31 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

31 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Y Her gece bu zırhlıda esrarengiz sesler duyulur, bir amerikalı bahriyelinin iskeleti görünürmüş!... Atina 25 (Hususi Muhabirimiz- den) — Size bu mektubumda, inanılmıyacak bir hadiseden bahs- edeceğim: Şimdiye kadar cadılı evlerden, perili mağaralardan ve saireden (o bahsedildiğini işitip dururduk. o Fakat cadılı zırhlı efsanesi, ilk defa burada duyul- du, ve bir haftadır ortalığı allak bullak etti... On gündenberi devran eden bu şayia efkârı umumiyeyi şiddetle işgal ediyor ve gazetelerin sütunlar dolusu yazı yazmalarına sebep oluyor. Hadiseyi anlatayim: 1912 senesinde, Yunanistanın Amerikadan satın almış olduğu Kılkış ve Limni namında iki zırh- lısı vardır. Bu zırhlilardan Limni- nin cadılı olduğu hakkında, Yu- nan bahriyesinde senelerdenberi, kanaat halinde hüküm süren ve kat'iyetle inanılan bir efsane var- dır. Her gece, tamam gece yarısı zırhlınım ön tarafında, şiddetli çekiç darbeleri duyuluyor, ve ara sıra Amerikalı bir bahriyelinin beyaz bezlere sarılmış iskeleti, yunan babhriyelilerine görünüyor- muş.. Yunan bahriye nezareti, her gece msfülleyilden sonra tekerrür eden bu esrarengiz darbelerin nereden geldiğini ve ortada bir işgüzarlık bulunup bulunmadığını tahkik ve tesbit için birçok defalar, tahkik komis- yonları teşkil etmiş, geminin ön tarafında uzun uzadıya taharriyat yapılmış, fakat geceleri tekerrür unan bahriyesinde cadılı bir zırhlı varmış: Limni.. eden bu gürültülerin, darbelerin sır ve hikmeti bir türlü anlaşıla- mamıştır. Limni zırhlısında Yunan zabitan ve tayfaları, gemide cadının mev- cudiyetine kati surette inandıkları cihetle, bilhassa geceleri büyük bir korku içinde yaşıyorlar ve gürültülerin geldiği zırhlının on tarafına, bilhassa geceleri hiç uğramıyorlarmış. Bu hal senelerbe demam etmiş, en nihayet Limni zırhlısı topları makineleri çıkarılmış ve hurda halinde satılmak için Pire tersa- nesine çektirilerek şamandıraya bağlanmıştır. Geçen hafta, kış manevraların- dan avdet eden Yunan filosunun Yeraks ve Aetos torpito muhrip- leri, tersanede (Ometruk Limni zırblısının o yanında (o palamara bağlanmışlardır. Bu iki torpitonun mürettebatı, her gece saat tam on ikiyi çalmağa başlayınca, yan- larında duran eski zırhlının ön ta- rafından gelen esrarengiz derbe- leri duymağa başlamışlardır. Yeraks torpitosu zabitanı, bu gürültülerin zırhlının denize atıl- mış zincirlerinden ileri gelip gel- mediğini tahkik için gemiye bir komisyon (göndermişler, fakat bunlar da gürültülerin zincirlerden gelmediğini görmüşlerdir. Bu hal, Yeraks ve Aetos tor- pito muhripleri tayfaları arasında bir çok münakaşaları mucip olmuş ve efrat bu esrarengiz gürültüleri duyabilmek için geceleri nöbet beklemeğe başlamışlardır. Bundan bir hafta evvel, Yeraks mürettebatından 12 nefer, nöbet beklerken saat on ikiyi çalmağa başlayınca, Limni O zırhlısından darbeler duyulmağa başlamış ve tayfalar da bunları daha iyi işide- bilmek için kafalarını lombuzlar- dan uzatmıştır. Bu sırada Yeraks torpitosu anbar memuru Yotas bir çığlık kopararak bayılmış, dili tutulmuş, hafızasını kaybetmiştir. Gemici acele hastahaneye kaldırılmıştır. Yapılan tedavi neticeşinde, dili tutulan nefer, yavaş yavaş kendine gelmiş, ve başından geçen mace- rayı şöyle anlatmıştır : —Arkadaşlarımla beraber, lom- buzdan kafamı uzatarak Limni zırblısın teknesinden gelen darbe- leri duyarken, zırhlının bir lombu- zından kafasını ve elini uzatmış beyazlara sarılı bir iskelet gör- düm. Korkumdan bayıldım. Artık ötesini bilmiyoru... Hadise bundan ibarettir. Yaşadiğımız asır, böyle cadı hikâyelerine inanılabilecek bir devir olmamakla beraber, yunan bahriyesinde ve efkârında, Limni zırhlısmda ara sıra taifa kıyafetinde görünen bir cadı bulunduğuna sureti katiyede ina- nılıyor. Yunan bahriye nezareti, bahriye efradı arasında müthiş bir korku ve panik uyandıran bu cadıyı zırblıyı biran evvel parçalayıp elden çıkarmağı düşünmektedir. yo Meksika da altın topluyor pa j Çil çil liralar torbalarla depoya taşınıyor i De Db Son zamanlarda dünyanın her tarafında bir altın biriktirmek hırsı var. Her devlet altın mevcudunun daha fazla olması için çalışıyor, hariçten altın satın alıyor. Bu cereyandan Meksika hükümeti de uzak kalmamış, Amerikadan mühim miktarda altın satın alınıştır. Bunlar darphanede basılarak torbalar içine doldurulduktan sonra milli bankanın depolarına nakledilmiştir. Resmimizde altın dolu torbalar grülüyor. kkk mı € Balkan kup Bosna mektupları ası maçları nasıl yapılacak? lik maç Türkiye - Romanya Dağda kış sporu Saraybosna 22 (Hususi) — Yu- goslavya futbol federasyonu ge- çenlerde toplandı. Bu içtimada “Balkan kupası,, maçları için bir program yapıldı. Bu programa nazaran Yugoslav sporcuları, Bal- kan kupasına iştirak edecek olan Türk, Yunan, Romanya ve Bulgar sporcularını kendi hudutlarında istikbal edeceklerdir. İlk müsa- baka büyük Yugoslavya stadyu- munda Türkiye - Romanya ara- sında yapılacaktır. Bu müsabakanın tarihi 25 haziran olarak tesbit edilmiştir. Balkan kupasına iştirak edecek olan sporcular bunun için 24 haziranda Belgratta buluna- caklardır. 26 haziranda Balkan sporcuları büyük statta bir resmi geçit yapacaklardır. Aynı gün Türkiye - Yunanistan, Yugoslavya - Bulga- ristan maçları yapılacaktır. Hazi- ranın yirmi yedinci günü sporcular şerefine milli tiyatroda fevkalâde bir müsamere verilecektir. 28 haziranda Türkiye - Bulgaristan, Yunanistan - Ramanya maçlar yapılacaktır. Ertesi günü sporcular Avalaya gidecekler ve civarı gezeceklerdir. 30 haziranda Yuguslavya - Yu- nanistan, iki temmuzda Yunanis- tan - Bulgaristan, Yuguslav - Ro- manya maçları yapılacaktır. Netice evvelce anlaşılırsa kupa galip takıma son maçların yapıldığı gün iki haftayım arasında merasimle verilecektir. o Kupa © verilirken askeri muzika çalınscaktır. Size Obu münasebetle üstatlardan bahsedeceğim. Yugus- lavya da iki büyük stat vardır: Yoguslavya üstadı, “ B. 5. K., stadı.. Her iki stadyum da Avrupanın en mükemmel stad- yumları . derecesindedir, 20 bin seyirciyi bolbol alacak olan stad- biraz yumlar gayet nefis birer çimen- liktir. Dünyanın her tarfında spora arasında yapılacak yapan bir grup karşı halkın “alâkası ve rağbeti vardır. Fakat Belgrat halkı spora bilhasssa futbol maçlarına son derece ehemmiyet vekmektedir. Burada bir futbol maçı olduğu zaman bütün halk birden stad- yume koşar.. Halk arasında deh- şetli bir klüpçülük vardır. Klüp taraftarları maçlar esnasında taraf- tarlıklarımı pek büyük, pek fazla bir hararetle izhar ederler. Stadyüm, Taksim stadyüsü man- zarasını alır: — Dayan Zekil.. — Haydi leblebi.. — Bravo Nikat!, — Şüt. Şüt be.. — Pas Alâ. Pas.. Seslerine benzeyen teşvik nida- ları işidilir. Geçen gün burada Belgrat ve Zagrep muhtelit maç- ları yapıldı. Havanın fena olma- sına rağmen stadyomdaki seyirci ler 20,000 kişiden aşaği değildi. Zagrep takımının oyuncuları en seçme, en kuvvetli futbolculardı. Müsabaka pek hararetli oldu. Daha ilk dakikalardan itibaren Zagreplilerin faikiyeti göze çarpı yordu. Bu faikiyet oyunun sonuna kadar devam etti. Zagrepliler 1-6 galip geldiler. Belgrat takımı bir maçta ken- nisinden beklenilen oyunu göste- rememişlir. oZagrep (takımında Hitrets, Jivkoviç gibi beynelmilel futbolcular vardır. Burada son zamanlarda kar ve kış sporları büyük bir rağbet görmektedir. Bilhassa gençler her gün dağ, tepe kayıyorlar. Son günlerde hava yene kara çevirdi.. Bu kar sporu ile uğraşanların yüzünü büsbütün güldürmüştür. Kar sporcuları bir türlü kışın bitmesini, yazın gelmesini istemi- yorlar, Karın biraz arkası kesile- cek olsa kış sporu yapanların yüzleri asılıyor.. Hele dağ otelci- lerinin keyifleri adamakıllı kaçıyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: