18 Aralık 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Aralık 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m İŞ Sahife 10 bi FENNİ BAHİSLER Ameliyatta narkoz Kendisine cerrahi bir ameliye yapılması icabeden hastaya, ame- lyatta ağrı hissettirmemek için kullanılan © usullerden biri de narkoz - tenvimdir. Saint - Louis hestanesi cerrahı ve Paris tıp fa- kültesi ( profesörlerinden ( Paul Lecân (cerrahinin tekâmülü) ismini verdiği eserinde (Iyi bir operatör fena bir narkozla fena bir ame- liyat ve fakat fena bir operatör iyi bir narkozla çok iyi bir ame- liyat yapar.) diyor. Muvafık şeraitte idare edileh bir narkozun, ameliyat esnasında, operatöre bahşedeceği kolaylık düşünülürse, bu sözün isabet ve kıymet derecesi pek güzel anla- şılır. Narkoz , herhangi bir ilâçla, hastayı uytmak suretile, zarar vermiyecek şekilde hissini iptal etmek olduğuna göre, bu işi, .bütün icabatile öğrenmiş kimseler, ve bilhassa, son fransız cerrahi kongresinde tekarrür ettiği veçhile, tercihan narkoz hekimlerinin yap- ması en makul ve muvafık gö- rülmektedir. Son tetkiklere .göre eşhas üçe ayrılmaktadır : 1 - Vagotonik olanlar, 2 - Normal şahıslar, 3 - , Sampatikotonikler. Kendisine narkoz verilecek bir hastanın bu üç zümreden bangi- sine menşup olduğunu tayin etmek ve ona göre lâzım olanı yapmak hekimin en mühim vazifelerinden biridir. Bunun ifasından sonra yapıla- cak ameliyata göre en münasip narkozu tayin edebilmek için ame- liyattan evel hastanın bütün cihaz- larını muayene etmek lâzımdır. Meselâ: Teneffüs cihazı müsait “olmıyan hastaları eterle temvim etmek mahzurdan salim değildir. Kloroformu ise karaciğeri hasta olanlanlar kullanamazlar. Narkoz için müstamel diğer bütün ilâçların kullanılması, arzuya göre değil ancak, hastanın taham- mwülüne ve sıhhi vaziyetine göre intihap edilir. Bu veçhile, gayet dikkatli ve düşünceli iş görüldüğü halde de, iptali histen sonra bazı rahatsız- lıklar ve hadiseler vaki olmakta- dır. Buna karşı fen, eli bağlı ve âciz bir halde kalmamış, iptali histen ve ameliyattan sonra tedavi hakkında, hastayı sıhhate erişti- recek çareler bulunmuştur. Garp tababeti cerrahiyesinde mevcut olmasına rağmen, mem- leketimizde (narkoz hekimliği ) henüz teessüs etmemiştir. Fakat umumi sıhhatı, nufusu muhafa- zaya ve teksire muhtaç olduğumuz için ilmin bu şubesine, her milletten fazla, ehemmiyet vermemiz ve bunun vucut bulmasına bütün va- saitimizle çalışmamız elzemdir. Doktor Süleyman Sırrı istiridye kabuklarından yapılan balıkhane Londra 16— Londranın Billings- gate mahallesinde bir temel kazı- lırken 2000 sene evvel Romalılar tarafından istiridye kabuklarından yapılan büyük bir balıkhane bir limanın temelleri meydana çık- mıştır. Şimdiye kadar toprak al- tından yüz ton istirdye kabuğu çıkarılmıştir. Henüz gömülü olan kabukların ağırlığı 120 bin ton tahmin edilmektedir. Iki bin sene evvelki iptidai vasıtalarla bu kadar çok istiridye kabuğunun nasıl olup da birik- tirildiğine hayret edilmektedir. 50 milyon dolarlık tablo Nevyork , Amerikada meşhur ressam Ram- brandtın 175 tablosu bulunduğu anlaşılmıştır. Bu tabloların kıymeti 50 milyon doları buluyor. 16 ( Hususi ) — Korsikayagide Akşam, ii vi rs, nkuvvetler geri dönüyor Yukarıda bir zırhlı otomobil ve korsika dağlarının manzarası, ortada Spadanın son ilicagâhı ve civarı, aşağıda, Spada, iki haydut ve geçen sene öldürülen Romanetti © Bir buçuk aydanberi Korsika adasında bulunan seyyar jandar- ma müfrezelerinden mühim bir kısmı Fransaya avdet etmiştir. Diğer © jandarmalar da yavaş yavaş döneceklerdir. Korsikada adaya mahsus“ jandarmalarla her biri otuz kişiden mürekkep üç seyyar müfreze kalacaktır. Jandarmalar bir buçuk ay içinde Korsikada epice iş görmüşlerdir. Bunun en mühimmi Magui denilen ve şimdiye kadar hükümet nüfuzu olmıyan sahada hükümetin kuv- | vetini göstermeleridir. Burada şüp- heli yüzden fazla adam tevkif edilmiştir. Asıl aranılan haydutlar ancak kendilerinin bildikleri yollardan dağlara iltica ettiklerinden bunlar ele geçirilememişlerdir. Bunların aşağıya inmelerine mani olmak için icabeden tedbirler alınmıştır. Son günler zarfında haydut Bartali'nin amcası hükümet kuv- vetlerine teslim olmuştur. Diğer taraftan genç haydutlardan Car- della da kendisini takip eden jandarma omüfrezelerininin eline düşmüştür. Bu genç haydut, geçen sene iki jandarma tarafından yakalanarak merkeze getirildiği sırada su içmek bahanesile jandar- malardan çeşme önünde durmak müsaadesini aldığı sırada o civar- da bulunan şaki Bartali arkadaş- larile yetişerek jandarmalara ateş açmış ve onları öldürdükten sonra bu haydudu kurtarmıştır. Seyyar jandarma kuvvtleri şim- di Bornea ile Spadarın izlerini bulmak için çalışıyorlar. İkinci bir yuvarlak masa konferansı si Hint meselesini halletmek için toplanan yuvarlak masa konferansı neticesiz kaldıktan sonra Birmania meselesini halletmek üzere Londrada ikinci bir yuvarlak masa konferansı toplanmıştır. Bu konferansın da neticesiz kalacağı tahmin edilmekle beraber şimdilik m”akere devam ediyor. Resmimiz konferansı içtima halinde gösteriyor. | 18 Kânunuevvel 1931 al da Kari mektupları Gençleri evlenmeğe sevketmeliyiz Bir kadın imzasile aldığımız mekuptan: Bekârlık vergisi diye yeni bir vergi ihdasının teklif edildiğini ogazetenizde okudum. Bu vergi ile izdivacın artıp art- mayacağını bilmiyorum. Her halde şurası muhakkak ki bir genç kızın hayalinde daima evlenmek, bir yuva kurmak arzusu vardır. Halbuki erkekler böyle midir? Bekârlığı evliliğe tercih etmek, * daldan dala konmak, Beyoğlu âlemlerinde gezmek âdeta moda oluyor. Gençliklerini bu suretle geçirenler düşünmüyorlar ki saç- ları ağarıp döküldükten sonra bunlar pek acıbir vaziyette kala- caklar ve evlenmediklerine piş- man olacaklardır. Bu günkü gençliğe evlenmeğe heves edecek “bir terbiye ; veril- melidir. o Evlenmek © hususunda görülen lâkaydı ciddi surette düşünülecek bir şeydir. Yemeklerimiz ve ahçılar Yemek meselesi hakkında lo- kantacı Ali efendinin beyanatın okudum. Ali efendi “birkaç usta ahçı kaldı, yenileri de yetişmiyor, diyor. Bu beyanat biraz mübala- galı olmakla beraber şurası mu- hakkaktır ki bizde ahçı yetişme- mesine sebep ahçılığın aşağın bir sanat sayılmasıdır. Halbuki Avru- pada ahçılığın en mühim sanat- lardandır. Orada, mahir bir ahçıya bir sanatkâr muamelesi edilir. Sonra orada akçıların aldıkları maaşla bizim ahçıların aldıkları para arasında nispet yoktur. Burada ahçı maaşları 15 ile 35 lira arasındadır. Mektep açmak kolay bir iş değildir. Bunun için bir bina, 50-60 kişi alacak asri mutfak ve sair tesisat lâzım, Bu tesisat için de 60-70 bin lira sarfı icap eder. Fikrimce biz, mektepten evvel akçılığı hakir görmeği birakmalı- yız. O zaman bu meslek ileri gider. Bir ahçı Ceviz mi ihrac etmeli, ceviz kütüğü mü? Gazetelerde okudum: Son za- manlarda ceviz kütüğü ihracstı fazlalaşmış, ticaret odası bunu memnuniyetle » karşılıyor. Fakat bana kalırsa bu meselenin üze- İ rinde biraz durmak lâzımdır. Ceviz kütüğü ihracı çoğalırsa o nisbette ceviz ihracatımızın aza- lacağı tabiidir. Acaba ceviz küj tüğü mü yoksa ceviz ihracatı mı çoğalmalıdır? Elli senede ancak yetişebilen kütükler için ağaçları feda etmiyelim. A. B. Tepebaşı ile Beyazıt arasında tramvay Ben iş adamıyım. Gündüz 7 ile 7 buçuk arasında evimden çıkar işime giderim. Beyoğlunda Kroker civarında (oturduğum için bu civardan tramvaya binerim. Bazan Tepebaşı bazan da Gıncı daire istasyonunu tercih ederim. Fakat bu saatte Harbiyeden, Maçkadan, Kurtuluştan, Taksimden gelen tramvaylar Tepebaşına Krokere gelinciye kadar eyice dolar. Tepebaşından, Kurukerden bu tramvaylara (oObinmenin imkânı kalmaz. Bunun için tramvay şir- ketinden Tepebaşı - Beyazit ara- sında bir hat yapmasını rica ederim. Eğer şirket bunu nazarı itibara alırsa bu civarda oturan iş adamlarını pek memnün eder. K.L. hasmı

Bu sayıdan diğer sayfalar: