Kurulacak olan bu hükümete Demirel Hükümeti denecek. Bunun gü- nahı da, vebali de sizin olacak. Zaten istişarelerimizi şekli plânda tutmakla, herşeyi kendi sorumluluğunuza almak istediğinizi gösterdiniz" dedi. Demirel Grup Yönetim Kurulunda Menderes numaralarından birini Men- deresçilik yapmamasını isteyen ame- tin kuruluşu sırasında ayni kimselerin ayni konuda yaptıkları (o konuşmaları okudu. Üyelerden bir kısmı kıpkırmızı kesildiler, çünkü bu notları okumak- la, onlara "o zamanki okonuşmanızı tekrarladınız" demiş oluyordu. Kıza- ranların ve bu tehditkâr hareketten ürkenlerin başında Kemal Bağcıoğlu geliyordu! Aynı anlarda,koridorda Mehmet Turgut: *"— Bana Nafia Bakanlığını teklif etti, kabul etmedim" diye konuşuyor, Sinirini gizlemiyordu. Denmelin doğru çıban kehaneti Demirel telaşlanmaya başlamıştı. Ay- lar öncesi bir yakınına söylediği "Seçimlerden değil de kabineyi kur- maktan korkuyorum" cümlesi doğru çıkmıştı. Saat 17'ye doğru bir rica heyeti Bil- giçi yukarıya, Demirelin yanma getir- di. Fakat Bilgiç ısrar ediyordu. Bu an- larda, Bilgiç için boş tutulduğu ifade edilen İçişleri Bakanlığına Faruk Sü- kanın getirildiği duyuldu. Bunu AP'- liler, "— Zaten Faruk Sükan ikili oynu- yordu" diye yorumladılar. Bu arada en büyük heyecanı Aydın Yalçın çekiyordu. Çünkü Bilgiçin Baş- bakan Yardımcısı olması ihtimalinin ortadan kalkması, kendisinin Devlet Bakanlığını tehlikeye düşürmekteydi. Bu hava içinde Genel Yönetim Ku- rulu toplandı. Toplantıda yapılan ko- 12 nulmaların çoğu artık, Demireli hedef alan kapalı hücumlardı. Talât Asal sert konuştu. Hiç olmazsa bu şekilde kurulacak bir hükümetin programına fazla vaad konulmaması gerektiğini söyledi. Asal konuşurken başka bir he- yecanlı üyenin de konuşmaya başlama sı havayı gerginleştirdi. Asal, kendi- > aynı anda konuşan bu üyeye: — Beyfendi, lütfen dinleyin! Ben sizi dinledim. Eğer böyle olacaksa, - biz hükümet de kuramayız, iktidarı da yürütemeyiz" dedi. Saat 20'ye doğru biten toplantıdan çıkan Bilgiç taraftarlarının suratları asıktı. Ağzı kulaklarında Faruk Sükan C. T'ürkiye, yeni bir siyasi devreye gir- miş bulunuyor. Memleketin ka- deri bu devrede cereyan edecek ha- diselerle sıkı sıkıya ilgili olacaktır. Bu hadiselerde en fazla iki siyasi te- şekkülün rol oynayacağı hiç kimse- nin meçhulü değildir. Bunlar, geniş AP ve' kudretli CHP'dir. AP için iki yol vardır: Akıl Yolu ve Felâket Yolu, Şimdiye kadar, dev- seçimin ölçüsü yerine geçecektir. Süleyman Demirel bütün kötü devleri, bu seçimleri vurabilmek için şişelerinden çıkarmıştır. Babala- rının intikamı, en azından temize çıkması peşinde çocuklar AP Grupu içindedir. o Restorasyon o hevesindeki eskiler, AP'nin perde arkası kuvvet- leridir. Vurguncu iş adamları, dök- tükleri parayı misliyle çıkarabilmek için yağma devrinin bir an önce a- çılmasını ve bütün tedhitlerin kaldı. rılmasını beklemektedirler. o Yabancı Sermaye, Türkiyenin temel yatırım- larında kendisine hisse verilmesi için Hükümeti sıkıştırmakta ( geçilemeye- cektir, Amerika, AP idaresindeki Türkiyenin yürütülmesinde bir söz sahibi olmayı, AP-'nin zafer kazan, ması için yapmış bulunduğu sela- metli yardımın tabii bir karşılığı sa- yacaktır, Süleyman Demirel, bu devleri şi- şelerinden çıkardıktan sonra onları tekrar şişelerine (osokacak kadar da mahir midir, yoksa ihtiyatsız bir kü- AKİS İle "istemezdim ama, böyle oldu" gi- bilerden bir tavır takınan Bilgehan Demirelin yanında kaldılar. Talât A- sal, ayrılmadan önce son bir ümitle kapıdan kafasını uzattı ve: "— Beyfendi, bana bir emriniz var mı?” diye sordu. — Hayır Talât bey, gidebilirsiniz" cevabını alınca da kös kös uzaklaştı. Sanayi Bakanlığından Çalışmaya ak- tanlacağı ve yerine milyoner iş adamı Feyyaz Köksalın getirileceği yolundaki haberi duymuş olan Ali Naili Erdem asık suratla çıktı gitti. Mehmet Tur- gut ise sert bir eda ile, kapıda bakli- yen Bakanlık arabasını ogönderdi ve H.P. için mar mı oynamıştır? Bunu anlamak için Türkiye, fazla beklemek zorunda kalmayacaktır. Demirelin ihtiyatsız bir kumar oynamış olmasının daha muhtemel bulunması, önümüzdeki devrede CHP'nin rolüne önem kazan- dıracaktır. CHP şimdiye kadar hep, İnönü- nün şahsı veya İnönünün fikirleri etrafında birleşmiştir. önem vererek gerçekleştirdiği Demok- ratik Türkiyeyi, bir de ihtilâl badi- resinden sıyırarak, tekrar, iktidara oyla gelinen bir memleket haline ge- tirmiştir. Mecliste bir çoğunluk İnö- nü karşısında birleşince İnönü ema- neti devretmiş ve bir şey olmamıştır. Memlekette bir çoğunluk AP için bir- leşince AP iktidarı almış ve bir şey olmamıştır Biç kimsenin hayal et- memesi lâzımdır: 1961'de iki alter- natif vardı ve bunların biri İnönülü İktidar, öteki parlâmentonun feshiy- di. Ondan daha sonra, 22 Şubatta da. Aydemir Sergüzeştini yenen iradenin sadece İnönü görmezliğe gelmekte yoktur. Türkiye, o maceranın ezil. mesini takiben düzlüğe çıkmıştır. Şimdi onu düzlükte yürütmek, artık ve bâlâ İnönünün ödevi sayılmamak gerekir. CHP'de veya, memlekette, "Nasıl olsa İnönü var" diye, "İnönü CHP'yi bırakamaz, İnönü memleketi bırakamaz" diye her şeyi oyapmak, sonra kırıkların tamirini gene ondan istemek devri, insanlar fâni olduğu- na göre bir gün mutlaka kapanacak- tı. Bunu, kaderin veya ecelin takdi- 30 Ekim 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: