16 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

16 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Mayıs 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Boişevik fırkasının tarihçesi Rusya'nın bugünkü hali hakkında mümkün mertebe vazih bir fikir edinmek için, Rus komünist fır- kasına (Bolşeviklere) dair bir nebze fikir edinmek zarureti var- dır. Bizde, birçok kimseler, bol- şevikleri, harbın son devresindeki keşmekeş ortasından fışkırmış bir takım coşgun ve acaip kimseneler sanır. Halbuki, bolşevikliğin ma- zisi çok eskidir. 1870 senelerinde, Rusya'da Narodniki denilen halkçı insanlar mevcuttu. Bunların ekserisi, yük- sek tabakanın münevverleriydi. Fransız inkılâbının malüm fikirle- rini perverde ederlerdi. Yahut ta anarşist; tethişçi noktai nazarlara sahiptiler. Köylüye istinat etmek, köylüyü çarlık aleyhine kışkırtmak isterlerdi. Halbuki, her gittikleri köyden - vay, sen Çar aleyhinde bulunuyorsun ha... - Diye koğulur- lar; bin türlü cefa ve mihnete maruz kalırlardı. Hiç bir muvaf- fakiyet elde edemiyorlardı. Hatta meşhurdur: Narodniki'lerden biri, köylüye meramını (anlatabilmek için köylü kılığına girmiş, fakat, genede sözünü dinleyen olmamış, bunun üzerine, haibühasır şehre dönerken trende bir köylüye rastlamiş kendi rejimi aleyhine attıkça muhatabı köylü daha fazla atmağa başlamış. Çara söğmüş, öteki daha fazla. Nihayet, bizim inkılâpçı sormuş: — Yahul Sen ne iyi adamsın! Kimsin sen? Muhatabı köylü, takma sakalını çıkarmış: — Ben Narodniki'lerdenim... Sizi kurtarmak istiyoruz! Meğerse, ikisi de aynı tarz propağandacılarmış... Yalnız biri- birlerini avlıyabilmişler... Hülâsa, köylüleri teşkilâtlandı- rıp çarlığı yıkmak istiyen inkı- lâpçılar (o emellerinde (o muvaffak olamıyorlardı. Bu sıralarda ise, Garbi Avrupa'da Karl Marksın nazariyeleri (orevaçtaydı. Pleha- nof isminde bir Rus müte- fekkiri, Ooon dokuzuncu asrın son senelerinde, Narodniki'lerden ayrılarak, Petrograt'ta, marksizme muvafık bir sosyal - demokrat fırkası tesis etti, Bu fırka köylüye değil, Petrograt'ta epice kuvvetli olarak doğan amele sınıfına isti- nat etmek istiyordu. Âzasını bu sınıf meyanından seçmek ve bu sınıfın menafiine hâdim olmak niyetindeydi. 1904 senesinde, sosyal demok- ratlar büyümüş bulunuyordu. Fır- kanın içinde iki cereyan husüle geldi. Cereyanlardan birinin başına Martof isminde bir lider geçti. Ötekinin başında da meşhur Lenin bulunuyordu. Iki lider, fırkanın ikiye ayrılmasına sebe- biyet verdi. Martof, fırkaya münevverlerin fazla miktarda alınmasını mahzurlu —— Buz imtiyazı Şurayı devlet itirazı reddetti Beyoğlundaki Turkuvaz lokan- tası buz imtiyazının kanuni me- merasime riayet (o edilmeksizin belediyeye verildiğinden bahse- derek Şurayi devlete müracaat etmişti. Turkuvaz, belediye buz imtiyazı uhdesinde olduğu için hususi buz makinlerinin işlemesine mani olduğunu iddia ediyordu. Şurayı devlet, yapılan mürakabe neticesinde buz imtiyazının kanuni olduğuna karar vermiş ve Tur- kuvaz lokantasının talebini red- l detmiştir. Petrol kumpanyaları arasında rekabet Trakyada petrol kumkanyaları arasında orekabet (başlamıştır. Gelen haberlere göre Tekirda- ğında, bir Amerikan kumpanyası, bir teneke benzini, 390 kuruştan 350 kuruşa indirmi nn ran görmüyordu. Onca, fırka tahsisa- tını veren ve proğramı binnazariye kabul eden herkes, serbestçe fırkaya dahil olabilirdi. Lenin ise fırka azasının gizli teşkilâtta da çalışmasını mecburi addediyordu. Böylelikle, fırka kadrosunu, serden geçtilerden murekkep (oyapmak istiyordu. Bir çok nazariyeci ve müreffeh inkılâpcıların işine ise, Lenin'in emrinde serdengeçti ol- mak ağır geliyordu. Iki teklif, 1904 kongresinde reye konuldu. Lenin intrikayle ekseriyeti temin etti. Ve “ ekse- riyeti kazananlar manasına gelen “ Bolşevik ,, ismini kendine ve arkadaşlarına benimsedi. “ Ekal- liyette kalanlar ,, manasında olan “ Menşevik ,, tabirini ise Martof ve arkadaşlarına bıraktı. Halbuki, hakikatte , Martof'un daha fazla adamı vardı. O tarihten itibaren Bolşevik'ler, mevcut fırkaların en müfrit inkı- lâpcısı olarak çalışmağa başladı ve 1917 senesinde, Kerenski inkılâbına karşı ikinci bir ihtilâl tetip ederek teşrinievvel ayında, Petrograd şehrinde hükümeti ele geçirdiler: Sibiryadaki menfasın- dan Abrupa'ya kaçıp orada sene- lerce gazete çıkaran Lenin, Fenlan- dya tarikile memlekete avdet etmiş bulunuyordu. Harpten yılan aha- liye sulh vadetti. Çalışan insanları sosyalist (cennetine (koyacağını söyledi. İşte, bolşevik fırkası, o gün bugündür iktidar mevkiinde- dir. Hükümeti ele aldıktan son- raki tarihçesi, bugün bu sütuna sığmıyacak kadar uzundur. (Vâ - Nü) BE Şeker ucuzlıyacak 46 vagon şekerin ithali emri geldi Şehrimizde şeker pahalılığı de- vam etmektedir. Hükümet bu pahalılığın önüne geçmek maksa- dile, bu ayın kontenjan listesine Istanbul için, yeniden 46 vagon şeker koymuştur. Gümrük ve inhisarlar vekâleti, bunun hakkında, Istanbul gümrük idaresine emir vermiştir. Dünden itibaren tüccar, güm- rükteki mallarını çekmeğe başla- mıştır. Bir şeker tacirinin verdiği malümata göre, bundan sonra halk pahalı şeker almıyacaktır. Acaba nerede? Polis, kasap Osmanın izini arıyor Üç gün evvel Üsküdarda so- kakta tabanca atarken kendisini yaralamak istiyen polis Şefik efendi ile Remzi efendi isminde bir yolcuyu yaralayıp kaçan sabı- kali kasap Osman hakkında tah- kikat devam ediyor. Osmanın ne- reye kaçıp saklandığı henüz te- mamile tesbit edilememiştir. Zabıta bir takım ip uçları bulmuş ve lâzım gelen tertibatı almıştır. Üsküdar polis merkezi ve polis 2 inci şube müdiriyeti tahkikata odevam (etmektedir. Osmanın şu günlerde yakayı ele vermesi muhakkaktır. Fazla yolcu alan otobüsler Otobüslerin haddi istiabisinden fazla yolcu almaları talimatname ile menedildiği halde sayfiye mev- simi obaşladığındanberi * şehirde işliyen otobüsler, bilhassa Taksim ile Büyükdere arasındaki otobüs- ler lüzumundan fazla yolcu almak- tadırlar. Belediye bu münasebetle istiap derecesinden fazla yolcu alan otobüslere ceza verilmesini bildirmiştir. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6G AYLIK 750 » 1450 » 3 AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — mey” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 10 — Ruzuhızır: 11 S. İmsfk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 747 9,28 450847 12 10 Va. 238 4,42 1210 167 19, 21,020 — maa m Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 7 A TM SY le TE ŞE m mary) Eşya mübadelesi Bulgar ve Yunan- lılarla müzakere başlıyor Hükümetimizle Yunanistan ve Bulgaristan arasında eşya müba- delesi için, teşkil edilen komisyon- lar hazırlıklara başlamışlardır. Ko- misyonlardan biri Yunanistanla diğerleri de Bulgaristanla yapıla- cak eşya mübadelesini Tetkik etmektedir. Oda tetkikat şubesi müdürü Hakkı Nezihi bey, Yunanistanla olan ticari münasebetimiz hakkın- da bir rapor hazırlamaktadır. Komisyonlar tetkiklerini, birkaç güne kadar bitirecekler, ve bunu birer rapor halinde iktisat vekâ- letine bildireceklerdir. Verilen malümata göre, Yunan ve Bulgar murahhaslarile eşya mübadelesi için, ayın 21 inde mü- zakereye başlanacaktır. Yunan ve Bulgar murahhasları gelecek hafta içinde şehrimizde bulunacaklardır. Içtimalar Istanbul ticaret odası salonunda olacaktır. Vesaiti nakliyeye bir tamim Yangın haberini alan itfaiye giderken yol üstündeki bütün vesait durur ve itfaiyeye yol ver- mek mecburiyetinde kalır. Son günlerde bu kaideye riayet edil- mediği görüldüğünden itfaiyenin matlüp süratle yangın yerine gitmelerini otemin etmek için bütün nakil vasıtalarının behem- hal itfaiyeye yol vermeleri tekrar belediye riyasetinden tamim edil miştir. Kalkan pahalı Sinopta okkası 6 burada 70 kuruşa! Piyasada kalkan balığı fiatleri düşmemektedir. Sinoptan gelen kalkan balıklarının fiatı 70 kuruştur. Halbuki söylendiğine göre, bu sene Karadenizde kalkan balığı pek boldur. Sinopta bir okka kalkan 5-6 kuruşa satılmaktadır. Trabzonda okkası 7 kuruştur. Sinop kalkan balıkları, buraya getirilirken buzlu sandıklar içinde iyi muha- faza edilemediği için bayatlıyor. Evvelki gün Samsundan gelen birkaç sandık balık koktuğu için denize dökülmüştür, diğer taraf- tan, zabıtai belediye, Balıkpa- zarında kokmuş kalkan balığı satan balıkcıları sıkı bir surette mua- yene etmektedir. Beyoğlu Balıkpazarında o bir balıkçıda kokmuş balık görülmüş, satılması menedilmiştir. Yerli kalkan balıklarının fiati 100 kuruştur. Sahife 3 Egöir çırpıda Mehmet pehlivan Geçen gün Sirkeciden geçiyor- dum, Gayet şık bir zatla karşı- laştım. Bu zatı gözüm ısırıyordu. Onu mutlaka bir yerde görmüş- tüm. Fakat nerede?.. Üstünde son moda kumaştan ağır bir elbise, elinde fantezi bir baston vardı. Beni gürünce pek kibar bir jestle şapkasını çıkardı. Bir salon ( delikanlısının mübaleğalı nezaketile selâm verdi.. O zaman tanıdım. Pehlivan Çoban Mehmet... Fakat bu ne büyük tahavvüldü?. Biraz sonra sıktığım elin yumu- şaklığı ve - şair tabirile - nermin- liği beni hayrete düşürdü.. Bera- ber yürürken dikkat ettim ahbap- larına harikulâde bir incelikle selâm veriyor. Mukabil taraftan gelen kadınlara hürmetle yol açıyordu. Bir aralık söz acıldı: — Akşamları, dedi, idmanlarım- dan sonra Turkuaza gidiyorum... Biraz müzik... Bir müddet olimpiyatlardan, Avrupa şehirlerinden, (o Avrupa terbiyesinden, Avrupa nezaketin- den, Avrupa kaldırımlarından, Fransadan, o Paristen (bahsetti. Önümüzden geçen şık bir beyin baston tutuşunu beğenmedi.. O zaman pehlivan çoban Mehmedin karşısında kendimi pek kaba saba bir adam buldum. Adeta ondan utandim. O kadar incelmiş o kadar nazikleşmiş, üzerine o kadar müfrit bir kibarlık gelmişti ki kendi kendime: — Istanbulda doğdum Istan- bulda büyüdüm.. Yazık bu kadar incelemedim... Dedim.. Biraz ge- çince uzun müddet İngiliz parla- mentosunda bulunmuş bir Büyük Britanya asilzadesi tavrile: — Yeni harflere çalışıyorum.. Dedi, hatıratımı yazıp neşrede- ceğim... Avrupada bu âdettir... Ayrılırken öyle bir reverans yapışı, öyle bir: —Orövuar.. diyişi vardı ki sor- mayın.. Doğrusu aferin “çobana,, pardon ona “çoban, diyemiyece- ğim aferin Mehmet bey pehlivana.. Şehir müthiş bir makine... Insan- ları bir kapısından alıp öteki kapısından bambaşka bir şekilde Haliç şirketinin taşıdığı yolcu miktarı Haliç şirketi yolcularınin miktarı her sene azalmaktadır. Şirketin yaptığı istatistiklere göre, şirket 929 senesinde 7 milyon küsur yolcu taşımıştı. Bu miktar 930 senesinde 5 milyon küsura inmiştir. Şirket, 931 senesinde 4 milyon 944 bin yolcu taşımıştır. 929 sene- sile yapılan mukayesede, şirketin 2 buçuk milyon küsur yolcu kaybettiği anlaşılıyor. Haliç şirketi, yolcu miktarının azalmasını otobüs rekabetine atf- etmektedir. — İstanbul nasıl imar edilmeli Amca bey? A.B. — Yaz azizim: Şehirde temiz su ve temiz süt satılması temin edilmeli... .. Sokaklar her gün şarıl şarıl yıkanmalı... Amca Beye göre ..- se Ortada rakmamalı! bir tek dilenci br- — Aman Amca bey bu pek basit bir proje! Hani asma köprüler? A. B. — Basit amma iki gözüm, asma köprülerden daha makull...

Bu sayıdan diğer sayfalar: