29 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

29 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mayıs 1293 | — IT AKŞAMDAN AKŞAMA Halkevleri, gençler birlikleri ve ümran terbiyesi Istanbul'un olsun, diğer şehir- lerin olsun muhtelif yerlerinde gençler mabfeli, gençler teşkilâtı, gençler yurdu, gençler derneği, gençler birliği nevinden kendi kendine üremiş müesseseler var- dır. Bunlar, kısmen sporla, kısmen de harsi meselelerle uğraşırlar. Fakat ne yazık ki, bunların içlerin- den bir çoklarının harsi faaliyeti şu sulardadır: “Filânca şair bizim mahallede doğmuştu. Onun oturduğu küçük ahşap evin kapısına tunç bir kitabe yapıştıralım. Evin karşısın- daki meydana şairin yarım hey- kelini koymak için de para top- layalım ve mademki şair bizim mahallenin evlâdıdır; onun muhip- lerinin cemiyetini biz teşkil edelim. Hattâ merhumun ufacık rozetini yaptırarak yakalarımıza takalım. Sonra, ber sene, behemehâl, şai- rin kabri başına gitmek için adam toplayarak ihtifal yapalım... , Bir çok şehirlerimizin bir çok mahallelerindeki gençler teşkilâ- tının hars işleri ekseriya bu ka- bildir, heyhat! Gerçi, maziyi yadetmek, şair- lerin evlerine kitabe takmak, me- zar başında ihtifal yapmak, ya- kaya rozet takmak ta iyi şeyler. Lâkin, gençler teşkilâtı ismini taşıyan müesseselerin hars faa- liyeti, elbette bundan ibaret kal- mamalı; daha etraflı, geniş ve ameli bir şekil almalıdır. Onun için, her büyük şehrimizde mev- cut bulunan ve eski Türk ocak- larının yerine geçen Halkevleri, bu gençler teşkilâtını da ya doğ- rudan doğruya kendine şube addetmeli, yahut ta, bu müstekil teşkilât ile sıkı bir alâka hasıl ederek, onları rehperliği altına almalıdır. Esasen, Halkevlerinin açılmasında başlıca gaye budur. Ben, kendi hesabıma, Halkev- lerinin, mahallattaki gençler teş- kilâtını, spordan, hars işlerinden maada bilhassa başka bir işe daha sevketmesini teklif edeceğim. Bir çok memleketlerde, her ma- hallenin, her köyün, her semtin gençleri, kendi geçtikleri sokak- ları, meydanları, evlerinin karşı- şındaki akar suyu, tıpkı kendi evlerinin içi, kendi bahçeleri gibi benimserler. Sokağın bir yeri bozulunca, çeşme (O akmayınca, bir dıvar yıkılınca, bir direk yolu kapayınca, parkın Oparmaklığı sökülünce, (gençler, bu umumi yerleri, kendi hususi malları imiş gibi tamir ederler. Gençler bu hususta, belediyenin yardımcısı, hatta yol göstericisidirler. Her- kese ait malı herkes benimser, himaye eder, daha güzelleştirmeğe uğraşır. Bu, bizde de doğması lâzım gelen bir terbiyedir. Ne şehrimiz, ne sokağımız ne mahallemiz, bu zuh bizde doğmadıkça ecnebi memleketlerinin şehirleri ve sokak- ları halini alamaz; böyle kurunu vustai manzarasını muhafaza edip durur. Bizde şimdiye kadar hakim Olan ruh, sokağı ve — Çıkişin içinden çıkabilirsen Amca bey... Mezbaha Teştithane için . gelen makineler kuruluyor Karaağaç mezbahasında kesilen hayvan sakaf ve bağırsaklarile ahşalarından çıkan yağlardan ve tabii surette hastalanarak ölen hayvan cesetlerinden istifade etme üzere belediye şehrimizde bir fabrika açmak fikrinde idi. Bu fabrikanın makineleri Almanyaya sipariş edil- diği halde bir türlü getirilerek kurulamıyor ve teştithane ismi verilecek olan bu müessese açıla- mıyordu. Bu makineler şehrimize gelmiş ve çıkarılmıştır. Karaağaç mezbahasının yanında da müsait bir saha bulunmuş ve burası istim- lâk edilmiştir. Esasen teştithanenin tesisine iktiza edecek makineler tamam olduğu için müessesenin tesisile açılması büyük bir masrafa ihati- yaç göstermemektedir. Yakında bu makineler kurula- cak ve fabrika faaliyete geçe- cektir. Bu fabrikadan çıkarılacak yağlar sanayide kullanılacak ve bu yağlarla bilhassa sabun yapı- lacaktır. Yeşil gün bayramı Yeşil hilâl cemiyeti tarafından haziranmn üçüncü cuma günü bir gezinti ( yapılacaktır. Saat sekiz buçukta köprüden kalkan bir vapurla Yalovaya gidilecek, orada Yeşil gün bayramı tesit edi- lecektir. umumi malı düşman prağı saymaktır: Pencerelerden çöpleri sokağa atarız. Çocuklar, belediye- nin diktiği körpe ağaçları kopar- tırlar; parkın parmaklıklarını sö- | kerler; çeşmenin musluğunu kırar- lar; yeni boyanmış kapıları çizip bozarlar. Halkevlerinin gençler teşkilâtı vasıtasile yapacağı en mühim bars ve ümran işlerinden biri, bu yıkıcı, bozuçu ruhun yerine, yapıcı, tamir edici ve güzelleştirici ruhun ikamesi için mücadele olmalıdır. Bu ruh çocuklarda ve gençlerde hasıl edilinceye kadar belediyenin bütçesini sekiz misline yükseltmek bile şehrin güzelleştirilmesi için fayda vermez. Hattâ, Halkevlerinin teşebbü- sünü bile beklemeden, gerek Istanbulun, gerek diğer şehir- lerimizin ötesinde berisinde kendi kendiliğinden fışkırmış bulunan gençler birlikleri, spor, hars ve sair şubelerinin yanına, bir de ümran şubeleri ilâive etmelidir. En fazla bu şubeye ehemmiyet vermelidir. (Vâ - Nü) .. 450 lira Hüseyin ef ye, 50 lira Remzi B. ye... İyi bir teşebbüs Beşiktaş münevverleri bir | mahfel yapacaklar Beşiktaş Halk fırkası idare heyetinin delâleti üzerine Beşik- taşta oturan münevverler, arala- rında bir mahfel tesisine teşeb- büs etmişlerdir. Bunun için Beşik- taş fırkası kaza merkezindeki içtima salonu biraz daha geniş- letilmeğe ( başlanmıştır. o Salona bir de sahne yapılacaktır. Mahfelin tesisinden (o maksat, Beşiktaşta oturan münevverlerin bir arada ictimalarını temin etmek, ilmi, bedii mevzular etrafında görüşmek ve bundan başka şim- diye kadar beşiktaşta yetişen ve fikir, san'at sahalarile sair saha- larda temayüz eden şahsiyetleri halka tanıtmak, lüzum görüldüğü takdirde bunların namına küçük heykeller dikmek, bu tarihi şah- siyetlerin hatırasını ihya etmek üzere teşebbüslerde bulunmaktır. Meselâ, meşhur Pilevne kahra- manı Osman paşa Beşiktaşta yetişmiş, Beşiktaşın eski bir ma- hallelisidir. Beşiktaşlı münevverler, Osman paşanın namına köyün münasip bir yerinde bir heykel dikmek fikrindedirler. Bir mısraile Beşiktaşta oturduğunu söyleyen meşhur şair Nedim namına da Beşiktaş mahfeli bir heykel dike- çektir. Ipten düştü Cambaz ağır surette yaralandı Bitlisli Karabet isminde bir canbaz dün Karagümrük meyda- nında ip üzerinde oyun yaparken müvazenesini kaybederek ipten düşmüş tehlikeli surette yaralan- mıştır. Yaraları çok ağır olan Karabet ifade veremiyecek bir halde has- taneye kaldırılmıştır. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 >» 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1 AYLIK 150 » — me” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kur ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 23 — Ruzuhızır: 24 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 647 9,2 439 8,39 12 1,57 Va. 2,20 4,32 OIZ11 16,10 19,32 21,28 mmm amam Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Amca Beye göre sı 180 lira Yorgi ef. iü ye, 75 lira Galip B. ye... ŞEHİR HABERLERİ Mukataa Belediye ile evkaf arasındaki ihtilâf Şehrimizde belediye tarafından istimlâk edilerek açılan yollar için evkaf müdiriyetinin belediyeden mukataa vergisi istediğini yaz- mıştık. Evkafın talebi yalnız buna mün- hasır değildir. Evkaf, esasen vakıf olan ve bilâhare asıl binası yana- rak veya yeniden yapılarak eski vaziyetini kaybeden belediyeye ait olan binaların da mukataa vergisile alâkadar olduğunu iddia ediyor. Belediyenin bu husustaki hukuki mükâlemesi şudur: Bir binanın mukataa ve icara tabi olması için bina ile arsanın vakfedilmesi lâzımdır. Bir bina yanarak veya yıkılarak bu arsa yerine diğer bir bina yapıldığı takdirde bu yeni bina artık vakıf mahiye- tini kaybetmiştir. Binaenaleyh bu binanin mukataa ve icar vergisile alâkadar kalamaz. Istanbulda ovakfı tarafından arsasile (o beraber ( vakfedilmiş binalar pek azdır. İstanbulun ekseri binaları - arsaları müstesna- vakıf mahiyetini kaybetmişlerdir. Şu takdirde bu binalardan muka- taa ve icar verğisi alınamaz. Belediyenin bu hukuki mütalâası netice itibarile kabul edilirse, eskiden vakıf, fakat yıkılarak veya yanarak yerine oyeni yapılan binalardan mukataa vergisi alın- mıyacaktır ki yalnız belediyeyi değil, halkı da bu hususta alâka- dar edecek bir vaziyet bhâdis olacaktır. Yeni yollar Edirnekapı - Rami yolu yakında bitecek Edirnekapı ile Rami köyü ara- sındaki uzun yol, son zamanlarda pek bozuk olduğu için kışın çamurdan, yazın toz, topraktan geçmek kabil olamıyordu. Nihayet bu yolun yapılmasına karar veril- miş ve bu maksatla da bütçeye tahsisat konmuştu. Birkaç aydanberi devam eden yolun tasviyesi bitmiş ve taşların dökülerek üzerine katran konul- masına başlanmıştır. Ancak, bazı kimseler, bu yola sarfedilen taşların Babıâlinin eski Şuraidevlet binasına ait ve sene- lerce Babıâli avlısında yıkılıp kalan taşların esasen yanık olduğu için uzun müddet dayanamıyaca- ğını ve silindir altında ezilip kırı- İacağını iddia ediyorlar. Bu noktai nazar doğru ise bu yolun çabuk tamirata (o ihtiyaç (o göstereceği muhakkaktır. Şıranın ismi değişti! — Belediye lüzumu kadar faa- liyet gösteremiyor... ( diyenlerin kulakları çınlasın. Ben bu kanaatte değilim. Hele son günlerde Bele- diye icraatından mühim bir şey haber aldım, doğrusu parmağım ağzımda kaldı. Ikinci mevki bir tramvay ara- basında gidiyordum. Sahanlıkta şiracı kıyafetinde iki adam konu- şuyor.. Biri: — Eeh, dedi. Havalar ısındı artık size, şıracılara gün doğdu.. Öteki: — Brak Allhını seversen.. dedi. Biz artık “şıracı,, değiliz. Sakın bunu bir daha söyleme... Belediye memurları duyarsa bizi havaya uçurur!,.. Biz artık şıracı değiliz, üzüm şerbetçisiyiz. Değiştirdik gayri ismi... Bundan sonra, emir var şıraya, şıra denmiyecek, üzüm şerbeti denecek... Sonradan o öğrendim... Meğer belediye hakikaten şimdi şıracıların şıra ismile sattıkları şeyin ismini değiştirmiş. Şıraya badema üzüm şerbeti denilecekmiş. Şıra kelimesi mülga.. Daha doğrusu mülga değil yalnız taze üzümden yapılan şıraya “şıra,, denilecekmiş.. Gördünüz mü siz faaliyeti... Senelerden beri içilen koskoca şıranın ismini bir kalemde değiş- tirmek “bu şıra değildir, üzüm şerbetidir,, diye kestirip atmak kolay mı?. Hiç şüphe yok ki belediye edebiyat, güzel sanatlarda bir ye- nilik gösteremediğimizi anlamış ve bunu telâfi etmek için böyle her- kesin parmağını ağzında bırakacak bir karar vermiş.. Bravo belediye- mizel. Ancak şıra gibi bir çok maddelerin de isimleri değiştirile bilir.. Meselâ bugün satılan südün ismi mükemmelen halis “ terkos suyu, ne tahvil adilebilir, yağın ismine “bir takım otlardan yapıl mış acayip bir madde, denilebilir! Hikmet Feridun Yağmurlar kesilip de havalar adamakıllı ısınalıdanberi ortada su birikmiş yer, hemen hemen kalmamıştır. Buna mukabil, Istan- bulun bir çok semtlerinde toz ve duman halkı müteesir ediyor. Ümit ederiz ki belediye kalabalık yerleri sulatarak halkın rahatça geçebilmesini temin edecek ted- birler almağı ihmal etmez. Son zamanlarda yalnız Şişlide, Hürriyetiebediye tepesindeki âbi- denin etrafında su birikmiştir. Burada takriben bir buçuk metro derinliğinde su vardır. Belediyenin nazarı dikkatini celbederiz. Italyadan bir heyet geliyor Perşembe günü (Milanodan Dantealikiyeri heyeti 50 kişilik bir kafile halinde şehrimize gele- cek ve bir kaç gün kalacaktır. Heyetin içinde M. Mezzi isminde bir de mebus vardır. .. 375 lira da Mişon ef. ye borcum var. Kederimden ölece- giml A. B. — Hiç korkma azizim, sıhhat ve aliyelinin dev e, gündüz dua eden bu lam olduktan olmazsinl kadar sonra bir şeycik

Bu sayıdan diğer sayfalar: