27 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Şekip beyle bir 5: bir saat.. Aşkın ilk alâmetleri ne- dir? Nasıl âşık olunur? « Ben âşık değilim! » diyenlerin kulakları çınlasın Mustafa Şekip beyi darülfünu- nun edebiyat (o darülmesâisinde yapa yalnız buldum. Loş salonun tam ortasındaki geniş an üstüne abanmış, önündeki gayet kalın fransızca bir esere dalmiş gitmişti... Mustafa Şekip bey, ruhiyat noktai nazarından aşk mövzuu etrafında epice uğraşmıştır. Dün ticaret odası umumi kâtibi Vehpi beyden aşkla iktisadiyatın müna- sebetini ( dinlemiştim. Bugün de Şekip beyden ruhiyata nazaran aşkı dinlemek isterim, Sordum: — Aşk hakkinda düşünceleriniz Beyefendi. — Vallah aşk bizim icadımızdır. Tamamile bizim icat ettiğimiz bir şey... Aşkın esası, nevin bakası için tabiatın verdiği hazdır. Biz bu zevki aşk diye beşeri bir mevzu haline sokmuşuz. Bu mevzu bazan facia oluyor. Bazan ko- medi oluyor. Aşkta biz varız. Herkesin aşk ile alâkası vardır. Âşık olmayan yoktur, Müsbet ve ya menfi cihet- ten herkes aşka bağlıdır. Aşka karşı husranı olanlar büyük bir kin duyarlar.. Bu kin de en bü- yük aşktır. Bunun için: “Ben âşık deği ben âşık olmam, aşk bana bir şey ifade etmez... diyenler aşka en ziyade bağlı olanlardır. v5 — Aşkın ilk alâmetleri nedir? Insan nasıl âşık olur. — Aşkın ilk alâmetleri şudur: Bir şeye dikkat ettiğimiz esnada nasıl şuurumuzun bütün mesaisi bir noktada toplanıyor ve orada bir mihrak teşkil ediyorsa aşkta da öyledir.. Bütün alâka ve dikkati- miz bir noktada, bir şahsın üze- rinde toplanır. O şahıs şuurumu- zun mihrakını teşkil eder. Aşk bir kişinin içine kapanmak demektir. Bu kapanmak hâdisesini hissetti- ğimiz zaman aşka tululmuşuz de- mektir. Bu kapılar ne kadar muhkem ise aşkımız o kadar şiddetlidir. Hapiste olduğumuzu ve çıkmak için takatimizin bile olmadığını hissederiz. Yalnız insan mütehammildir. Şekip bey Bir de bakarsınızki kısa bir za- manda kapıdan çıkamazsınız ba- cadan, pencereden atlamışsınız. oda başka. Aşkta bütün ruhi mesaimiz bir araya toplanır. Bu tekâsüf ruhu- muzda oyun yapar. Bu oyun hem ıztırap, hem de lezzet verir. Esasen aşkta budur. Iztırapsız aşk, lezzet- siz aşk olmaz. Yalnız iztirap ve yalnız lezzet oluncaoda aşk değildir. Ve yalnız ıztırap, yalnız lezzet veren bu his hastalıktır. Bir nevi hastalık.. Aşkın bu ilmi tarifinden sonra diğer suallere geçtim. — Nasıl eğlenirsiniz? — Çalışmasam sıkıntıdan pat- larım. En büyük eğlencem hakiki dostlarımla o konuşmaktır. O da enderdir. Bazen sinemaya giderim. Kadınlardan Greta Garbo yu, er- keklerden de (Moris pek beğenirim.. Tam bu esnade ders zili çaldı. Mülâkatımı burada kesmeğe mec- bur oldum. le Bulgar kral ve kralıçası Sofya 25 (A.A) — Bir müddet- ten beri hariçte bulunan Kral ve kralıça hazeratı bugün Sofyaya avdet etmişlerdir. ag Sövalyeyi Londraya seyyah akını Ingiltere en ucuz memleket Bir zamanlar İngilizler Ingiltere haricinde mütemadiyen seyahat ederken şimdi Avrupanın muhtelif memleketlerinden İngiltereye seyyah gelmeğe başlamıştır. Bunun sebebi İngilterede yaşamak şeraitinin pek ucuz olmasıdır. Londrada ve diğer İ ngiliz şehirlerinde otel ve lokanta hayatı diğer birçok Avrupa şehirlerinden ucuzdur. Bu sebeple paskalye yortuları esnasında Londraya birçok seyyah gelmiştir Resmimizde bir seyyah kafilesi saray önünde nöbetçi neferin tepdilini seyrederken görülüyor. Akşam Kanla tablo! Bir Japon ressamı kendi kanile Mikadonun resmini yaptı Meşhur Japon ressamlarından Jto Hikozo vatanperverliğini isbat için Mikadonun tabii cesametteki portresini kendi kanile yapmış ve sonradan bu tabloyu harbiye nezaretine hediye etmiştir. Ressam boya yerine kullandığı kanı sol kolu ile omuzundan ve arkasından almiş, lâkin çok kan zayettiğinden tablo bittikten sonra uzun müddet istirahat etmiştir. Ressam *Jtonun bu hareketi başkaları tarafından da nümune ittihaz edilmiştir. Tokyolu beş genç kız parmak- | larınin uçlarından çıkardıkları kan ile beyaz zemin üzerinde doğan güneşi gösteren Japon bayrağını yapmışlardır. Bayrak hazırlandık- tan sonra: yedinci Âzanın alayına hediye. edilmiştir. Kızlar bayrakla birlikte alay kumandanına ( gönderdikleri bir mektupta harbe muktedir olmıyan kadınların ancak bu yolda vatan uğurunda kanlarını akıttıklarını kaydetmişlerdir. (Varna ) da Türk - Bulgar dosfluk cemiyeti (Varna) da bir Türk - Bulgar dostluk cemiyeti teşekkül etmiş ve heyeti idaresine gençlerden Ömer Kâşif bey, Mustafa Rıza bey, Suphi bey, muhabirliğine de türk âza olarak ( Varna) Türk mektebi müdürü Akif Mehmet bey intihap olunmuşlardır. Cemiyet, iki millet arasında Eharsi, siyasi ve iktisadi yakınlığı temin yolunda çalışacak ve bu iki kardaş milletin mesut atisini çiz- Zfmeği aziz bir gaye ve hedef bilecektir. Izmirde Gazi Hz. nin heykeli Izmir, 24 — Gazi Hz.nin hey- kelinin küşat resmi için hazırlıklar yapılıyor. Henüz tarih kararlaş- tırılmış olmamakla beraber yakında küşat resmi yapılacaktır. Cıvar vilâyetlerden, Ankara ve Istan- buldan İzmire birçok ziyaretçi geleceği tahmin ediliyor. Mutahassısların dereceleri Ankara, 25 — Ziraat vekâleti tâli ziraat mekteplerinde mual- limlik Oyapmakta olan ziraat mütehassıslarının vazifeleri, dere- celeri, ve terfihleri hakkına bir kanun lâyihası hazırlanmış, heyeti vekileye takdim olunmuştur. Lâ- yiha heyeti vekilede tasvip edil miş ve meclise sevkedilmiştir. Jeneral Naulin, Berut'a gidiyor Marsilya, 26 (A. A.) — Harp meclisi âlisi azasından jeneral Naulin, Beruta gitmek üzere Lamartin vapuruna binmiştir. Mersinde sebze bolluğu Mersin 25 — Bu sene burada pek boldur. Bakla fiatleri görül memiş derecede uzundur. Okkası 30 paraya satılmaktadır. Belçika kral ve kraliçesi Brüksel 26 (A.A.) — Kral ve kraliçe buraya avdet etmişlerdir. Izmirde havalar çok değişiyor Izmir 26 ( Hususi) — Havalar çok (mütebeddildir. Fasılalarla yağmur yağıyor, soğuk yapıyor. Kim yaraladı? Şehremininde 17 yaşlarında bir gencin tabanca kurşunu ile ağır yaralı bir halde sokakta yatmakta olduğu görülmüştür. Aziz isminde olan bu adam kendisini yaralıyanları bilmediğini söylemiştir. Polis tahkikat yapıyor. Atina, 120 (Hususi muhabiri- mizden ) — Yunanistanda, iktisadi buhran, günden güne şiddet kes- bediyor. Başvekil, Venizelosun memleketin iktisadi vaziyetini izah ederek, cemiyeti akvamın mali ve iktisadi müzaheretini istemek için Cenevreye kadar ihtiyar ettiği seyahattan da, şimdiye kadar hiç bir netice elde edilememiştir. Hattâ, muhalefet gazetelerinin rivayet ve iddialarına inanmak lâzım gelirse, Cemiyeti Akvam Yunanistanın beş sene borçların tecili ve kendisine bu müddet zarfında, inşaat nafiaya devam edebilmesi için on milyon is- terlin oikraz edilmesi talebini şimdi nasıl, cemiyetin temmuz içtimainde müzakere edecek imiş. Yunan başvekili M. Venizelosun Cenevreden altun mikyasını terk etmek azim ve kararile avdet ettiği hakkında, en salahiyettar hükümet mahafilinde Omusırran deveran eden şayıalar nazar iti- bare alınırsa, bu haberin dogru- luğuna ve Yunan başvekilinin cemiyeti akvamın mali ve iktisadi muavenetinden ümit kestiğine insanın inanacağı geliyor. Cemiyet akvamın, mali muavenet meselesinin müzakere ve bir ka- rara rabtını tehir etmesi burada şiddetli tesirler yapmıştır. Bu te- sirin ilk emareleri, gıda madde- lerinin derhal fırlamağa yüztutması ve drahminin yuvarlanmağa baş- laması şeklindedir. Muhtekirler, havayici zaruriye fiatlerini fırlat- maksadile gıda maddelerini sak- lamağa teşebbüs edince, halkin, bakkaliye dükkânlarına tehacümü başlamış, yok olmuş, fiatlerde fırladıkça fırlamıştır. Bu telâş ve tehacüm iki gün kadar sürdükten sonra nisbi sükünet avdet eylemiştir. mamafih havayici zaruriye fiatle- rinde ki tereffü devam ediyor. Atina baş piskepos, hariçten mali ve iktisadi muavenet ümitleri kesilince, yunan parasını kurtarmak için halki mücevherlerini altınlarını milli bankaya yatırmağa, ve mu- kabilinde kâğıt para almağa da- vet eylemiş, kiliselerin (gayet kıymetli eşyasını bu maksatla milli bankaya yatırtacağını da vadetmiştir. Bu hitabenin ilk günlerde tesiri görülmüş ve bir çok kimseler ellerinde mücevher ve altınları yatırmağa başlamışlar isede, son günlerde, bu tehalik de zaifle- miştir. Bunun sebebi, muhalifet gazetelerinin bu milli harekete, fakir halktan evel, zenginlerin numunei imtisal olması lâzımgel- diği hakkında vakı olan neşri- yattır. Hükümet, bütçede muvazeneyi mağa ve daha pahalıya satabilmek bir çok eşya ortadan 27 Nisan 1932 ——— Atina mektupları Yunan hükümeti mali güçlükleri halle çalışıyor Yunanistan istan Cemiyeti Ak Akvamın yardımından ümidi kesti Mali meselelerle meşgul olan başvekil M. Venizelos temin etmek için ciddi tasarruf yapmakla (o meşguldür. masrafı kısmak için bahriye, harbiye ve umuru Ohavaiye nezaretlerinin birleştirilmesi esaslarını kararlaş- tırmak üzere askeri erkândan teşkil edilen komisyon vazifesini ikmâl etmiş ve raporunu hükü- mete vermiştir. Komisyonun ra- poru aynen kabul edilirse, bu üç nezaretin tevhidinden elde edile- cek tasarruf 40-50 milyon drahmi kadar olacaktır. Bundan başka, hükümet bir kontenjan kararnamesi tanzim etmiş ve bunu meclisten geçir- miştir. Bu kararname mucihince, bizde olduğu gibi ithâlât tahtide tabi tutulacak, ancak memleketin ihtiyacatı nisbetinde, eşya ithaline müsaade olunacaktır. Hükümet aynı zamanda, Yunan mahsülâtına yeni mahreçler bul- mağa çalışacaktır. Hükümetçe alınan bu tedbirler sayesinde muvazenenin az çok temini kabil olacaktır. Fakat şa- yet, Cemiyeti akvam Yunanistanın istediği 10 milyon sterlin mikta- rındaki mali muaveneti esirgerse Yunanistan harici borçlarını tedi- ye edemiyecektir. Zaten M. Venizelos, Cenevreye yaptığı son seyahati esnasında, bu noktayı, Cemiyeti akvamın mali komitesine açıkca söylemiş, ve 10 milyon sterlinden başka, beş sene borçların verilmemesini de istemiştir. Mali vaziyet şimdi bu safhadadır. Söylendiğine göre Yunan kabinesi bu hafta mühim kararlar verecektir. Yalnız harici borçlar için mora- toryon oilâin etmezden evvel, Cemiyeti akvam mali komitesinin muavenet meselesinin müzakere- sini temmuz içtimama tehir ede- ceği hakkında devraneden şayia- ların resmen teeyüt etmesine intizar ediliyor. 4 kX* Emlâk sahipleri! Üzüntü ve zahmet çekmeden Çok irat almak isterseniz Emlâkinizin idaresini UMUM EMLÂK ACENTESİNE | tevdi ediniz! Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Telefon : 20307 — Posta kutusu: 658 İstanbul

Bu sayıdan diğer sayfalar: