27 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

27 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Nisan 1932 ARADA SIRADA Futbola — saireye dair Son milli futbol maçı, evvelâ Federasyon reisi muhterem Hamdi Emin beyi şaşırttı: Maçar milli formasının rengi ve şekli hakkında gazetelere üç muhtelif beyanatta bulundu. Sonra İstanbul mıntıkası- nın sevimli reisini şaşırttı: Mıntaka Macarların o Macaristanı o temsil edemiyeceklerine dair bir tebliğ neşretti. Daha sonra antrenör mösyö Pegnamı şaşırttı: İzmirden acemi iki genç getirtip takıma koydu.. Velhasıl bu oyundan sonra seyirci, sami, kari; hep şaşkına döndük. Bu şaşkınlık neticesi atletizm federasyonu reisi de bir yazı yazdı. Büyük (1) Felek bey dostumu- zun bazı bazı futbola da ayağı (2) kayar. Atletizme karıştığı için futbola da karışır. Bir muhar- rir arkadaşının milli Macar ma- çına dair yazdığı yazıya cevap vererek diyor ki: Gazetelerimiz dünyanın hangi gazetesinin tirajından yüksektir. Diğer memleketlerin milli takım- ları hiç yenilmezler mi? Bir spor müsabakası kaybetmek uta- nacak bir şey midir? Ve soruyor: Edebiyatta hangi eserin başka lisana tercüme edilmiştir, hangi beynelmilel müsubaka kazanmış- tır.Hangi yabancı kitaba tefevvuk etmiştir?. Bu neden mahcubiyeti mucip (olmasında, (Macarlara mağlüp olmamız seni yerin dibine geçirsin ?., İşte bu mantıksız zihniyettir, ki bizi bir çok fikri sahalarda yaya bırakıyor. Cevap verelim: Türkiyemizde, Peşte köprüsü gibi bir köprümüz yoktur diye müteessir olmayız, fakat öyle bir köprümüz olma- sını isteriz. Fakat beynelmilel bir köprü müsabakası yapılacak olsa, Galata köprüsü ile girersek ayıp ederiz. Diğer milletlerin milli takımları yenilebilir. Fakat oyun oynayarak yenilirler. Bizse burada kaydırak oynıyarak yenildik. Bir spor müsabakası kaybetmek utanılacak şey değildir. Fakat biz utandık, utanmakta da haklı idik. Çünki göğüslerinde Türk bayra- Zını taşıyan oyuncularımız arasında daha topa doğru vurmasını bilme- yenler vardı. Edebiyata gelinçe. Felek beyin en çürük iddiası budur. Eserleri- miz beynelmilel müsabakada henüz (0) - Musiki (o bahsında bâna cevap verirken çocuk demişti. Buna mukabele olsun diye büyük diyorum. Hüsnütefsir edilmesin. (2)- Ayni bahiste musikiye aya- gımın kaydığını söylemişti. Sinnen büyüğüm olduğundan aynen muka- beleye terbiyem manidir. Tabiri, yerinde olduğu için kullanıyorum. — Farzı muhal, günün birinde sana gelip te; e. Vilâyetler Yeni kanun lâyihası hazırlanıyor Umumi idarei vilâyet kanu- nunun valilerin salâhiyetini tahdit eden bazı noktalarının tadili ve valilerin bütün vekâletler namına hareket eden vilâyet müdir ve rüesasının her hususta amiri olmak salâhiyeti ile hareket etme- leri için kanuna verilecek yeni şekil hakkında Dahiliye vekâleti valilerin noktai nazarını sormuştur. Bu hususta Istanbul vilâyetinin de mütaleası istenmiştir. Her vilâyet yeni kanun lâyiba- sının ne gibi ihtiyaçlara tekabül etmesi lâzım geldiğini, kendi vilâyetlerinin ziraat, orman, mek- tep, inşaat, idare ve asayış iti- bariyle hususiyetlerini izah ede- cektir. Haber aldığımıza göre vilâyet- lerin mutalaası alındıktan sonra yeni muaddel kanun müzakere ve tastik edilmek üzere meclise sevk edilecektir. Yeni kanunda bazı vilâyetlerin hususiyet ahvali da nazarı dikkate alınacaktır. Bu sene imtihanlar daha evvel mi yapılacak? Mektepler her sene haziranın onbeşinde kapanmaktadır. Mek- teplerin (o ekserisi (o mukarrerat proğramını ikmal edebilecek hale geldiklerinden bu sene derslerin bir ay daha evvel ikmal edilerek imtihanların yapılacağı söyleniyor. kazanmamıştır. Fakat elbette bir gün gelecek kazanacaktır. Fakat şimdilik hiç bir muhar- ririmiz, Federasyon gibi şuursuz hareket edip beynelmilel bir mü- sabakaya eser göndermemiştir.. Çıkardığımız takımla milli bir maç oynamamız, benim, adapte bır romanı, beynelmile bir müsa- bakaya göndermemden farksızdı. * .. Türk bayrağını taşıyan Milli for- ma, ne federasyonun malıdır, ne de onbir oyuncunun. O forma milletin malıdır. Klüplerimiz, terakki etmek için - topal eşekle kervana karışsınlar. Fakat Milli maçlara hayır. Yunanistan hezimetinden sonra, atletizm heyetinin, Macar maçla- rından sonra futbol federasyonu- nun vazifesi masa başında dedi- kodu, gazete sütunlarında beyanat değil, istifa etmekti. Nihat beyi bek oynatan, İzmirden iki acemi oyuncu getir- tip, Rebii beyi takımdan çıkaran bir heyetin - antrenör M. Peg- namı da beraber alıp - bu işin başından çekilmeleri lâzımdır. Bu kadardır ol hikâyet. Selâmi İzzet İ etmektedir. Akşam ŞEHİR HABERLERİ Hayatı ucuzlatmak Belediyenin yapacağı kooperatif mühim rol oynıyacakmış Belediyenin kendi memurlarıyla halka bir lokanta açacağını ve lokantanın düşünülen kooperatife esas teşkil edeceğini yazmıştık. Belediye kooperatifin nizamna- mesini hazırlamıştır, bugünlerde dahiliye vekâletine gönderecektir. Dahiliye vekâleti onizamnameyi tastik ederse belediye kooperatifi teşkil edecektir. Kooperatifin ilk eseri lokanta açmak olacaktır. Evvelce de yazdığımız gibi bu kooperatife herkes iştirak ede- bilecektir. Istihlâk (O kooperatifinin (o sene nihayetinde bırakacağı kâr mik- tarı şu esasa göre taksim edile- cektir. Çalınmış elbise Sahibi görünce hemen polise koştu Galata polis merkezi Karabet isminde bir hırsız yakalamıştır. Karabet evvlki gece e soka- ğında Mehmet efendinin evine girerek elbise ve sair ne kadar eşya varsa toplayıp gitmiştir. Bir kaç gün sonra Karabet, Mehmedin evinden çaldığı elbi- seleri giyerek sakağa çıkmıştır. Sokakta Mehmet elbiselerini gö- rünce polise müracaat etmiş ve Karabet yakalanmıtır. Karabetin evi aranmış, Meh- medin eşyasından maada başka yerlerden çalınmış daha bir çok eşya (o bulunmuştur. (e Karabetin diğer arkadaşları da olduğu ve bir kumpanya halinde çalıştıkları anlaşıldığından tahkikat devam Iki kaçakçı yakalandı Zabıta Bekir ve Şevket isim- lerinde iki kişiyi yakalamıştır. Bunlar muhtelif kaçakçılık cü- rümlerinden maznudurlar. Maz- nunlar tahkikat evraklarile bir- likte (o adliyeye ( verilmişlerdir. Evrak ihtisas mahkemesine veril- miştir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6G AYLIK 750 » 1450 » 3 AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — i may” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilhiççe 21 — Kasım:172 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 840 10,5 5)10 91 12 142 Va. 4,12 5,5 12,12 16,2 19,1 — a. mmm Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 İnecek yerde?.. Ekmek fiatine 10 para zam yapıldı Şehir meclisi azasından Galip Bahtiyar bey un fiatleri ile ekmek fiatleri arasında büyük bir fark olduğundan ve ekmeğin bahalı olarak o satıldığından © şikâyetle belediye riyasetinden bu hususta izahat istemişti. Takrir üzerine şehir meclisi daimi encümende meseleyi tetkik etmeğe o başlamıştır. (o Encümen iktisat müdürü Asım Süreyya beyin de iştirakile yaptığı tetkikat neticesinde ekmek narkı tayin eden usulün ekmek fiatlerinin yüksekliğine (o sebep ( olduğunu anlamıştır. Belediye (oOoekmek fiatlerini tayin etmek için 928 senesinde bir usul kabul etmişti. Bu usule göre un fiatleri, pişirme fiati, su payı, mabrukat ve tuz gibi masraf- lara muayyen kâr ilâve ediliyor ve bu suretle oekmek narh: tayın edilerek ilân olunuyordu. Belediye her on beş günde bir geçen müddet içinde un fiatlerine bakıyor ve bu suretle ekmek narhini ya çogaltıyor veya azaltıyor, yahut ta ibka ediyordu. Halbuki yapılan sor tetkikata göre ekmek narhında un fiatleri den başka diğer esaslarında tesiri olduğu anlaşılmıştır. Meselâ amele ücretlerinde mü- him bir değişiklik vardır. Encö- men, ekmekciler cemiyeti reisile bu hususta görüşmüştür. Verilen karara göre narka esas olan nok- talar sık sık tetkik edilecektir. Her şey iyi, güzel, fakat bu hafta &kmek fiatine gene on para zam edildi. Geçen haftanın fiati pahalı görülürken bu zama ne demeli ? Kooperatif âzası bir sene içinde yaptıkları istihlâk: yekünunun yüz- de elli nisbetinde kâr alacaklar- dır. Bu suretle kooperatif âzası kooperatiften ne kadar çok mal alırsa o nisbette hasılattan istifade edecektir. Bundan başka kooperatif hari- ce de erzak satacaktır. Belediye- nin fikrine göre bu kooperatif hayatı (o ucuzlatmak .hususunda büyük roller oynıyacakmış. Iyi yapılmıyan sokaklar Yeni yapılan bazı sokaklar ve caddelerin kaldırımları üzerinde yağmurlu havalarda su birikintileri görülüyor. Bunun yol müteahhit- lerinden bazılarının inşaata dikkat etmemelerinden ileri geldiği anla- şılmıştır. Belediye bu gibi yolların, noksanları (o tamamlandırıldıktan sonra kat'i kabul muamelelerini yaptıracaktır. .. “— Amca bey — deseler al sana bir torba altın... | ». Bir hayli salahiyet.. | Amca Beye göre... .. Bir alay da işçil, Şu köhne Istan- bul'u modern bir şekilde imar et baka- lım!..» Ne yapaısın? Sahife 3 — intibaları Köylü mebus'un fikirleri Kütahya-Balıkesir hattının küşat resmine giderken, köy ıktisadiya- tını köylünün ağzından dinlemek fırsatı da zuhur etti. Trende, köylü mebusu Davut oğlu mer beyde vardı. Ömer bey, bizzat ziraat işlerile uğraşan, tarlada çalışan bir köylüdür. Köy iktisa- diyatı, ekin işleri hakkında, ken- disinin neler döşündüğünü, Millet Meclisinde, ziraat ve köy işlerini alâkadar eden meseleler etrafında nasıl çalışıldiğını öğrenmek is- terdim. Ömer bey, Büyük Millet Meç- lisinde, sayım verğisini değiştir- Anadolu mek için çalıştığını söyledi. Diyor ki: — Tiftik bir iki senedenberi para etmiyor, İzmirde, Istanbulda okkasına 30 kuruş bile vermi- yorlar. Halbu ki bir kaç sene evvel, bir okka tiftik 200 kuruşa bile satılırdı. Bunu gören köylü- lerimiz, hepsi tiftik keçisi yetiştir- meğe haves ettiler. Fakat bugünkü,şerait altında, tiftik keçisi sürüsü olanlar ne vakacağını şaşırmıştır. Bir tiftik keçisinden (elli (Okuruş (vergi alıyorlar. Halbuki bir keçiden, ancak bir okka tiftik alınır. Ankaradan ayrılmazdan evvel, Büyük Millet Meclisinde müvazenei maliye encümeninde bu bahsi görüşüyordum Âza arkadaşlara dedim ki: “ Siz köylülerde köy- lerde hayvan besliyen köylülerin halini düşünmiyorsunuz. Hayvan başına 50 kuruşa vergi (opek ağırdır, Bunu indirmek lâzımdır.,, Sözümü doğru buldular. Encümen bu kanunu birdaha tetkik edecektir. Ömer bey, mecliste köyleri alâkadar eden diğer vergiler hakkında da izahat verdikten sonra, bahis maarif meselelerine intikal etti, Ömer bey, köylerdeki maarif sistemine taraftar değildir. Diyor ki: Mektepte © çocuklarımıza okuma yazma öğretiyorlar, mektep tahsili çocuklarımızı cehaletten kurtarıyor. Fakat çocuklara iyi terbiye vermiyor. Mektebe giden köylü çocuğu, bir daha tarlada çalışmak istemiyor, ben efendi oldum, kasabaya gideceğim, bura- larda oturamam diyor. Köy mek- tepleri, bir çok köy çocuklarını, züra olmaktan çikarmıştır. Biz köylüler, köydeki mektepte okuma yazmadan başka işimize yarayacak şeylerin öğretilmesini istiyoruz. Köy muallimleri, köy çocuklarına memur terbiyesi ver- memelidir. Davut oğlu Ömer beyin, köy mimarımız hakkında söyledikle- ri şayanı dikkatti. Bir zaman, köy muarifi, köylerde züraın bil- gisini artırmak için ihtisas mek- tepleri açılması fikri, marifcile- rimiz ve terbiyecilerimiz arasında münakaşa ediliyordu. Köy ıktisa- diyatı işini tanzim ederken, köyde nasıl bir mektep kurmalıyız? Mü- tehassıslarımız bu bahsi de ciddi bir surette tetkik etmelidirler. A.B. — (Muhafazai asarı atika) komisyonunun feryadını işitmemek için evvelâ kulaklarımı tıkarım azizim!

Bu sayıdan diğer sayfalar: