4 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

4 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

O NL AR «Evet, biz Kuruk'lar yenildik.» “Dün Köleydik, Bügün Halkiz". Yazan: G. Paloczy Horvath. İngi- lizeeden çeviren: S. Belli, Öüsöz: E, Tüfekçi. Bilim ve Sosyalizm Ya- yınlatı: 2. Sorünilu yönetici: Süleyman Ege. Kurtuluş Matbaası Anka- ra, Mayıs 1966. Baliçelievler, 22. Sokak No: IZ/A - Ankara. Sanki bir destan okuyorum: “Halk ihtilâli bir halk savaşina döndü. Beylerimiz bizim üstümüze ordular gönderdiler. Bu ilk orduları yendik. Bunun üzerine, her zaman yaptıkları şeye, yabâlıcı yardımına başvur- mak istediler, yardım dileğinde bulundular. Alman İmparatorundan ve Polonya Kralından (..) Ve Dozsa -Köylüler Kralı- yenildi. Savaşta bizden 20 bin kişi öldürüldü. (.) Dozsa için demirden bir taht ve taç yaptırırlarken, onun hapsedilmiş pi- yade erlerine de tai iki hafta yiyecek hiçbir şey vermediler. Birçoğu kirildı.” Köylüler Kralı Dözsa, ateşte a- #artılmış tahta oturtuldu ve başı na da “nâfa beyza” Haline getiril miş ölüm tâcı geçirildi. “Ve asker- lerini, onun yanmış etihi yemeye zorladılar, (...) Şimdi sıra bizdeydi. Ülkehin her yanında bizden 70 bin — türlü iğrenç usullerle öldürül. dü. (..) Transilvanyanın büyük oli- garkı Janös Szapolyai, kocalari ve babalari ihtilâle katilmış bu Köle kadın ve çocukların da vaşamasının tehlikeli oolduğunü düşünüyordu. Bunların da binlercesi Kılıçtan ge- çirildi; geri Kalanlârı da sağlam ka- leler içine kondular ve buralarda açlıktan öldüler. Beylerimiz daha sonra, öc alma hırslarinın biraz va- tışüğı zaman, eski haçlılar yakala: dılar mı âlınlarına haç biğiminde bir yanık Yârası yaparlardı. (...) Kutsal Haç, bir direnme sembolü haline geldi. Biz öflâ Crux diyeme- yiz, 'Küruk' deriz. Yüzyıllar böyun- ca Ve bügün de biz kendi köridimize hep. Kürüuk demişizdir. (..) Evet, biz Kuruk'lar yenildik.” Dişarda: masmavi bir mayıs gö- gü. İşçiler kıtaç arsada kazma Sal- pd ncecik bir kiraz ağacin- a kirazlar kızarmış. Açık pencere- ye başkentin gürültüsü doluyor o- dâma, Beh bu sözleri Max Beer'in “Sos- yal Mücâdeleler Tarihinden mi o- kuyorum, o “Anadolu İsyanları”n. dan mı, “Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin Destanı"ndan mı, Ho. vard Fast'ın “Spartaküs”ünden mi, minden mi okuyorum, bilmiyorum. Yoksa, okuduğun eser faşist Hor- ti röjiminden kâçıp İngiltereye sı- ğnlan macar sosyalistlerinden G. “Dün Köleydik, Bügün Halkiz” Destün gibi.. Palöczy Horvath'ın “Dün Köleydik, Bugün Halkız" adli eseri mi? Bu gü zel mayis gününde herşey öyle içiçe, herşev öylesine pk ki... Son “aylarda çok güzel eserler çevrildi, yazıldı, yavımlandı Türkiye- de. Sol Yayınları, 27 Yayınevi, Sos- yal Adalet, Sosyal o Yayınlar, gr Tepe İzlem, Dost, Yön, Hür, Dö- em yayınevleri okadar güzel eser- e? v er ab meyi işini önce, Ol ide n emiyor, Y daki “Bilim ve Çİ vel Yayınları'nın ikinci er “Dün Köleydik, Bu- gü Halkız” bi böyle bir eser, Baştan sona, soluğunuzu kısıp okuyacaksı- nız, sonra yeniden başa dönecek, yine soluğunuzu kısarak okuyacak- Ee Bir ülkenin, Macaristanın, bir halkın, macar halkının 1500 yıllık köylü hareketleri târihi ancak buka- dar güzel verilebilirdi! Gücüm yetse de birgün Anadölü halk hareketle- rini anlatmağa kalksam, herhalde. G. Paloczy Hörvath'ın anlatımını seçerdim. “Biz” diyor Horvath'ı €- serinin kâhramanı, vani o halkin kendisi, “biz, macar , imağar- lar, macar köylüleri.” ve 1500 yili tâ Atilladan 1944'e kadar, erişilme- si Zor bir güzellik ve güçlülükle, sel gibi akıtıyor gözlerimizin önünde, Toprak köleleri, pustza'lar, beyler, soylular, büyük soylular, küçük söy- lular, açlıklar, hayvanlarla içiçe bir "yaşam, İsaya bağlânma ve tötem- lerden kopamâma, beylerin savaş- ları, macarcadan başka hiçbir Şeyi bulunmayan halk, vergiler, öşürler, toprakla birlikte alınıp satılmalar... Türküleri, Şiirleri, açlıkları, girin Irkları; masallarıyla âdeta halkımız, biz! “Ülkemiz bedetiyin ülkesiydi; biz hristiyan (değildik. Gerçi biz de yeni Tanrı'ya dua edi- yorduk; hakkında fazla birşey duüy- imamışsak da İsa'yı seviyorduk ve Meryem'e âşıktık. Ama biliyordük ki, Orman Ruhları, bataklığın Tan- rısı, Periler, göğsümüzün üstünde o- t Kâbus, Cadilar, Demir Burün- lu Cadi ve daha başkal e önemliydiler. (..) Hristiyanlık bi- zim için hurafeden fazla birşeydi. Yavaş yavaş eski inançlarımızı yi- tirdik yitirmesine âma, ev ti da obur ve di na bat “« hüzur dönmüştük; acı doluyduk, Töpra- ğın, tarlaların, orm , bataklik- larin gazabinı nasıl yatı > 21 uk. Ne Eski Allah'ı ymemdfiün ta i- ni biliyorduk, ne de yenisine dua , Sonra da alım satım, iyi sal i sikkeler... (...) mea İncil'i seviyoörd acarca 0) İncil'de iyi baletler vardı, had in cil yasak bir kitaptı; nedeni yasak Hayır, Horvath macar halkını, imâcar köylüsünü değil, türk halkı- w Kü <7 Dm

Bu sayıdan diğer sayfalar: