8 Temmuz 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

8 Temmuz 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS lik bir ziyafet verilmiştir. Kasabanın okumuş, tanınmış bir genci olan Eczacı Oğuz Söğütlü tarafından ve- rilen bu ziyafete, Kaymakam ile Sav- cı yardımcılarından biri de katılmış- tır. Aşık Mahzuninin saz çalıp tür- kü söylediği ziyafette yenilmiş, içil- miş ve geç vakte kadar eğlenilmiş- tir. Mazisi ve kimliği meçhul şahıs ise, görevi sebebiyle başmisafir o- larak ağırlanmıştır. Bu ağırlanmada, alevilerin dini duygularını istismar suretiyle kazanç sağlama amacım güden, "Ehlibeyt" adındaki gazete- nin -ki bu gazete, bundan birkaç ay önce kapanmıştır- de rolü büyük ol- muştur. Zira, "Ehlibeyt" adlı bu ga- zete, bu, mazisi ve kimliği meçhul şahıs tarafından çıkarılmakta idi. Bu şahıs, Ehlibeyt gazetesi sorumlu- su olarak âşıklar tarafından iltifat günlüğü için, çevresinde, etkili ve sözü geçer kimseler bulmuştur. 1938 yılında, Dersim olayları sı- rasında babasıyla bazı yakınlarının ağır cezalara çarptırıldığı bilinen bu şahıs, bir ara Amerikaya kaç- mış, amerikan ordusunda görev al- SAHA -D.P. yıkılmıştır ya..- Feyzioğlunun kulağını çekmektedir. Bayann Ba- kanının söylediği sözler, işte: "Gerçi bu parti kurucularının çoğunu sevmem, sevebilmeme im- kân yoktur. Maruz kaldığımız bü- yük felâkette ve adaletsizlikte on- ların da payı vardır. Bu yönden günahları büyüktür." Ancak, Bayarla Bakanlarının gönülleri geniştir. Yardımcı devam ediyor: "Ama memleket ve millet işle- rini düşünürken şahsi ilişlerimiz- den, kinlerimizden kurtulmaya mecburuz. Aksi takdirde bu mü- barek topraklar dirilerimizi barın- dırmaz, ölülerimizi kabul etmez... Etse de hakkım helâl etmez ve e- meklerini haram sayar. Onun için millet ve memleket hesabına her kötü düşünceden sıyrılmak vatan borcudur hepimiz için. Dediğim gibi GP. li zevatın ço- gunun bir yönden günahları bü- yüktür. Fakat günahlar ne kadar büyük olursa olsun, intibahlar, pişmanlıklar ve iyi niyetler daha 8 Temmuz 1967 mış ve bundan 10-15 yıl önce Tür- kiyeye dönmüş olan Doğan Kılı Şeyhhasenanlıdan başkası değildir- Dört yıl önce, "komünist - kurt- çu" olarak yakalanan ve tevkif edi- lerek Askeri Mahkemeye verilen bu şahıs, maceraperest bir kimse ola- rak bilinmektedir. 1957 yılında CHP- den kovulmuş, 1961'den sonra TİP'e alınmamış, AP'de ise kendisine hiç şans tanınmamış olan bu şahıs, niha- yet, bir yıl önce kurulmuş bulunan Birlik Partisini en uygun ortam ola- rak seçmiştir. BP'nin sözcülüğüne bu nedenle heveslenmiş ve partinin yayın organı olan "Ehlibeyt"i de bu nedenle çıkarmıştır. Ne var ki, 9-12 Haziran tarihleri arasında kendisi- ni gerçekten samimi bir şekilde a- ğırlıyan Elbistanlılar, durumu bil- mediklerinden, iltifat ve itibarda kusur etmemişlerdir. Ancak, Doğan Kılıç adlı bu şah- sın, 11 Haziran gecesi, için düzenle- nen "Ehlibeyt gecesi"nde bulunması- nın sakıncalı olabileceğini ilk sezen, Aşık Mahzun! olmuştur. Kaptırdığı parasını çıkarmak için onun peşine NE | büyük çapta avdet ederse günah- lar her zaman kabili af olur." Nasıl? Bizim Kayserili profesö- rün işi iş, değil mi? Bakınız, Bayarın Bakanı -Yar- dımcı geçenlerde Demireli bir gü- zel sıvamıştı- G.P. hakkında ne ka- dar mültefit: i "İyi bir programla ortaya çık- 1... Sarıldığı ilkeler Türk Milleti- nin arzu ettiği ve benimsediği il- kelerdir. Siyasi davranışlarının iyi bir is- | tikamette seyrettiğinin aksi iddia olunamaz. Ve nihayet "Biz yıkıcı değil, yapıcı bir muhalefet olacağız' de- mektedirler. Sadece demekle kal- madıklarım da görüyoruz... Yapı- cı muhalefeti Parlamenter formu- lâsyonda fiilen ve iyiden iyiye kul- landıktan apaşikâr... Muhtelif me- seleler hakkında Mecliste yapılan müzakerelerin bir çoğunda ezcüm le plân konusundaki fikir ve ka- naatleri, kullandıktan oylar tenki- din yanı başında yapıcı bir muha- lefet olarak çalıştıklarının da en son delillerindendir." YURTTA OLUP BİTENLER düşmüş, kasaba kasaba kendisiyle dolaşmak zorunda kalmış bu- lunan Mahzuni, bu sebeple, Oğuz Söğütlünün ziyafetinden sonra, Se- merci Kâmilin dükkânında Doğan Kılıça gece programa çıkmaması için engel olmağa çalışmıştır. Ger- çekten renkli, hoşsohbet bir kimse olarak tanınan Semerci Kâmil, saat 19'dan 20'ye kadar, Mahzuniye, ge- ceye katılmaması için ricada bulun- muştur. Bu, belki, bir önsezinin, belki de bir ön-istihbaratın sonuca- dur. Zira Semerci Kâmil adıyla ta- nınan bu şahıs, Elbistanlıları çok iyi bilen ve Mahzuniyi de çok seven bir kimsedir. Bu itibarla, onu alı- koymak için ricada bulunurken el- bette bir bildiği olmak gerekir. Ancak plânlar, gözüpek bir ale- vi olarak bilinen Zerdekeşli Hüseyin Semerci Kâmilin dükkânına gelmesiyle bozulmuştur. Zerdekeşli Hüseyin Ağa, tuttuğunu koparan bir kimse olarak bilindiği için, hem Mahzuniyi, hem de Doğan Kılıçı, gecenin düzenlendiği yazlık sinema- ya götürmekte gecikmemiştir. Ona "Eh, artık iş üç nalla bir ala kaldı demektir. Ama, korkulur, bu at gala demirkırat olacağa benzer.. dersiniz, A.P.'liler? Siz, PA vi böldük!" diye sevinirken... Turhan Feyzioğlu

Bu sayıdan diğer sayfalar: