31 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

31 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ia kı) Bai 31 Mart 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Belediye misin , ey sevgilim?... Fransızça caprice (— kapris) diye bir kelime vardır ki, adeta beynel- milel bir mahiyet iktisap etmiştir. Gayet mütelevvin bir huy demek- tir. Günün birinde aklına esipte en olmadık şeyi yapan, ertesi gün ondan cayarak taban tabana zıddını icraya kalkışana, Fransızlar, capriciceux (— kaprisyö) derler. Şimdiye kadar, şuara, sade “deniz , ile “kadın ,ı kaprisçi- liğe misal gösterirlerdi. Meselâ, merhum Tevfik Fikret'in, “balıkçı- lar, şirindeki: Deniz kadın gibidir, hiç ihanmak olmaz ha, Mısra, tam kapris'i anlatan bir mısradır. Ne yazık ki, şuara bu meyanda, Türkiye'deki bele- diyeleri unutmuş. Bana kalırsa, belediyelerimiz, caprice (— kapris) mefkumunu anlatmak için en mükemmel numunelerdir. Öyle değilmi ya: Günün birinde, birde bakar- sınız, önleri ışportalı küçük sokak satıcıları, köşe başlarından kopa- rak, tabanları kaldırmış kaçışı- yorlar... Ne 0?.. Yangın mı var? Hayır, belediye memurları geliyor. Fakat, bir kaç gün sonra, bu kaprisi geçiyor. Vesikasız seyyar satıcılar, belediye memurlarının gözü önünde, serbest serbest dolaşa biliyorlar. Bu sefer, yeni bir Kapris : Meş- herlerini kaldırım üzerine çıkartan dükkâncılar, uzaktan memurları görünce mallarını alelacele içeri kaçırıyorlar, Bittabi, bu modada, bir hafta bile sürmüyor. Serğiler, gene kaldırım üzerinde... Derken, günün birinde, düdük- ler çalınıyor taramvaylar durdu- ruluyor : Arabalar yürürken inip binmek memnu... Hatta, demir kapılar kapanmadan vatman vites oynatamıyor... Hele nizamın ak- sine, tramvay yürürken inip binin bakalım, Omuzunuzda bir el: — Buyurun karakola... Aman zaman para etmez... Verirsiniz cezayı nakdiyi.. Fakat, bu, sade bir günlüktür. Ferdası gün, memurların önünde râhat rahat arabalara allıyabilirsiniz; kapılara salkım misali asıla- bilirsiniz... Belki yarın, yere tükürenden ceza alınacaktır. Belki öbür gün, pencereden sokağa çöp &tan tecziye edilecektir. Belki daha öbür gün, yine taksiler durduru- larak, şoförler haşlanacaktırlar... Bunlar malüm değil... Belediyenin o günkü kaprislerine tabi şeyler... Belediyenin bu günkü kaprisine gelince... Dünkü gazetelerden birinde bir resim var, Üniformalı memurlar, Sirkeci caddesinde, bir arabacıyı çalapaça yakalamış, karakola sürüklüyorlar, ne 0?.. Bu arabacı cinayet mi işlemiş; Hayır, sadece, arabasına nizam- name mucibince ancak yedi çuval yükletmek hakkını baizken dokuz | Tenvirat, tanzifat Belediye fazla varidat almak yolunu arıyor Belediye tenvirat ve tanzifat resimlerinin çoğaltılması için şehir meclisine teklifte bulunmuş, fakat meclis bütçe encümeni teklif edilen nispetleri doğru bulmıyarak teklifi iade etmişti. Belediyenin teklif ettiği nispet- lerde vergi alınsaydı yüksek iratlı binalar, küçük varidatlı binalara nispetle daha az vergi verecek- lerdi. Belediye muhasebesi, şimdi buna imkân vermemek ve yeni bir nispet bulmak üzere tetkikat yapmaktadır. Belediye, hazirandan itibaren tenvirat ve fanzifat vergilerini yeni esasa göre almak istediğinden ve şehir meclisinin nisan içtima- ında müzakere ettirmek üzere yeni teklifi bugünlerde yapacaktır. Ecnebi esnaf Polis bunların bir cetvelini yapacak Polis merkezlerine gönderilen yeni bir emirde ber merkezin kendi mıntakası dahilinde bulunan küçük esnaftan ecnebi tabiiyetinde bulunanları tespit etmesi bildiri miştir. Polis merkezleri tarafından tan- zim edilecek olan bu cetveller vilâyete verilecektir. Küçük sanat- lar kanununun tatbikatında bu cedvellere istinat edilecektir. çuvalların adedinde midir Üç çuval, bazen otuz 'çuvaldan daha ağır olamaz mı?.. O da başka mesele!) . Bittabi, pek yakında, bu moda da geçecektir. Arabacılar, hattâ Mercancılar yokuşunda, bayır yu- karı, aç beygirlere ( istedikleri yükü yükliyebileceklerdir... Peki amma, mademki belediye arabalara numafa koymuştur, ve mademki ceza kesmek hakkı, belediye memurlarına verilmiştir: arabacılar: alâmeleünnas yaka- paça, ite süme karakola sürükle- mekteki hikmet nedir?... Nizam- nameye riayet etmiyen arabacının sadece numarası kaydedilse kâfi değil mi? Bu da, belediyenin kapris'i üzerine inzimam eden belediye o memurlarının - kapris'i olacak! ŞEHİR HABERLERİ Tatlılar uçtu! Sertabip beyin siparişler- den haberi yok! Evvelki Ogün ( Şehremininde garip bir dolandırıcılik vakası olamuştur: Şehremininde Millet caddesinde tatlıcı İzzet efendinin dükkânına tanımadığı bir adam giderek tatlıların fiatlerini sormuş ve: —Guraba hastahanesi sertabibi beyin misafirleri geldi, yemek yiyorlar, sizden de baklava ve revani ve puğaça almamı söyledi. Tatlıları çırağınıza veriniz benimle beraber hastaneye (gelsin de parayı alsın.. demişlir. İzzet efendi derbal ser tabip beyin istediği tatlıları tartıp paket yapmış ve çırağa vererek gelen adamla beraber hastaneye gön- dermiştir. Çırakla meçhul adam bir müd- det gittikten sonra yolda adam birdenbire durmuş ve: — Eyvah unuttuk. Ser tabip bey yarım okka da bülbül yuvası istemişti, onu almadık. Aman sen çabuk dükkâna koş, yarım okka tatlı al gel. demiş ve çırağın elindeki tatlıları alıp kendisini dükkâna göndermiştir. Çırak istenilen tatlıyı da alıp geldiği zaman meçhul adamı bıraktığı yerde bulamamış ve tatlıyı alıp O hastaneye götür- müştür. Hastahaneye gidince iş mey- dana çıkmış, ser tabibin tatlı istemedigi ve böyle şeyden haberi olmadığı gibi söylenen şekilde bir adamın da hastane ile alâkası olmadığı anlaşılmıştır. Bu suretle Izzet efendinin tatlı ve puğaçaları uçmuştur. Zabıta tahkikat yapmaktadır. Halkevleri Nisanın ikinei cumartesi günü Istanbul “Halkevinde | “Temsil, şubesi âzaları toplanarak idare heyetini intihap edeceklerdir. AKŞAM ABONE ücretleri —e Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 > 1450 » 3AYLIK 400 » 809 » 1AYLIK 150 xp” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş: kü- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Yeni mektepler Vilâyet bu sene yeni mektepler yaptıracak Istanbul vilâyeti bu sene içinde yeniden bazı ilk mektepler yaptı- racaktır. Bunlarla mektep inşaa- tının yüzde sekseni bitirilmiş ola- caktır. Idarei hususiye bu sene mevcut mekteplerin idamesi için mevcut tahsisata dokunmamıştır. Hattâ başka taraflardan kestiği tahsisatı, maarif bütçesine ilâve etmiştir. İlk tahsil kanunen Omecburi olduğu halde bazi çocuklar mek- tebe gitmeyorlar. Gerçi Istanbulda mektebe — gitmeyen çocukların adedi daha azdır. Fakat, vilâyet, azda olsa çocukların mektebe devam etmemesini doğru bulma- dığınden önümüzdeki sene başın- dan itibaren mektebe gitmeyen çocukların velilerini tazyik ede- cektir. Bunun için ameli bir çare aranmaktadır. Kadın hırsızlar Dilenci gibi evlere girerek soyuyorlarmış ! Son zamanlarda mahalle arala- rında bazı kadın hırsızlar peyda olmuştur. O Bunlar ikişer üçer mahallelerde dolaşarak gözlerine kestirdikleri evleri soymaktadırlar. Evvelki gün Cibali zabıtası bu şekilde bir kumpanya meydana çıkarmış ve Nadire, Aliye ve Nazlı isimlerinde üç kadın yaka- lanmıştır. : Üçü de kıpti olan bu kadınlar Cibali civarında bazı evlere gide- rek dilencilik suretile (içeriye girmekte ve bir fırsatını bulup ellerine geçirdikleri eşyayı aşır- maktadırlar. Bunların gene böyle dilencilik suretile evleri kontrol (o ederek içeride ev sahibi bulunup bulun- madığını tesbit ettikten sonra diğer hırsızlara yol göstermekte oldukları da tesbit o edilmiştir. Cibali polis mevkii bu üç kadını evraklarile birlikte adliyeye teslim etmiştir. Bir garaj sahibi belediyeden 15 bin lira istiyor Taksim kışlası altındaki bir otomobil garajı sahibi, Taksim meydanı tesviye ve tanzim edilir- ken inşaattan dolayı bir müddet gârajına otomobillerin giremedik- lerini bu suretle otomobillerden aldığı kira bedelini kaybettiğini “ Titrerim mücrim gibi ahi Baktıkça istikbalimel , diye bir şarkı vardır. Insan genç de olsa bazan ibtiyarlık kaygusuna kapılı- yor. Endişei istikballe mücrimler gibi tirtir titriyor. Bana kalsa insan kırkbeşini aştıktan sonra ya şarap olmalı ya keman.. Meselâ doksan yaşında bir piri fanisiniz, Öksürüklü bir ihtiyar... Hayattan artık zevk, neşe buldu- Zunuz yok. Bu esnada sihirli bir el sizi tutunca bir fıçı şarap yapmış. Saadeti tasavvur edin... Doksan senelik eski bir şarap- sınız.. Her zerenizin, her damla- nızın ayrı bir kiymeti var. En kodaman zenginler, erkekleri çıl- dırtacak kadar güzel sevgililerine sizi taktim ediyorlar. Zarif kadeh- lerin içine lıkır lıkır akıyorsunuz. Kadife küllerin yapraklarını andiran kırmızı tırnaklı penbe bir el kadehin altından yakalıyor. . Baş döndürücü bir karmen ko- kusu duyuyorsunuz.. Kırmızı çüçük iki dudağâ yaklaştınız.. 95 yaşında bir ihtiyarken yaklaşmanıza im- kan olmıyan bir şey... Dudaklara deydiniz, ihtiyar zenginin gözleri önünde sevgilinin al dudakları arasında, ve kırmızı küçük bir dilin üstünde beyaz sedef dişlere sürtüne sürtüne aheste aheste akıyorsunuz... Ilık bir hava içindesiniz... Hâttâ 25 yaşında güzel bir .delikanlı iken baygın bakışlarınızla serhoş etmenize imkân olmayan bu güzel kadının içini bir anda yakıp kavuruyorsunuz. Sizin sıcaklığı- nızla güzel başı dönüyor, gözleri dönüyör, uzun kirpikleri birbirine yaklaşıyor.. Siz onu serhoş edi- yor sunuz. Doğduğunuz doksan sene sonra gelen bu büyük saa- detin kıymetini tabi takdir eder siniz... Haydi ihtiyarladığınızda şarap olamadınız diyelim.. Fakat mut- laka keman olmanız şarttır. 95 senelik eski bir keman olmak ta az saadet değildir... Hele insanken Şairseniz, musikişinas iseniz, genç- i ötmekle şarkı söylemekle geçirmişseniz mutlaka ve mutlaka kemân olmalısınız. Bir kere eski bir insanlıktan eski kemanlığa geçtiniz mi ondan sonra kekâ.. Artık siz “asırdide keman!, diye gayet şık kadifeli kutulara yer- leştiriyorsunuz.. Halbuki insanken mesken buhranından ne kadar zahmet çekmiş, buna rağmen kendinize şöyle kutu gibi bir apartmancık bulamamıştınız. İşte şimdi kutu gibi değil, hakiki bir kutunun içindesiniz. Yemek sıkın- tısı çektiğiniz yok.. size bol bol reçina veriyorlar.. İnsanken söz- lerinizle hiç bir genç kızı ağlat- mamışken şimdi tellerinizden bir kaç ses çıksa bütün genç kadın- çuval yüklemiş... (Çuvu/?... Kaç Mütelevvin mizaçlı bir kadına AE ke iddia etmiş, belediye aleyhine R i kiloluk 2. Belediye memura, | âşık olsam, sevgilime: iy ei Mi o ii e Me mahkemeye müracaatla 15 bin iie irngrk aiee bunu bir bakışta nasıl tesbit — Bu ne kapris?.. Belediye (Pa 41 546 1219 1552 78,53 2040) lira istemiştir. Mahkemenin tayin başınızı dayayor, sırtımızı güzel edecek?... Nizamname, onlara, misin, belediye memuru musun?.. - Idarehane: Babıâli civarı iğiği ehli vukuf, bu iddianın | bir gerdana yaslıyorsusuz. Az bu sırrı, nasıl öğretiyor?... Saşı- | diye sitem edeceğim! Acımusluk sokağı No. 13 doğru olmadığına dair rapor | saadet mi? , i lacak ş$ey// Mesele yalnız, (Vâ -Nü) tanzim etmişştir. Hikmet Feridun —— — Aman Amca Bey, bu da ne?.. A. B. — Merak ettin değil mi, dur anlatayım: .. “Fi tarihinde silâh taşımak yasak oluş. Fakat Nasreddin hoça merhum cübbesinin altında koca bir yatağanla biperva dolaşırmış... Amca Beye göre... . Bu hâl nazarı dikkati celbetmiş, hocayı yaka paça, subaşınm huzuruna götürmüşler: (— Bre; hayâsız, senin yasaktan haberin yok mu, ki bu palayı taşırsın?) deyince hoca; (— Ağam, demiş, fakiriniz ilim ila müteveggil bir hocayım, bu palayı yanlış kazımak için taşırım) .. Subaşı kükremiş: (— Peki amma küçük bir yanlış kazımak için böyle koca bir palaya ne lüzum var?) Hoca: I— Aman efendim, demiş, kulunuz bazı öyle büyük yanlışlara tesadüf ediyorum ki düzeltmek için bu pala bile az geliyor!) ,, — Korkarım ki Amca Bey sen de bununla yanlış kazımaya kalka vi A. B. — Estağfurullah mirim. Mış değil, fakat dünyanın hakiki rengini görebilmek için arasıra üstündeki yaldıa kazımak lâzımi!.

Bu sayıdan diğer sayfalar: